Anasayfa İncelemelerDizi İncelemeleri The Great: Tarihin Eğlenceli Bir Yansıması (İnceleme)

The Great: Tarihin Eğlenceli Bir Yansıması (İnceleme)

Yazar: Nisa Nur Gönültaş

The Great: Tarihin Eğlenceli Bir Yansıması (İnceleme)

Oscar adayı The Favourite’ın yazarı Tony Mcnamara’nın bir diğer eseri The Great, 18. yüzyıl Rusya’sında geçiyor ve efsanevi Büyük Catherine’nin hayatını anlatıyor. Kendilerinin de başta dediği gibi ‘kısmen doğru hikâye’si (an occasionally true story) ile Hulu yapımı bir kara komedi dizisi izliyoruz.

Dizide oynayan her oyuncu diziye ayrı bir güzellik katıyor ve bu başarılı oyunculuklar tabii ki diziyi izlenesi kılıyor. Başrolleri pek çok başarılı yapımdan tanıdığımız Elle Fanning ve Nicholas Hoult paylaşıyor; izlediğimiz çoğu Hollywood yapımında bu ikiliye rastlamak mümkün. Dizinin diğer unsurları kötü olsa bile bu ikilinin performansı için izlemeye değer diye düşünüyorum.

Çekimler ve ışıklandırmalar gerçekten başarılı. Çoğu dönem yapımlarının yanı sıra saray gayet aydınlık ve iç açıcı; iç karartan saray çekimlerinden farklı. Çariçe Catherine’i anlatan HBO yapımı bir dizi daha var. Esasen, konu aynı temelden gelse de, HBO yapımı ile Hulu yapımını kıyaslayınca izleyicide tamamen farklı hissiyatlar oluşturduğunu söylemek mümkün.

18. yüzyılda, büyük aşkı Rusya imparator Petro ile bulacağına inanan Catherine bu hayali ile Fransa’dan Rusya’ya gider. Ama aklındaki Petro ile karşılaştığı Petro çok farklı olur. Petro kaba, kafasına göre hareket eden biridir, hatta çocukça davrandığını da söyleyebiliriz. Catherine hem Petro’nun davranışları hem de memleket özlemi ile Rusya’da hiç mutlu değildir. İlk bölümlerde aklı karışmış Catherine’nin zamanla Rusya’ya, geleneklere ve Petro’ya alışmasını izliyoruz. Fakat sonra Catherine, aslında aşkının Petro’ya değil Rusya’ya olduğunu anlıyor ve yanına saraydan müttefik toplayarak tahta geçme planları yapmaya başlıyor. Catherine’nin Rusya’ya getirilmesinde ki amaç bir veliaht doğurmasıdır ama Catherine bundan fazlasını ister. Catherine her zaman okuyan biriydi, ki bu dönem Rusya’sı insanında pek rastlanmayan bir özellikti. Dizinin bir kısmında Catherine, Petro’yu kullanarak Rusya’yı daha güzel bir yer yapabileceğini düşünür ancak atmaya çalıştığı her modern adım Petro tarafından kesilir. Petro da babası gibi düşünür; ‘’Kadınlar okumak için değil, tohumlamak içindir’’. Catherine ise bu kalıplaşmış düşüncelere inat zamanına göre ileriyi düşünen ve ufku açık bir kadındır.

Bu yazımda daha çok dizinin gerçeklikle olan bağlantısını konuşmak istiyorum. İzleyici yorumlarına göre diziyi izleyenlerin çoğunun beğendiğini söyleyebiliriz, fakat söz konusu tarihi anlatan bir yapım olunca insanın kafasında bir sürü soru oluşuyor. Özellikle The Great bu durumu en yoğun yaşayabileceğimiz dizilerden biri, çünkü Rusya’nın adalet sisteminin tarih boyu sorunlu işlediğini biliyoruz. Kısaca, kurgusal Catherine’nin yanında gerçek ‘The Great Catherine’den bahsedeceğim bu yazımda.

Petro karısını yumruklayan ya da en sevdiği hayvanını öldüren biri değil, tarihçiler onu çocuksu biri olarak tanımlıyor. Bu denli farklı bir hükümdar karşısında Catherine’nin zekâsı ve cesareti birleşince Petro’yu tahttan indirebilmiş diyebiliriz sanırım. Elizabeth teyzesinin planını anladıktan sonra söylediği gibi “Sende bunu yapabilecek zekânın olduğunu biliyordum ama cesaretinden hep şüphe etmiştim”. Ben de böyle düşünmüştüm ki bence Katerina’da öyle düşünüyordu. Ona bu cesareti veren hamileliği oldu bana göre.

Dizide izlediğimiz çiçek aşısı olayı tamamıyla gerçek tarihi yansıtıyor. 1768’de, Avrupa ülkeleri ölümcül çiçek hastalığını önlemenin ve iyileştirmenin yollarını bulmak için çabalıyorlardı. Bu, yaşadığımız pandemi sürecindeki aşı bulma çabalarını anımsatıyor. İngiliz Dr. Thomas Dimsdale, bir hastasına enfeksiyonlara karşı korunması için hafif bir çiçek hastalığı aşılama yöntemini araştırıyordu. Catherine onun çalışmalarından etkilendi ve çiçek hastalığının Rusya’yı kasıp kavurduğu bir zamanda, Dimsdale’i kendisine ve oğlu Paul’a aşı yapması için Rus mahkemesine davet etti ve aşı sayesinde hastalıktan sağlıkla kurtuldular.

Catherine’nin bir atla beraber olduğu, beraber olmaya çalışırken öldüğü söylentisi ise günümüze kadar gelmiştir. Dizide de Catherine ne kadar hayır dese de, insanlar onun gücünü kıskanıp bu dedikoduyu devam ettirdiler. Zaten tarihçiler tarafından pek çok cinsel damga yiyen biri kendisi. Bu bizi şaşırtmıyor aslında; Kleopatra, Anne Boleyn ve Catherine de Medici gibi diğer güçlü tarihi kadın figürlerin de kadın düşmanlığı sonucunda cinsel yaşamlarıyla ilgili söylentilerin hedefi olması tesadüf değil.

The Great, Catherine’in hayatının mizahla harmanlanarak sunulduğu gayet başarılı bir yapım olmuş. Tarihi yapımlar en zorlu kategorilerden biri bence; konu alınan kişiyi veya dönemi iyi tanımak, anlatacakları yapıma uyarlamak, uyarlarken akıcı ve seyirciyi sıkmayan bir senaryo oluşturmak gibi… Bu tarz yapımları izlemeyi çok severim ve bu yapım da gönlümde taht kurmayı başardı. Hulu’dan onay alan dizinin 2. sezonu umarım en kısa zamanda gelir.

HUZZAHHH!

The Great: Tarihin Eğlenceli Bir Yansıması (İnceleme)

Nisa Nur Gönültaş’ın Diğer Yazıları İçin Tıklayın.

Bunlar da ilginizi çekebilir

1 Yorum:

Avatar
Maydanoz Kral123 15/04/2021 - 01:51

Heyecanla okudum gidip tekrar izliyorum

Yanıtla

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...