Dünyayla Benim Aramda: Klişelerin En Havalısı
Hayatımızda hep olan ama dijital platform olarak 14 Haziran’da ülkemize gelen Disney Plus’ın el attığı harika yapımlardan birisidir Dünyayla Benim Aramda… İlk sezonu yayınlanmıştır ve final bölümünden anladığımız kadarıyla tek sezon halinde de kalacaktır. Dizinin başrolünü, Demet Özdemir, Buğra Gülsoy, Metin Akdülger ve Hafsanur Sancaktutan paylaşıyor. Dram ve romantik türde olan dizi, bazılarınca klişelerin en havalısı olarak ekrana yansıyor. Dizinin hikayesini, Ezel ve Suskunlar gibi önemli yapımların da senaristliğini yapan Pınar Bulut ele alırken, yönetmen koltuğunda ise ses getiren işlerde imzası bulunan Hülya Gezer oturuyor.
Dünyayla Benim Aramda, bir moda dergisinde genel yayın yönetmeni olan İlkin (Demet Özdemir) ve oyuncu sevgilisi Tolga (Buğra Gülsoy) ile aralarının uzaklaşması ile başlıyor. İlkin sevgilisi ile aralarındaki soğukluktan dem vurarak bunu çözmek için sosyal medyada sahte bir hesap açıp Tolga ile iletişime geçiyor. Tabi ki işler planladığı gibi gitmiyor. Tolga konuştuğu kişiyi görmek ve gerçekliğine ikna olmak istiyor. Bu kişi de dergide 2 yıldır staj yapan Sinem (Hafsanur Sancaktutan)’dır. Dizinin devamında Tolga’nın diğer kadını seçmesi ve İlkin’in depresyona girmesi alışagelmiş bir senaryodur. İlkini bu depresyondan kurtaracak kişi tabi ki de yaraları olan Kenan (Metin Akdülger)’dır. İzlediğimiz bölümlerde Kenan dışında diğer üç karakterinde hikayelerini derinden izliyoruz. Tolga’nın kendi yerini bulmaya çalışması, İlkin’in ilişkisinin sadakatini ölçmesi ve Sinem’in var olduğunu ispatlama çabası aslında hepimizin yaşadığı şeylerdir. Metin Akdülger için çok bir şey diyemeyeceğim, evet kendisini çok seviyoruz ve iyi bir oyuncu fakat Kenan karakterini çok diziye geçiremedi. Diziye daha girmeden Metin Akdülger’in karakterini ‘acaba farklı bir yorum katmıştır’ ya da diziye ses getirmiştir diye düşünüp merak ediyordum ama Metin Akdülger adetini bozmamış ve ikinci adam olarak yan rolde kalmıştır. Son dört bölümde bulunan ve sessizce takılan Kenan karakteri bence Tolga’dan daha kalitelidir. Kendine güvenen ve Tolga’ya göre daha cesaretli bir karakterdir. Dizideki diğer ve bence ana karakterleri inceleyecek olursak, Tolga’dan başlamak isterim. Tolga, ataerkil ve bence yoksul bir aileden gelen bir karakterdir. Bunun sebebini, yaptığı işteki düşünceleri, iş konusunda yeni şeylere cesaret edememesi ve küçük burjuva İlkin’e karşı duyduğu içten yetersizlik hissiyle görebiliyoruz. İlkin’i bırakıp Sinem’e gitmesi de kendisini başta İlkin olmak üzere onu ciddiye almayan insanlara ispatlamaya çalışması da kendi içinde yaşadığı yetersizliği göstermektedir. Hayatında fazla kompleksli ve bence cesaretsizdir. İlkin ve Sinem karakteri ise yine görmeye alışkın olduğumuz karakterlerdir. Özgüvenli, zengin, başarılı, güzel ve entelektüel kadın olarak işlenilen İlkin ve yoksul, iyi niyetli ve düşük bir kadın olan Sinem… İki zıt kadın karakterini televizyonda görmeye zaten alışkınız ama dijitalde görmek biraz rahatsız ediyor. İlkin’in duruşunu aslında gerçekten çok beğendim. Zaten kim olsa beğenir çünkü hep etrafımızda güçlü kadın görmek isteriz. Sahip olduklarıyla birlikte gelen bir güç mü bilmiyorum ama duruşu ve hareketleriyle Demet Özdemir’e yakışan bir karakter olmuştur.
Dizi hakkında çeşitli yorumlar var ama ilgimi çeken daha çok ‘Grinin Elli Tonu Türkiye versiyonu’ oldu. Çünkü ülkemizde maalesef ki ne kadar dijitale iş yapılsa da yeni yıldızı parlayan oyuncuların böyle cesur sahneleri olmuyor. Sinem karakterine hayat veren Hafsanur’u bu konuda gerçekten tebrik etmek istiyorum. Aslında çok doğal olan durumların yaşadığımız kültür esasında yanlış ve ayıp şeyler olarak lanse edilmesi, daha kapalı ya da çok zıt karakterler oluşturduğunu düşünüyorum. Diziye geri dönecek olursak, bence tek sezondan oluşacak olan Dünyayla Benim Aramda, ilk bölümde heyecanlandırsa da akışı tahmin etmek çok zor olmayacak şekilde ilerledi. Alışkın olduğumuz hikâyeyi bir kez de dijitalde izleyelim dedik ve izledik. Dizinin çekim açıları ise hikâyeden ayrı bence gerçekten harikaydı. Hülya Gezer’in gözüne Avlu ve Yalancı dizilerinden zaten alışkınız. Dünyaya Benim Aramda dizisiyle yine kendi farkını ortaya koymuştur. Onun dışında diziye sinema efekti verilmesi, ışıklar ve dizinin en güzel parçası olan müzik seçimleriyle kendinizi gerçekten de kaptırıyorsunuz. Zaten biz Türkler böyle entrikalı dizilere bayılmaktayız. Başta da dediğim gibi gösteri dünyası ve hikayesiyle son bölüme kadar klişelerin en havalısı oluyordu. Açıkçası izlerken projede yer alan isimleri duyunca heyecanla başlayıp sonrasında beklentimi karşılamadığı için beğenmedim.
Başlarda ufak sıcaklıklar oluşsa da final bölümü beni biraz yıktı. İzlerken ‘final bölümünde hep bir farklılık olabilir ya’ demiştim fakat olmadı. Mutlu bir sonla biten dizide İlkin ve Sinem karakterini huzurla ve istediğine ulaşmış olarak gördük Tolga ve Kenan karakterlerini ise görmedik. Final sahnesini ya da bölümün tamamını çok klişe buldum. Bu kadar iyi bir kadrodan daha iyi bir final bölümü görebilseydik daha güzel olabilirdi. Dijital platformlara çekilen dizilerimizin biraz daha bu klişelerden uzak yapımlar olmasını dilerim.
Dünyayla Benim Aramda: Klişelerin En Havalısı