Anasayfa İncelemelerDizi İncelemeleri Sweet Tooth: 2.Sezon İncelemesi

Sweet Tooth: 2.Sezon İncelemesi

Yazar: Buse Alkan

Sweet Tooth: 2.Sezon İncelemesi

2021’de birinci sezonuyla merak uyandıran, post apokaliptik bir dünyada geçen Sweet Tooth 27 Nisan’da ikinci sezonuyla Netflix’te seyirciyle buluştu. İnsan ve hayvan melezlerinin doğduğu ve İllet denen bir hastalığın insan ırkının çoğunluğunu yok ettiği bu dünyada Gus ve arkadaşlarının hayatta kalma mücadelesini izlediğimiz bir dizi olan Sweet Tooth’un ikinci sezonu sekiz bölümden oluşuyor.

Dizinin oyuncu kadrosu oldukça kalabalık bir gruptan oluşuyor. Başrol; melez Gus “Christian Convery” tarafından canlandırılmış. Sadece on üç yaşında olan bu minik aktör işinde gayet başarılı. Gus karakterinin sevimliliğini ve çocukluğunu kaybetmeden büyümesini ve cesaret kazanmasını seyirciye aktarmayı başarıyor.

Jepperd karakterini ise Game of Thrones ve Zoo gibi dizilerden tanıdığımız Nonso Anozie canlandırmış.  Bear karakterini ise “Stefania LaVie Owen” canlandırmıştır. Aimee karakterini ise “X-Men: The Last Stand” filmindeki Callisto’yu oynayan “Dania Ramirez” canlandırmıştır. Dr.Singh ise “Adeel Akhtar” tarafından canlandırılmıştır. Gus’ın babasını “Will Forte”, Son Adamlar’ın Generalini “Neil Sandilands”, Wendy’i “Naledi Murray”, Johnny’i ise “Marlon Williams” canlandırmıştır.

Burada Johnny karakterini oynayan Marlon Williams’a bir parantez açmak isterim. Marlon Williams asıl meslek olarak şarkıcılık ve söz yazarlığı yapmakta olan bir sanatçı. Ben kendisini ilk defa izledim ve karakteri çok gerçekçi bir şekilde yansıttığını söylemeliyim. Johnny karakterini ciddi anlamda içselleştirmiş ve bunu seyirciye çok net yansıtabilmiş. O sebeple kendisini kutluyor ve başka nasıl performanslar sergileyeceğini merakla bekliyorum.

Birinci sezonda insan ve geyik melezi olan Gus ve onu büyüten babası ile tanışmıştık. Gus dünya ile tanıştığı zaman kendisinin tehlikede olduğunu yeni öğrenmişti. Annesini aramak için çıktığı yolculukta Koca Adam diye seslendiği Jepperd ve Hayvan Ordusu’nun komutanı Bear ile kendine bir aile kurmuştu. Bu sırada amaçları melezleri öldürmek olan Son Adamlar adındaki vahşi askeri oluşum İllet’in tedavisini bulmak için Dr.Singh ve ailesini tutsak alır. Hikayenin bir başka ucunda da Aimee Eden başta domuz melezi Wendy olmak üzere bir sürü melez çocuğu korumak amacıyla hayvanat bahçesini korunaklı bir eve çevirmiştir.

İkinci sezonda ise bu ayrı ayrı ilerleyen hikayelerin yavaş yavaş birleşmesini ve ilerlemesini izliyoruz. Dr.Singh tedavi bulmaya çalışırken Gus ve arkadaşları tutsak oldukları hayvanat bahçesinden kaçmaya çalışmaktadırlar. Aynı zamanda ise Bear, Jepperd ve Aimee farklı yollardan onları kurtarmanın peşindedir.  Bu zaman diliminde bir araya gelen Gus ve Dr.Singh ise dünyayı kurtarmaya adım adım yaklaşmaktadırlar.

Dizi de insanlık yine ve yine bilmediğinden korkmakta ve çözümü onu yok ederek bulabileceğini zannetmektedir. Bilmediğini tanımak ve sevmek isteyen insanlar ise masumları korumaya ant içmişlerdir. Hikayeye bu açıdan bakıldığında aslında oldukça tanıdık olduğunu söyleyebiliriz. Sinemada binlerce filmde bu konu farklı şekillerde işlenmiş ve işlenmeye de devam etmekte. Dahası ise bunu gerçek hayatlarımızda yaşıyor oluşumuz. Bu sebeple izleyici olarak bu tarz konulara sempati duyuyor ve yakınlık kurabiliyoruz.

 Karanlık bir hikayenin içinde olsak bile ana karakterler çocuklar olunca eğlence ve sevimlilik kaçınılmaz olmuş durumda. Bu da hikayenin hem daha gerçekçi olmasını sağlıyor hem de seyirci de pozitiflik hissi yaratıyor. Doğrusunu söylemek gerekirse bu pozitiflik hissi sayesinde hikaye izlemesi daha keyifli bir hale bürünüyor. Tamamen üzücü ve karanlık bir dünyayı izlemek seyirciye her zaman kolay gelmez fakat öyle bir dünyanın içinde hayatta kalmaya çalışan çocukları izlemek insana enerji veriyor.

Dizinin en sevdiğim yanı ise izlediğimiz harika doğa manzaraları oldu. İnsanlığın yüzde 90’ının yok olduğu bir dünya kulağa korkutucu geliyor olabilir. Fakat doğanın zaten kendisine ait olanı geri aldığı düşünülürse sonuç korkutucu olmak bir yana büyüleyici olmuş diyebilirim.

Diziyle ilgili beni rahatsız eden tek bir şey vardı o da karakterlerin yeterince derin hissettirmemesi ve hikayelerini çok bilememekti. Fakat ikinci sezonda bu sorunun çözüldüğünü söyleyebilirim. Özellikle Gus’un dünyaya gelişi, Koca Adam’ın geçmişi, Dr.Singh ve eşinin değişimi gibi hikayeler anlatılınca karakterler daha samimi bir hale büründüler.  Bu açıdan ikinci sezonun daha başarılı olduğunu söyleyebilirim.

Dizi final bölümünde bizi ve küçük ekibimizi yeni maceralara çağırıyor. Eğer ki ikinci sezon da ilk sezonu kadar sevilirse üçüncü sezonun geleceğine kesin gözüyle bakılabilir. Bakalım Gus ve ailesi dünyayı kurtarabilecek mi?

Sweet Tooth: 2.Sezon İncelemesi

 

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...