My Lady Jane: Sıradanlıktan Uzak
27 Haziran 2024’te Prime Video’da yayına giren ve oldukça vakit geçirilebilir olan dizimizin ismi My Lady Jane. Bu dizide tanıdık yüzler bulma şansım oldu. İlk olarak başrolden başlamak istiyorum: Jane karakterine hayat veren Emily Bader’ı daha önce izlediğim yapımlarda görmemiştim benim için yeni bir yüz kendisi. Edward Robert Bluemel’e gelecek olursak kendisine One Sky veya Sex Education gibi yapımlardan aşina olabilirsiniz. En çok aşina olduğum ve televizyonda kendisini gördüğüm yüz ise Rob Brydon’dı. pek fazla tanımasam da daha pek çok ünlü ve yetenekli isim yer alıyordu.
Filmin konusu açıkçası ilgi çekiciydi. Aslında şöyle söylemek belki daha anlaşılır olur: Hayatta birden fazla seçimle karşı karşıya kaldığımızda her zaman seçemediğimiz seçenekler ve olasılıklar aklımızda kalır ya işte farklı bir seçim yapılması ya da farklı bir akışa sahip olmak bizi nasıl etkiler aslında bunu gözler önüne seriyordu. Direkt konusuna gelecek olursak: İngiliz Kraliyet ailesini temeline alan dizimizde Lady Jane Grey (Emily Bader), Kral olan kuzeninin vasiyetiyle tahta geçer. Tabi tarihte Lady Jane, tahta geçtikten birkaç gün sonra hain damgası yiyerek tahtan indirilerek idam edilir. Ancak konuya başlamadan önce belirttiğim gibi dizimizde idam seçeneğinin olmaması halinde neler olabileceği anlatılıyor. Daha sonrasında ise kahramanımız Jane, tahta geçtikten sonra tahtın peşindeki kötü insanların radarına girer ve kendisini sürekli tehlike içinde bulur. Jane ise bu durumdayken hem aşkını hem de krallığı korumaya çalışır.
Dizi var olduğu zaman dilimiyle bizlere zaman yolculuğu imkanı sunan cinsten. Dizide yer alan mekanlar hem zamanı yansıtan hem de sizi 1500’lü yılların İngiltere’sine götürüyor. Açıkçası ben diziyi beğendim birkaç kısmı dışında – bu kısımlardan biri son bölümdeki Jane’in atın üstüne uçuş sahnesi- gayet izlenilebilir ve akıcı bir dizi olmuş. İzlerken sıkılmadım hatta bazı kısımları heyecan uyandırıcıydı. Ancak tam bir kraliyet havası verilmemişti. Şöyle ki içine komedi ve dram karıştırılmış bir kraliyet demek daha yerinde olacaktır. Dizinin diyalog akışı yerindeydi. Kafa karıştırıcı unsurlar yer almıyordu.
Dizimizde kadınların o dönemde var olan aile yapısındaki rollerine ve zorunluluklarına oldukça yer verilmiş ayrıca kadınların zaman zaman baş kaldırıları da dizide muazzam bir yere sahip. Dizideki karakterler ve oyunculuklara gelecek olursak aslında oyunculuklar gayet başarılıydı. Yer yer sizi güldüren yer yer sizleri düşündüren oyunculukları oldukça samimi içten oynanmıştı. Bu da dizinin izlenme akışına oldukça katkı sağlamıştı bence. Dizimizin biraz da fantastik türüne kaymış olması olumlu yönden etkilemiş diziyi. Yapımda var olan Etiyen adlı varlıklar insan kılığına bürünen hayvanlar olarak geçiyor. Açıkçası bu tür fantastik yaratıkların dizide var olması diziyi sıradan olmaktan kurtarmış desem yeridir. Bu Etiyen dediğimiz varlıklar için kullanılan görsel efektler oldukça iyiydi. Yani düşünülerek yapıldığı ve göz yormadığı için benden geçerli puan aldı diyebilirim. Ayrıca dizide yer alan dekorlar ve kıyafetler o kadar iyi ki o zamana dönmek istemenizi sağlayabilir-ancak zamanın gerektirdiği düşünce yapısı ve kanunlarından bağımsız olarak-. Bu arada kullanılan müziklerden bahsetmeden geçsem olmaz. Günümüz müziklerini bu tarihi diziye entegre etmeleri diziyi çok boyutlu hale getirmiş diyebilirim.
Dizi sizleri bir anlık da olsa yaşamış olduğumuz günlük hayattan koparacak güzel ve akıcı bir dizi olmuş. İzlerseniz eğlenebileceğiniz ve akıcı bir dizi. Bu arada dizinin sonunda belki çıkabilecek olan ikinci sezona da göz kırpılmış. İkinci sezonu da gelirse izleyebileceğim bir seri olacağını düşünüyorum. Böyle sıradanlıktan uzak olan yapımlar izlemek arada insanın hayal gücüne de yardımcı oluyor. Benim sevdiğim beğendiğim bir yapım oldu. İzleyeceklere şimdiden iyi seyirler diliyorum. İzlerseniz yorumlarda buluşalım. Görüşmek üzere…
My Lady Jane: Sıradanlıktan Uzak