Düğüm: Güven Meselesi
Hayatın her anında güvenebileceğin insanlardan darbe yemek tam olarak neye yol açar? Neslihan Turan’ın hikâyesi tam da hayatındaki güven meselelerine değiniyor. Hayatının birdenbire Düğüm haline gelmesi ona çok şey öğretiyor.
Amazon Prime’da yayımlanan Düğüm dizisi toplam 8 bölümden oluşuyor. Başrolünde Begüzer Korel’in yer aldığı dizide ona Caner Cindoruk, Serkan Altunorak, İbrahim Selim, Ece Dizdar gibi oyuncular eşlik ediyor.
Öncelikle dizinin fazlasıyla gerilim unsurları barındırıyor. Bir haber programında spikerlik yapan Neslihan Turan kariyerinde daha iyi bir noktaya varmak için önemli bir davayı devralıyor. Bu dava bir gece ansızın ormanda ölü bulunan genç kızın araştırılması üzerine oluyor. Davayı tamamıyla ciddiye alan Neslihan Turan kendisini nelerin beklediği bilmiyor. Dizinin ilerleyen bölümlerinde sadakatinden şüphe duymadığı ailesinin yıkılışını izliyor.
Hem kendisiyle yüzleşmek zorunda kalıyor hem de katil olma ihtimali olan oğlunu korumaya çalışıyor. Neslihan Turan için hayatındaki asıl dönüm noktası işte şimdi başlıyor.
Şahsen ben diziyi izledikçe fazla beklenti içerisine girdim. Daha sonra anladım ki hikâye seyirciyi odağında tutmaya çalışırken fazla yavaşlığı ile kendinden soğutuyor. Hatta dizinin ilk bölümde Netfilx te yayımanan “Kuş Uçuşu”na benzer yanlar barındırıyor. Dolayısıyla ben de yine aynı konuyu ele alacaklarını düşünerek biraz korktum. Tekrardan aynı konuyu farklı oyuncularla izlemek elbette zevkli olmayacaktır.
Kendi kariyerinde ilerlemek isteyen Neslihan Turan’ın önüne önemli bir fırsat çıkınca bütün dengeler değişiyor. Bu yüzden ilk bölümden rekabetin tamamen yaşanacağı seziliyor. Fakat bölümler ilerledikçe konunun ‘rekabetle’ bir ilgisi olmadığını, tamamen Neslihan Turan’ın aile çatışmasıyla alakalı olduğu anlaşılıyor.
Ece Dizdar’ın canlandırdığı Ebru karakteri pek görünmese bile hikâyede çok önemli bir yere sahip olacağını en başta sezdiriyor. Fakat hikâye Neslihan Turan’ın hayatına, ana konudaki gizeme o kadar odaklanıyor ki bu durum dizideki ‘rekabet’ konusunun fazlasıyla havada kalmasına sebep oluyor.
Bütün bunların yanında bir de diyaloglara değinmek istiyorum. Serkan Altunorak bana göre çok iyi bir oyuncu olmasına rağmen ne yazık ki Düğüm dizisinde kötü bir performans sergiliyor. Gerek fazla yükselen ses tonu, yapay diyalogları onun oyunculuğunu kötü gösteriyor. Bu durum dijital platformda yayımlanan diziden ziyada uzun bir tiyatro oyunu izliyormuş gibi hissettiriyor.
Bergüzar Korel’in canlandırdığı Neslihan karakteri oyunculuk açısından bakıldığında oldukça başarılı performans sergiliyor. Bergüzar’ın da oyunculuğu dışında dizideki diyaloglarının yapay olduğuna dair birçok örnek mevcut. Bana göre dizi tamamen amatör şekilde yazılmış gibi. Çünkü sahneler oldukça uzatılmış, tam olarak ağza oturmayan cümleler yazılmış. Toplamda 8 bölümden oluşan ‘Düğüm’ dizisi aslında 5-6 bölümde bitirilebilirdi. Dizinin fazla uzamış sahneleri bölümler ilerledikçe can sıkıcı bir hal alıyor.
Ayrıca diğer oyunculukları hayli yapay olması, olayların tam olarak çözülmemesi, senaryodaki birkaç eksiklik izleme isteğini düşürüyor.
Örneğin; Neslihan Turan’ın yanında ona yardımcı olan Özge karakterinin hemen Neslihan’a inanması, ona güvenmesi pek inandırıcı olmuyor. Neslihan’ın oğlunu canlandıran Can karakterinin ise özgüvensiz tavırları dizi boyunca göze batıyor. Elbette karakterin başına gelenlerden dolayı korkması gayet doğal. Fakat Can karakteri korkudan ziyade tamamen özgüvensiz bir karakter olması onun girdiği ruh halini çözmemizi zorlaştırıyor.
Dizinin kendi içinde yarattığı tek avantaj katilin tam olarak kim olduğunu dizinin sonuna kadar saklaması oluyor. Hikâyede hiçbir zaman katilin kim olduğu net bir şekilde vurgulanmıyor ama seyirciyi her zaman farklı bir yöne çekmeye çalışıyor. Bu durum ise gerilim filmlerinde zaten olması beklenildiği için çok şaşırtıcı bir olay olmuyor. Senaryo merak unsurunu hep en yukarda tutarken bir yandan da sürekli izleyicinin kafasını karıştırıyor. Yaratılan bu olumlu durum dizinin izlenmesini sağlayan tek önemli nokta olduğunu söyleyebilirim.
Dizinin sonunda katilin hiç ummadığımız yerden geldiğini anlıyoruz. Fakat dediği gibi, iyi bir izleyiciyseniz ya da çok fazla gizem, gerilim türünde yapımlar izlediyseniz eğer, katilin kim olduğu sizi pek şaşırtmayacaktır.
Son olarak olayların akışına hakkında birkaç şey söylemek istiyorum. Karakterlerin olayları kolayca kavraması, kabullenmesi gibi durumlar çokça görünüyor. Örneğin Özge karakterinin Neslihan’ın söylediği tek bir cümle sonrası taraf değiştirmesi durumu oldukça göze batıyor. Dolayısıyla olayların hızla geçmesi diziyi izlerken seyirciyi istemsizce hikâyeden uzaklaştırıyor.
Eğer gerilim tarzı bir dizi/ film izlemek istiyorsanız ben önermiyorum. Çünkü izlerken akıcılıkla pek karşılaşmadım. Ayrıca oyunculardan ve olayların karışıklığından dolayı boşa zaman kaybı olduğunu düşünüyorum.
Düğüm: Güven Meselesi