Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleri Stay: Ölmek Üzere Olan Gencin Büyük Çaresizliği

Stay: Ölmek Üzere Olan Gencin Büyük Çaresizliği

Yazar: Merve Özbek
Bu İnceleme Spoiler İçermektedir!

Ölmek üzere olan bir insan ne düşünür? Tüm hayatını, ailesini, üzüntü ya da mutluluk dolu anlarını, sevdiklerini… Bu düşünce anı ne kadar sürer? Bir dakika, bir saat, bir gün… Bu soruların cevabını ölmeden alamayız sanırım. Belki de herkesin düşündüğü farklı şeyler vardır ölmek üzereyken. Kimi mutlu olduğu anları görecekken kimi ise en çok ağladığı anları görecektir belki, bazılarımız için bu süre saniyelerle sınırlıyken bazılarımız için saatler sürecek.

Ölmek üzereyken gördüğümüz anlar, hayal ettiğimiz şeyler ne kadar kötü ya da ne kadar güzel olsa da gerçek barizdir; artık hiçbir şeyi değiştiremezsiniz. Hayatınızı ya da ölüyor olduğunuz gerçeğini. Ama son anlarınızda, yaşadığınız pişmanlıkları bir nebze hafifletmek için bir kurgu kurabilir miydiniz? Tüm bu çaresizliğin içindeyken, etrafınızda kendi kıyametiniz kopuyorken bir an için her şeyi sessize alıp bu kurgunun içine girebilir miydiniz?

Henry kendi ölümüne giderken ailesini ve sevdiği kadını da beraberinde götürdüğü gerçeğinden artık kaçamaz, onun için çok geçtir. Ölümü yalnızca birkaç ân uzakta onu beklemekte. Elinden gelen tek şey, ömrünün son anlarında gördüğü yabancıları bir kurguya dahil etmek ve bu kurgunun içinde pişmanlıklarını dile getirerek bir şekilde özür dilemek, ya da kendisini; sebep olduğu bu ölümler için cezalandırmak, cehenneme hazırlanmak.

Ölmeden hemen önce kurguladığı bu dünyada anne babasından özür dileme fırsatı arıyor Henry. Sevdiği ve evlenmek üzere olduğu kadınla aslında hiç tanışmamış; böylece onun yaşamasını sağlamayı istiyor sadece. Bu dünyada tüm bunları yaşarken gözlerinden okunan o büyük çaresizliği ve ölümünden kaçamaması, Stay filminin tüm hikayesi. Ancak filmin son anına kadar seyirci bu dünyanın bir kurgu olduğunu idrak edemiyor.

Henry, film boyunca belirsiz aralıklarla öldüğü yer olan köprüyü, sevdiği kadını görüyor. Bunları gördüğü an ölümüne engel olamayacağını, hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini tekrar tekrar anlıyor ya da bir kurgunun içinde dâhi olsa kendisini bu şekilde cezalandırıyor.

İlginizi Çekebilir: Coco | Tanıtım

Sam’in filmdeki ilk sahnesinde, uyandığı odasında, etrafta Henry’nin yaptığı tabloları görüyoruz. Bununla birlikte bu kurguda Sam’in bir psikiyatrist olması da bize şunu söylüyor olmalı; bu kurguda Sam, aslında Henry’nin gelecekte olmak istediği kişi. Yani son anlarında Henry yalnızca bir kurgunun içinde değil, aynı zamanda asla sahip olamayacağı geleceğini de düşlüyor. Lila’yı da hikayesine dahil edip Sam’le Lila’yı evlenmek üzere olan bir çift olarak düşlemesi de Henry’nin kurgusunun bir parçası. Bu kurgunun içinde  Sam’in Lila’ya aldığı yüzük, gerçekte ise Henry’nin sevdiği kadına, Athena’ya aldığı yüzük. Henry’nin genç yaşta ölmesi ve asla hayal ettiklerine kavuşamayacağı gerçeği de bu dramın bir parçası.

Henry nereye giderse gitsin köprüdeki ölüm anı onu terk etmiyor. Bunun en güçlü anlatıldığı sahnelerden biri, Henry’nin bir striptiz kulübüne gittiği sahne. Döneminin en iyi şarkılarından olan Massive Attack’in Angel şarkısı eşliğinde seyirciye sunulan bu sahnede, Henry sahnedeki kadını izlerken bir yandan da perdede hayatının son bulacağı yer olan köprüyü görüyor. Ardından sevdiği kadın Athena’yla anıları perdeye yansıyor. Ağlamaya başlayan Henry, içinde bulunduğu çaresizliği bir kez daha hatırlıyor.

Filmin ilk anından beri âdeta bir denizin içinde, bu çaresizlikler ve pişmanlıklar denizinin içinde çırpınan ancak boğulmaktan kaçamayan Henry’nin dramını izledik. Son ana kadar neler olduğunu, neyin gerçek olduğunu, Henry’nin ya da Sam’in aslında kim olduğu asla anlaşılmıyor. Sürekli ölümden bahsedilse de ya da köprü görüntüleri verilse de senaryo gizemini çok iyi bir şekilde koruyor.

Filmin son anında Lila’nın, Sam’in ya da film boyunca etrafta gördüğümüz insanların yalnızca birer yabancı olduğunu görmek seyirciye tokat gibi çarpan anlardan. Filmin başından beri 21 yaşındaki bir insanın intiharını çok acı, üzüntü verici olacağını düşünüyoruz. Filmin sonunda ise 21 yaşındaki bu insanin gerçekten öleceğini görmek, bir kazaya kurban gittiğini görmek ve filmde izlediğimiz bu pişmanlıklarla birlikte öleceğini bilmek Stay’i çok güçlü bir dram filmi yapıyor benim gözümde.

Gerçekte neler olduğunu öğrenmeden bir an önceki sahne, Henry ve Sam’in köprüdeki diyalogu, filmin en çarpıcı anlarından. “Artık neyin gerçek olduğunu bilmiyorum.” diyerek Henry’e ve kendisine itirafta bulunan Sam’in Henry’den aldığı “Sen gerçeksin, beni kurtarmaya çalıştın ama artık çok geç” cevabı Sam’i şoke ediyor. Sam’le birlikte seyirci de allak bullak oluyor artık. Filmin başından beri neyin gerçek olduğunu sorguladıktan sonra, Henry’nin köprüde son sözlerinden biri olan “artık uyanmam gerek” cümlesi, sonunda seyirciye neler olduğunu anlatıyor.

İlk sahnesinden beri, Henry’nin köprünün ortasında öylece oturduğu sahneden beri izleyiciyi büyük bir gizemin içine, ardından Henry’nin intihar etme sürecindeki gerilim ve çaresizlik dolu hayatına sürükleyen Stay filmi; son ana kadar bu gizemin çözülememesi, aslında neler olduğunu öğrendiğimizde ise kalbimizi bu dramla yıkan hikayesiyle ilmek ilmek işlenmiş bir film.

İlginizi Çekebilir: Hoşçakal Oda | Goodbye Room

Bunlar da ilginizi çekebilir

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...