The Morning Show: Erkek Egemenliği ve Me Too Hareketi
Başrollerini Jennifer Anniston(Alex Levy), Reese Witherspoon(Bradley Jackson) ve Steve Carell(Mitch Kessler) in paylaştığı; yardımcı başrollerinde Billy Crudup(Cory Ellison) ve Mark Duplass(Charles “Chip” Black) on yer aldığı AppleTV+ 2019 yapımı 8 Emmy Adaylıklı dram türündeki dizide the Morning Show adlı sabah haberleri bülteni sunucularından Mitch Kessler’ın iş yerindeki cinsel taciz dosyalarının Times gazetesine sızmasıyla gerçekleşen olayları izliyoruz.
Alex ve Mitch’in 15 yıl boyunca sundukları programın taciz iddiaları sonrasında nasıl yola devam ettiğini ve ekranın arkasında yaşanan olayları birinci elden izleme fırsatı bulduğumuz dizi Me Too akımının baz alarak iş yerindeki cinsel taciz ve erkek egemenliğinin gerçekçi yansıması olarak benim açımdan beklentilerimin üzerinde performans gösteriyor ve müthiş bir sezon finaliyle insanı hem izlerken hem de izledikten sonra düşündürüyor.
İlk bölüm Mitch’in co-hostluğunu paylaştığı programda statüsünü kullanarak taciz ettiği kadınların soruşturmalarının sızması sebebiyle görevinden alınmasıyla başlıyor. Temposu gergin başlayıp gergin devam eden bu bölümde Bradley adlı kadın muhabirin viral olan videosu sebebiyle the Morning Show’a konuk olmasıyla devam ediyor. 15 yıldan sonra co-hostluğa devam etmek isteyen ancak önüne türlü sıkıntılar çıkarılan Alex’in işine devam etmesi için yaptığı hamleler ve sürprizlerle Bradley’i yanına co-host olarak göreve başlatmasıyla dizi devam ediyor.
Sezon boyunca izlerken eleştirmek için bir şey bulamadım açıkçası. Müzik seçimleri, karakterlerin yazılışları, olayların akışı etkili ve kaliteli bir şekilde işlenmiş. Size iki tarafın da bakış açısını gösterdiği için propaganda olarak nitelendirmiyorum açıkçası bu yapımı.
Dizi günümüz dünyasında hala süregelen ve kültüre evrilmiş taciz skandalını güzel eleştiriyor. Amerikalıların yaptıkları bu iğrenç davranışı böyle güzel eleştirmeleri güzel bir şey aslına bakarsanız, en azından suçlarının farkındalar ve bir şeyleri değiştirmeyi umarak para kazanmaya çalışıyorlar.
Tacizcinin suçunun ortaya çıkarılana kadar etrafındakilerin susması ve yaptığı şeyin normal ve karşılıklı rızayla gerçekleştiğini, herhangi bir manipülasyon olmadığını, statüye sahip herkesin yaptığı her hareketten zararsız çıkabileceğini sandığı bu düzende Me Too akımı etkisiyle artık bir şeylerin değiştiğini ve buna sessiz kalınmaması gerektiği mesajını iletiyor genel olarak dizi.
Sempatik bulduğum, sevdiğim aktörlerden olan Steve Carell yazılmış karakteri öyle güzel oynuyor ki sezon boyunca izlerken kendimi ondan nefret ederken buldum. Kurgusal bir karakterin sinirime bu kadar dokunmasının sebebi bunların hala yaşanıyor olması ve değiştirmeye çalıştığımız bu düzenden yine zararda çıkabileceğimiz durumu.
Bu yazıya spoiler başlıklı özel bir paragraf yazmak istemedim çünkü özel ve hassas bir konuyu ele almış bu kaliteli yapımı izlerken şaşırmanızı, kızmanızı ve heyecanlanmanızı istiyorum. Ancak şunu söyleyebilirim ki sezon finali o kadar güzel ki saydığım tüm duyguları hissedeceksiniz. İyi seyirler diliyorum.
Genel Olarak Me Too Akımı
Me Too hareketi 2017 yılında sosyal medyada yayılmaya başladı ve Harvey Weinsten’a karşı cinsel taciz iddialarıyla devam etti. Hollywood ünlüleri ve aktivistlerin destekleri ve paylaştıkları hikayeleriyle tüm dünyada yankı yapan ve belki de en önemli feminist akımı haline geldi. Dünya cinsel taciz mağdurlarının iş hayatlarında, sosyal hayatlarında karşılaştıkları durumları bu etiketle paylaşmalarıyla “odadaki fil”e gözünü açtı. Ve bu akımdan sonra değişim görmeye, suçların cezalarını görmeye başladık.
Me Too akımının bazı kesimlerce ilk başladığı zamanlardaki misyonundan çok farklı bir şekilde şu an devam ettiği yönünde bazı yazılar okudum ve bu yazılara sebep olan şeyin iddiaların %2-%10’u arasında haksız veya para koparmak amacıyla yapılması ve bu haksız suçlamalardan bireylerin zarar görmesi durumu olduğu belirtilmiş. Haksız suçlamaların bireylerin kariyerlerine ve hayatlarına olan olumsuz etkilerinin bu akıma gölge düşürmemesi gerektiğini ancak suçlamalar yapılırken de iyi araştırılması gerektiği su götürmez bir gerçek.
Me Too akımı sebebiyle artık erkek bireylerin kadın bireylere mentorluk yapmaktan çekindikleri ve davranışlarının yanlış anlaşılabileceği yönündeki endişeleri yazıda bahsedilen bir diğer konu . Farkındalık yaratmak istediğimiz dünyada bu akımın bize böyle geri dönüş yapmış olması inanın hayal kırıklığından başka bir şey değil. Eşitlik için öyle ya da böyle savaştığımız bu dönemlerde hareketlerine dikkat edemeyen bireylerin sorumluluklarını yüklenmemiz adil değil. Bireylerin birbirlerine karşı olan davranışlarının sınırlarını bilmeyip sonuçlarına yine bir kesimin maruz bırakılması bu hareketin amacını boşa çıkarıyor.
Feministliğin bir grup insan tarafından yanlış anlaşılması, yanlış yorumlanması bunun bizim eşitlik için savaştığımız gerçeğini değiştirmiyor. Zamanın başından beri Erkek egemenliğinde olan dünyanın geldiği noktayı görüyoruz ve şunu söylerken hiçbir çekincem yok: The Future is Female Get Used to It!
The Morning Show: Erkek Egemenliği ve Me Too Hareketi
Ahsen Aktaş’ın Diğer Yazıları İçin Tıklayın.
1 Yorum:
dizilere her ne kadar boş vakti değerlendirmek bakış açısıyla yaklaşsak da böylesine önemli toplumsal konuları ele alan dizileri incelerken gerçekliği hakkında bilgiler vermek çok değerli. teşekkürler!