1899: Yılın En İyisi Olmaya Aday
Herkese merhabalar. Dizi severler olarak bu yıl oldukça bereketli geçti diyebiliriz. The Sandman, Rings of Power, House of the Dragon ve daha birçok başarılı iş izledik. Hepsi oldukça iyi kadrolara, senaryolara ve bütçelere sahipti. Fakat bugün bahsedeceğimiz dizi belki de bu senenin en iyisi olabilir: 1899.
Hepimizin izleyip hayran olduğu, akıl tutulması yaşadığımız Dark dizisinin yaratıcılarının yeni projesi 1899. 17 Kasım itibariyle Netflix’de ilk sezonu yayına girdi. Sezon toplamda elli dakikalık sekiz bölümden oluşmakta. Yapım ekibi ve oyuncu kadrosuyla bu iş uluslararası bir proje olarak gerçekleştirildi. Ayrıca yeni “The Volume” tekniği kullanılarak The Mandalorian dizisinden sonra çekilen ikinci proje oldu. Kısaca bu teknikten bahsedip ardından bu muhteşem dizinin yapımındaki kadroya geçeceğiz.
The Volume teknolojisi aslında yeşil perde kullanımının ve CGI teknolojisinin kullanımını azaltacak bir teknoloji olmuş. Dev boyutlarda panellerden oluşan bu dairesel ekran üç boyutlu tasarlanan ortamların yansıtılmasında kullanılıyor. Ayrıca yine led panellerden oluşan bir tavana sahip olan bu panel ışıklandırmayı da kontrol etmeyi sağlıyor. Önüne yerleştirilen gerçek dekorla perspektif olarak eşleştirilen görüntü sayesinde tamamıyla hazır bir mekan elde etmiş olunuyor.
Gelelim dizinin ekibine. Dizinin yönetmenliğini ve senaristliğini Baran bo Odar ve Jantje Friese beraber üstlenmiş. Kendilerini Dark, Who Am I ?, Sleepless Night projelerinden tanımaktayız. Dark ile beraber ne kadar başarılı olduklarını kanıtlamış olan çift, bu başarıyı tarzları, düşünce yapıları ile bu dizide katlamışlardır. Yapımcıları Alman olan bu dizide başka bir farklılık da oyuncuların ve yapım ekibinin farklı uluslardan seçilmiş olması olmuş. Bu uluslararası ekip sadece kamera arkasında değil kamera önünde de kullanılmış. Dizide neredeyse her karakter kendi ana dilini kullanarak iletişim kurmuş. Bu da projeye farklı bir soluk getirmiş.
Şimdi gelelim projenin oyuncularına: Başrollerde Andreas Pietschmann (Eyk) ve Emily Beecham (Maura Franklin) bulunmakta. Andreas Pietschmann’ı “Dark” dizisinden tanımaktayız. Oradaki başarılı performansından sonra burada da harika bir performans sergilemiş. Emily Beecham’ı ise “Into the Badlands” dizisi veya “Little Joe” filminden tanıyor olabilirsiniz. Yan rollerde ise yine pek çok tanıdığımız isim bulunmakta; Aneurin Barnard (Daniel) The White Queen filminde, Fflyn Edwards (Elliot), Miguel Bernardeau (Angel) Elite dizisinde, Lucas Lynggaard Tønnesen (Krester) The Rain dizisinde, José Pimentão (Ramiro), Mathilde Ollivier (Clemence), Maciej Musiał (Olek) Witcher dizisinde, Clara Rosager (Tove) The Rain dizisinde , Alexandre Willaume (Anker), Isabella Wei (Ling Yi), Yann Gael (Jerome), Rosalie Craig (Bayan Wilson), Maria Erwolter (Iben), Anton Lesser (Henry) Game of Thrones dizisinde , Gabby Wong (Yuk Je), Alexandra Gottschlich (Karina), Isaak Dentler (Franz), Cloé Albertine Heinrich (Nina) yer almış olan isimler kadroyu oluşturmakta. Görüldüğü üzere oldukça geniş kadrolu bir diziden bahsediyoruz. Bu da senaryoda birçok farklı hikayenin bir arada anlatıldığını gösteriyor. Her karakterin bir geçmiş hikayesi bulunmakta ve bu hikayeler gemideki olayları ve ilişkileri etkilemekte.
Oyunculuklar için tek tek yorum yapmayı sevsem de bu dizide maalesef bu mümkün değil. Çünkü herkes rolünün en iyisini sergilemiş. Fazla gelen, abes duran herhangi bir mimik ya da hareket bulunmamakta. Her rol en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş ve ona göre tasarlanmış. Bazı oyuncuları ilk defa görmüş olsak da kadronun çoğu oldukça tecrübeli isimlerden oluşmakta. Ve bir çoğu da dünyaca bilinen kaliteli işlerde yer almış oyuncular. Bu da ekip arasında müthiş bir uyum oluşmasına katkı sağlamış.
1899 ve Dark projesi şu anda kıyaslama yapılan bir durumdalar. Bunun sebebi tabi ki de yapımın başındaki isimlerin aynı olması. Bu açıdan bakıldığında birçok açıdan iki yapımın birbirine benzediğini söyleyebilirim. Oluşturulan atmosfer ve sinematografi birbirine oldukça benzer kurulmuş. Karanlık ve gizemli bir atmosfer iki diziye de hakim. Ayrıca bu dizide de sembolizm bir araç olarak kullanılmış. Dark senaryosundaki karmaşık yapı bu diziye de hakim. İlk saniyeden son saniyeye kadar merak unsuru ayakta tutulabilmiş ve bunu mantık çerçevesini bozmadan yapmayı başarabilmişler. Bu da bize bu yapımcıların genel tarzını göstermekte. Ancak bu benzerliklerin haricinde senaryoda şu ana kadar aynı olan herhangi bir şey bulunmamakta; 1899 bambaşka bir hikaye anlatıyor.
Çok kısa dizinin konusundan bahsetmek istiyorum fakat spoiler vermek istemiyorum. Çünkü bu dizide en ufak bir sürpriz dahi bozulmadan zevkini çıkararak izlemeniz en doğrusu olur. Dizi, 1899 yılında Avrupa’dan Amerika’ya gitmek üzere yolan çıkan Kerberos gemisinin dört ay önce okyanusta kaybolmuş Prometheus gemisiyle karşılaşması ve bunun sonucunda gerçekleşen doğa üstü olayları anlatmakta.
Bu şekilde bahsetmek aslında dizinin konusunu tamamen anlatmıyor bu yüzden biraz daha açacağım. Bu sebeple buradan sonra biraz spoiler olabilir. Yine de olabildiğince az spoiler vermeye çalışacağım. Dizi sezon boyunca gerçeklik kavramını incelemekte. Başlangıçta bir gemide ve 1899 yılında başlayan hikayemiz bambaşka bir dönemde ve yerde devam ediyor. Karakterler sezon boyunca çözmeleri gereken bir gizemin peşinde koşarlar. Prometheus gemisini bulmaları ve sadece yaşayan tek bir çocuk bulmalarının ardından olaylar gelişmektedir. Çocuk gemiye getirilir ve gemide sebebi anlaşılamayan ölümler yaşanmaya başlar. Bunun sonucunda kaptan gemiyi Avrupa’ya döndürme kararı alır. Ve bu da gemide isyan çıkmasına sebep olur. Buradan sonra gemide doğa üstü olaylar yaşanmaya başlar. Sezonun başından sonuna gerçeklik duygusu test edilir ve bu teste seyirci de dahil edilir. Sezonun sonunda ise beklenilenden ve bilinenden bambaşka bir gerçeklikle karşı karşıya kalırız.
Artık sözü daha fazla uzatmak istemiyorum. Bu diziyi deneyimlemeniz gerekmekte. Bu sebeple size tavsiyem uygun olan ilk fırsatta diziye başlamanız. Gizemli ve karmaşık bir hikayenin içinde aynı benim gibi kaybolmanız dileğiyle.
İyi seyirler!
1899: Yılın En İyisi Olmaya Aday