Anasayfa İncelemelerDizi İncelemeleri The Rings of Power 2. Sezon: Tolkien Külliyatına Küfür

The Rings of Power 2. Sezon: Tolkien Külliyatına Küfür

Yazar: Batuhan Kılınç

The Rings of Power 2. Sezon: Tolkien Külliyatına Küfür

Prime üyelerini artırmaktan başka beklentisi olmayan Amazon Studios’un, ceplerine giren parayı dedelerinin mirasına yapılan saygısızlıktan daha fazla önemseyen Tolkien ailesinin ve acemiliklerini, fantastik edebiyatın kurucusu olan evrenin tüm temel taşlarını yerle bir ederek göstermeye çalışan J.D. Payne ve Patrick McKay ikilisinin el ele vererek, Tolkien külliyatına hakaretten çok küfrettiği bu diziyi incelemeye koyulalım.

Elle tutulur pek bir yanı olmayan dizinin yüzlerce probleminden bana göre en büyüğü, çok fazla hikâye anlatmaya çalışması. Númenor’un çöküşü, Isildur’un Orta Dünya maceraları, Eregion’un düşüşü, yüzüklerin dövülüşü, Sauron’un Celebrimbor’u aldatması, orkların efendi babası Adar, çöllerde mecnun gibi gezen Stranger, Arondir ve havadan Pelargir lordluğuna çöken Theo’nun hikâyesi… Anlatmaya çalıştığı o kadar çok hikâye var ki, bunları neticelendirme endişesiyle dizi yaldır yaldır koşuyor ve bunu yaparken birçok saygısızlıkta ve akıl dışı kararda bulunuyor. Bunca beklentiye cevap veremeyen ilk sezonun ardından, bu sezonun ilk bölümü dizinin yerlere düşürdüğü kendi standartlarına göre daha akılcı geldiği için umutlanmıştım, fakat devam eden bölümler hakaret konusunda ilk sezonla yarışır, hatta onu geçer nitelikte olduğu için umudumu Valinor’un çayırlarına gömdüm.

Dizi, bizleri geçmişe götürerek Adar ve Sauron arasındaki gerilimin sebebini gözler önüne sererek başladıktan sonra Halbrand ve Galadriel’in salda karşılaşmalarına kadar kendini açıklıyor. Üç elf yüzüğünün yok edilip edilmeyeceği tartışmalarından sonra kullanımına karar kılınıyor. Diğer taraftan, Stranger güneyde asasını ararken cüceler, ışıksız ve fakir kalmış dağlarını kurtarmaya çalışıyorlar. Halbrand, kendini Valar’ın Elçisi Annatar olarak Celebrimbor’a tanıtıp onun tüm zaaflarını tetiklemeye koyuluyor. Orkların efendi babası Adar ise Sauron’u yok etmek adına bir sefer hazırlığına girişiyor. Orta Dünya’dan hezimetle dönen Tar-Míriel, adeta halkından tokat yerken Númenor’un geleceği Isildur, Orta Dünya’nın ormanlarında tanıştığı bir kızla aşka yelken açıyor. Celebrimbor ve Sauron, yedi cüce yüzüğünü dağlarını kurtarmaları için Durin’e verirken batı denizinin ortasındaki krallığında Míriel, hükümdarlığını Pharazôn’a kaptırıyor. Stranger, Tom Bombadil ile tanışıp küvetinde banyo yaparken Galadriel, Eregion yolundayken Adar’a tutsak düşüyor. Cüceler, yüzüğün hükmüne girmiş krallarının emriyle daha derine kazılar yaparken Annatar da dokuz yüzüğü yapması için Celebrimbor’un zihnini işliyor. Pharazôn’un hükmündeki Númenor’da birden peyda olan Vefakârlar iç huzursuzluğa sebep olurken Stranger, asa aramaya devam ediyor. Adar, çocuklarıyla birlikte Eregion’a ulaşıp saldırıya geçerken Annatar’ın aldatmacasında yaşayan Celebrimbor, kulesinde dokuz insan yüzüğünü dövüyor. Cüceler daha derine kazmaktan yardıma gelemiyor ve nihayetinde Eregion düşüyor. Final bölümünü henüz izlemeyenler olabileceği için anlatmak istemiyorum.

J.D. Payne ve Patrick McKay ikilisi, Tolkien’in kusursuza yakın evreninde yaşananları gözlerimizin önüne sermek yerine, evreni ve olayları baştan yaratmayı tercih etmişler. Bunun en rahatsız edici örneklerinden biri orkların millet bilinci, vatan sevgisi, yurt özlemi, aile bağı ve daha birçok özellik geliştirmiş olması. Diziyi izlerken orkları kötü, haksız ya da korkulası görmüyorum. Nihayetinde onlar da “bize karışılmasın, bir yurdumuz olsun ve ailelerimizle mutlu mesut geçinelim” derdindeler ve ölen türdaşları için ağlayacak, cenaze töreni düzenleyecek kadar Eru’nun çocukları gibi gösteriliyorlar. Morgoth onlardan yalnızca görünüşlerini almış gibi duruyor. Bu gibi baştan yaratılar yüzünden, benim çok hassas olduğum “woke” kültürünün dizideki varlığı gözüme görünmedi bile. Buna rağmen, dizinin evrene kattığı karakterler içinde en sevdiğim şüphesiz Adar. Kötü senaryo içinde akılcı kararlar vermesi gereken karakterler bunu yapmayınca, Adar’ın diyalogları ve akılcı kararları ona sempati duymamı sağladı.

Rahatsızlık uyandırıcı baştan yaratma örneklerinin Númenor ayağına gelelim. Elros’un soyundan gelen Kraliçe Míriel’i kimsenin takmaması ve gelen geçenin tokatlaması kabul edilemez. Gülünç bir darbe sahnesiyle Pharazôn’un başa geçmesinin ardından, dizide hiçbir hikâyeye hizmet etmeyen Míriel’in yargılamadan sağ çıkması ve bir anda Vefakârlar grubunun çıkmasıyla, Númenor eşrafınca hiç tanınmayan Elendil’in liderliği üstlenmesi nasıl bir aklın ortaya koyduğu tasarıdır?

Düşmesi ve yola çıkması bir sezon süren Stranger’ın, yolu tamamlaması ve asasını bulması da bir sezon sürerken Eregion’un elf demircileri, yeraltı tünellerine yüksek hızlı tren yapmış olacaklar ki Eregion-Moria arası yaklaşık beş dakikaya inmiş. Ya da Elrond’un, ileride kaynanası olacak Galadriel’e kurtulması için maymuncuk verebileceği onlarca yol varken, nasıl olur da onu öperken eline tutuşturmayı tercih edebilir? Tüm bunlar, evrene teslim olmak yerine baştan yaratmanın bir sonucudur. Bu iki arkadaşın diziyi katlettiği birçok örnek verebilirim ama en rahatsız olduklarımı dile getirdim. Fazlası, bir fanboy olan bana yazarken acı veriyor.

Her ne kadar az da olsa hoşuma giden şeylerden bahsederek sona yaklaşmak istiyorum. Halbrand ve Annatar gibi birçok adı olan Sauron’un oyuncusu Charlie Vickers’ın performansını çok sevdim. Celebrimbor’u baştan çıkarması, sahtekârlığı sonuna kadar hissettirmesi ve Eregion’u kontrolü altına alması izlemek oldukça keyifliydi.

İlk bölümde elfler yüzükleri takmadan hemen önce Gil-Galad’ın, elf dilinde okuduğu ağıt da çok güzeldi. Bana kendimi ağaçların ışığında Valinor’un ormanlarında dolaşıyormuşum gibi hissettirdi. Fëanor’un zanaatkârlığına yapılan göndermeleri, torunu Celebrimbor’a miras kalmış olan çekicini ve Eregion’un ortasındaki Silmaril’e bakan heykeli de çok beğendim. Genel olarak görüntüler ve sahne tasarımları çok güzel zaten, ancak baştan yaratma meselesi, kötü senaryo ve kurgunun elinde heba oluyorlar. Buna en iyi örnek, Eregion’un düşüşünde savaş görüntülerinin gayet iyi oluşu ancak kötü savaş kurgusunun elinde mahvolmasıdır.

Son olarak, külliyatın sevdalısı ve tutkunuysanız umarım bu diziyi izlememişsinizdir; şu anda bu yazıyı okuduğunuza göre, artık çok geçtir. Ben izledim ve sonunu getireceğim çünkü bunca kepazeliğin içinde, hayatımı süsleyen evrene dair görüntüler ve ufak detaylar görmek hoşuma gidiyor. Legendarium ile hiçbir bağlantısı olmadan izlemek isteyenler için de üzgünüm; giriş-gelişme-sonuç örgüsünü bile kuramayan, akıl dışı kararlarla dolu ve son derece keyifsiz bir iş seyretmiş olacaklar.

The Rings of Power 2. Sezon: Tolkien Külliyatına Küfür

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...