Surviving Summer: Yeni Başlangıçlara
Surviving Summer bugün itibariyle Netflix’te yayınlanan, bir bölümü yaklaşık 30 dakika olan, 10 bölümlük gençlik dizisi. Diziyi izlemeden türünü ve logline’ını okuduğumda seveceğime emindim. Dizinin tüm bölümlerini soluksuz bir şekilde art arda izleyip bitirdim. Bitirdikten sonra gerçek dünyaya dönmek benim için çok zor oldu diyebilirim çünkü dizideki karakterler resmen hayalimi yaşıyordu ki kendimi dünyadan soyutlayıp gençlik türünde dizi veya film izlemek bana terapi gibi geliyor.
Dizinin konusuna gelecek olursam, ana karakter Summer adında genç bir kız. Summer kafasına koyduğunu yapan rahatına düşkün bir karakter. Annesi iş için ülke değiştireceğinden Summer’ı, doğduğu yerdeki arkadaşının ve ailesinin yanına yolluyor. Summer; başta gittiği yerde mutlu olmasa da sonradan, yaz boyunca yanlarında yaşadığı ailenin oğlu Ari ve onun sörfçü arkadaş grubu ile geçirdiği zamanın keyfini çıkarmaya karar veriyor. Dizi klasik bir gençlik dizisi olduğu için izlemeye başladığınız an hikâyesinin sonunu hemen hemen tahmin ediyorsunuz, bir de dizinin sonuna dair kesin bir fikriniz oluştuğunda hikâyesinde yapılan mantık hataları hiç göze batmıyor. Zaten benim gibi bu tarz dizi ve filmleri seven kişilerin düşünmeden, sadece eğlenmek için izlediğini düşünüyorum.
Son bölümlere yaklaşırken bir ara Summer’ın sahnelerinin çok az olması dikkatimi çekti. Dizinin hikâyesi ona aitken, bazı bölümlerde çok az sahneleri olması bana saçma geldi. Dizinin son bölümünde ucu açık bırakıldı gibi gösterildi. Bence bunun sebebi 2.sezon ile devam edecek olmasıdır. Şimdiden 2.sezonu için sabırsızlanıyorum.
Dizideki karakterlerden bahsedecek olursam, içlerinden en sevdiğim karakter Ari’ydi. Ari’nin sörf kariyerine karşı ailesi ne kadar baskı yaparsa yapsın, yaşadığı onca şeyden sonra bile kariyerinden asla vazgeçmiyor. Summer ile tanıştığı andan itibaren yavaş yavaş anı yaşayıp içinden nasıl geliyorsa öyle davranmaya başlaması, karakterinin oturmasında Summer’ın büyük bir etkisi olduğunu gösteriyor. Summer, kafasına eseni yapan bir karakteri olduğundan bazen işler kötü sonuçlansa da her zaman düzeltecek bir yol buluyor. Bunlar dışında diğer karakterler hakkında spoiler vermemek adına üstü kapalı bir şekilde bahsedecek olursam, Poppy ve abilerinin sahnelerinin gereksiz uzatıldığı taraftarıyım. Ekiptekileri, yarışta ve birlikte eğlenirken görmek güzeldi bu yüzden aile sahnelerinden çok arkadaş grubunun sahnelerinin arttırılmalı. Eğer 2.sezon gelirse kesinlikle başrol karakterlere daha fazla öncelik verilmeli, aile olayını daha çok dahil ederlerse hikâyenin dağılacağını düşünüyorum.
Gençlik türü dizi ve filmleri sevdiğimden bahsettim fakat bu diziyi diğer sevdiğim gençlik dizilerinden ayıran bir şey var bu da Surviving Summer ile fazlasıyla özdeşleşmem. Karakterler 15 yaşında olmalarına rağmen istedikleri her şeyi yapabilmeleri, özgürce hayatlarını yaşamaları, arkadaş gruplarıyla sörf yapmaları ve yarışmalara katılmaları benim bu diziyi izlerken özendiğim bir durum oldu. Sörf ekibinden çok, arkadaş grubundakiler birbiriyle aile gibiydiler. Dizinin bazı yerlerinde, hikâyenin uzatılması için yapıldığını düşündüğüm aşk konuları işlenmişti. Bir karakterin diğerinden hoşlanmasının, arkadaşlıklarını bozmaması şaşırtıcı olsa da bence diziyi izleyenler gerçek çifti tahmin edeceği için o sahnelerin hızlı bir şekilde geçmesini dileyecek.
Surviving Summer’ın teknik özelliklerini inceleyecek olursam, ilk bölümde Summer ve annesi New York’ta iken aynı zamanda Ari ve ailesinin yaşantısının görülmesi adına paralel kurgu kullanılmış. Bu sayede, iki ailenin hayatlarına aynı anda şahit oluyoruz ve hikâyelerinin bir yerde birleşeceğini anlayabiliyoruz. Başroldeki arkadaş grubundaki karakterler ile seyirci arasında ister istemez bir özdeşleşme yaşanıyor. Özellikle bizim ülkemizdeki gençlerin, kendilerini dizinin içerisinde konumlanmış hissedince keyif alacağını düşünüyorum.
Diziyi arka arkaya izleyip birden bitirmemin tek kötü yanı dizi bitince normal hayatıma geri dönmek oldu. Sanat sinemasının, Hollywood sinemasına neden karşı çıktığını anladığım bir an daha yaşandı. Hollywood sineması, bizi gerçeklikten koparıp asla yaşayamayacağımız anların içerisinde konumlandırıyor ama bence bu büyülü bir şey. Kendi fikrimi söylemem gerekirse, gençliklerini istedikleri gibi yaşayabilen, eğlenebilen, tüm aktivelere zamanları ve imkanları olan gençleri izlemek her ne kadar bana gençliğimi sorgulatsa da sinemaya olan bağlılığımı daha da güçlendiriyor.
Surviving Summer’ı izlerken, 2022 yılında yayınlanan Into The Wind filmine benzettim. Into The Wind’de de aynı şekilde sörf yapan genç arkadaş grubu ve onlara sonradan dahil olan bir kız vardı. Bu konseptli dizi, filmleri izlemeyi seviyorsanız veya zaman geçsin diye yormayacak bir şeyler arıyorsanız bahsettiğim filmi ve Surviving Summer’ı izlemenizi kesinlikle tavsiye ederim.
Surviving Summer: Yeni Başlangıçlara