We Are Who We Are: İnceleme
Luca Guadagnino, adım adım işlediği karakterler, seçilmiş muhteşem mekanlar ve yarattığı İtalyan-Amerikan kültürlerinin oldukça gerçekçi bir sentezini hatta bazen de çatışmasını, tüm toplumsal tabuları önümüzden kaldırıp genç yetişkinliğin farklı standartlarıyla harmanlayarak seyircisini düşünsel bir yolculuğa çıkarıyor.
14 yaşındaki Fraser Wilson, gördüğümüz ilk sahnede bile kendine has giyim tarzı, ojeli tırnakları ve ağartılmış saçlarıyla benliğini dışarı nasıl yansıttığını bize anlatıyor. İlk bölüm çoğunlukla Fraser’ın iki annesiyle birlikte yeni geldiği ortama alışma sürecini hatta “alışamama” sürecini izliyoruz. Bu süreçte Fraser’ın ne kadar iyi bir gözlemci olduğunu fark ediyoruz. Dışarıdan tuhaf ve uçuk duran, kimseyi umursamadığını bir şekilde hissettiren bu karakterin aslında dikkati çok çabuk dağılsa da farkındalığının yüksek ve algısının açık olduğunu görüyoruz.
Dizinin ilk bölümünde Fraser ile gördüğümüz bakış açısını bir sonraki bölümde Caitlin Harper ile deneyimliyoruz. Aynı zamanda geçen ve örtüşen olaylar tekrarlanıyor, ama biz her şeyi Caitlin’in gözünden görüyoruz. Caitlin, Fraser’a göre daha kontrollü ve kendinden emin yaşıyor. Çevreye zaten aşina olması, çocukluğundan beri bir döngü içinde yaptığı ve artık ustası olduğu işlerin de bu özgüvenin sebeplerinden biri olduğunu görebiliyoruz. Caitlin bu özellikleri nedeniyle arkadaş grubunda da çok fazla öne çıkmaya çalışmasa da bir şekilde varlığını belli ediyor.
We Are Who We Are’ın prömiyerinden önce eleştirmenlere sunulan dört bölümden diğer ikisi, Caitlin ve Fraser’ın birbirleriyle vakit geçirmeleriyle daha eğlenceli bir şekilde senkronize oluyor.
Dizinin en ilgi çekici noktası toplumsal sınırlara ve tabulara yapılan vurgular. Siyasi, sosyal, cinsel, kültürel vb. birçok alandaki bu sınırları bazen kendi kafamızda bazen de sırf prosedürlere uygun olabilmek için nasıl yarattığımızı ve nasıl bundan kurtulamadığımızı ayakları yere basan bir yolla beynimize işliyor bu dizi.
Ayrıca dizide çocukluk ve yetişkinlik arasındaki çok da keskin olmayan çizgiyi de görüyoruz. Biraz ironik olarak orta yaşlı senaryo yazarlarının, bazen çocukların ve ergenlerin yetişkinlerden daha bilge ve olgun davrandığı, bazen yetişkinlerin onca tecrübelerine rağmen kotaramadıkları durumları gençlerin bir çırpıda hallettiği anları yazdıklarına şahit oluyoruz.
Bu muhteşem yapıtın ilerleyen bölümlerini heyecanla beklerken, her bölümün sonunda da yıllardan beri kendimize sorup durduğumuz “biz kimiz?” sorusuna yanıt buluyoruz. Biz olduğumuz kişiyiz.
We Are Who We Are: İnceleme
Aylin Şahin’in Diğer Yazıları İçin Tıklayın.