Sovyet Bahçesi: İKSV Özel İnceleme
Sovyet Bahçesi yada orijinal adıyla Gradina Sovietica, Dragoş Turea‘nın arşiv görüntüleri ve röportajlarıyla oluşturduğu 2019 belgeseli. Tüyler ürperten bir iddianın peşine düşen Turea, 1960’larda başlayan nükleer enerji ve tarımın harmanlandığı radyobiyoloji araştırmalarına ışık tutuyor.
Öncelikle radyobiyoloji çalışmalarından bahsetmek gerekiyor. Radyobiyoloji kısaca; iyonlaştırıcı radyasyonlarla canlı sistemler arasındaki etkileşimleri ve bunların sonuçlarını araştıran bir bilim dalı.
Tarımda kullanımı ise tohumlara iyonize gama ışınları vererek gerçekleşiyor. İyonlaştırılan tohumlar basitçe ‘’uyarılıyor’’ ve topraktaki filizlenme süresini kısaltılarak, alınan mahsul verimi arttırılıyor. Dolayısıyla aynı iç gücüne rağmen çok daha fazla ürün hasat ediliyor. Belgeselin sorusu tam bu noktada başlıyor; İnsanlık ne kadar aç gözlü olabilir?
Nüfus artışı ve sanayi devriminin akıl almaz boyutlara ulaştığı Sovyet Blok’unda yeni bir kriz baş gösteriyordu. Planlanmamış nüfus artışından kaynaklanan popülasyona yiyecek yetmeyeceği endişesi! Sovyet tipi sosyalist kalkınma planlamasında temel uygulamalardan biri tarım kolektivizasyonuydu. Tarım alanında küçük çaplı üretimin verimsizliğini ortadan kaldırmak ve planlı ekonomi kapsamında toplumsal ihtiyaçları karşılamak amacıyla oluşturulan kolektif çiftliklere kolhoz deniyordu. Kolektif çiftliklerde genellikle şehirlerin gıda, yiyecek ihtiyaçları karşılanırken üretim sırasında devlet tarafından teknik ve maddi destek de sağlanmaktaydı. Ürünler devlet tarafından belirlenen fiyatlar üzerinden alınırdı.
Josef Stalin’in ölümünün ardından Sovyetler Birliği Komünist Partisi Birinci Sekreterliğine getirilen Nikita Kruşçev’in destek verdiği ‘’Sovyet Bahçeleri’’ projesi, devlet mülkiyetine ait olan kolhozları daha verimli hale getirme projesiydi. Verimli araziler uğruna nehirleri bile tersine çeviren bu çılgın proje, Sovyet topraklarının tarıma en elverişli bölgesi olan Moldova’da başlatıldı. Basitçe, radyoaktif maddeleri iyonize ederek tohumlara gama ışını vererek ekiyorlardı. Dönemin teknolojisinde atom enerjisinin etkileri henüz bilinmiyordu. Buna bağlı olarak her şeye olabildiğince gama ışını vermeye başladılar. Etkilenen sadece tohumlar değildi. Proje yöneticileri, kolhoz çalışanları bir bir hastalanmaya başladılar. Belgeselde o dönem çalışan işçilerin öldüğünü yada çeşitli hastalıklarla mücadele ettiğini izliyoruz.
Belgesel boyunca radyoaktif işlemlerin yerel halkta bıraktığı izlere odaklanıp ayrıntılı bir araştırma sürdüren Turea, Moldova’yla 50 yıl bir parçası olduğu Sovyetler Birliği’nin ilişkisine dair kasvetli bir portre çiziyor.
Günümüzde dahi etkilerini tam olarak bilmediğimiz radyoaktivitenin yediğimiz birçok yiyecekte hala kullanılması, önümüzdeki yıllarda daha fazla sağlık ve toplumsal sorunlara yol açacağı öngörülebiliyor.
İyiden iyiye tüketim toplumuna evrildiğimiz son yıllarda bizim de kendimize sormamız gereken soru; İnsanlık ne kadar aç gözlü olabilir?
Sovyet Bahçesi: İKSV Özel İnceleme
Şevval Balcı’nın Diğer Yazıları İçin Tıklayın.