Moana 2: Çocukları Mutlu Eden ama Disney’in İmajına Zarar Veren Bir Devam Filmi
2016 yılında Disney, Moana ile hem eleştirmenlerden hem de izleyicilerden büyük övgüler almış, görsel ve hikâye anlatımı açısından kendine sağlam bir yer edinmişti. Yenilikçi ve kültürel açıdan zengin bir film olan Moana, aynı zamanda Lin-Manuel Miranda’nın müzikleriyle hafızalarda kalmıştı. Ancak bu yıl vizyona giren Moana 2, beklentileri karşılamakta zorlanıyor. Orijinalinin büyüsünü yeniden yakalayamayan bu devam filmi, Disney’in bugüne kadar sunduğu en zayıf yapımlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Peki, Moana 2’de neler eksik? Bize sunduğu dünyayı neden önceki film kadar etkileyici bulamadık? Bu yazıda, Moana 2’yi tüm yönleriyle inceleyeceğiz.
Film, ilk yapımın olaylarının üç yıl sonrasını konu alıyor. Moana, Motunui Adası’nın çevresindeki adaları keşfederek okyanusla bağlantılı diğer toplulukları bulmaya çalışıyor. Ancak kötü bir fırtına tanrısı olan Nalo’nun Motufetu Adası’nı batırması sonucu bu topluluklar arasındaki bağlar kopmuş durumda. Hikâye, Moana’nın bu adayı okyanusun derinliklerinden çıkarma çabası etrafında şekilleniyor.
İlk filmde Moana’nın bireysel yolculuğuna odaklanan güçlü bir karakter gelişimi izlerken, bu devam filminde aynı büyüyü hissetmek zor. Filmin hikâyesi, belirgin bir bütünlükten yoksun. Özellikle kötü karakter Matangi’nin anlatıdaki yeri oldukça zayıf ve yarım kalmış bir şekilde bırakılıyor. Matangi’nin hikâyesi, dizinin bir bölümü olarak daha detaylı işlenebilecekken, film formatında gereksiz bir yan unsur hâline gelmiş. Ayrıca Moana’nın yol arkadaşları olan Moni, Loto ve Kele gibi yeni karakterler, derinlikten yoksun ve neredeyse dekor niteliğinde. Bu durum, izleyiciyi hikâyeye bağlanmaktan alıkoyuyor.
Disney’in animasyon konusunda ulaştığı teknik mükemmeliyeti yadsımak mümkün değil. Moana 2 de görsel açıdan etkileyici sahnelere sahip, özellikle final bölümünde aksiyon ve estetik oldukça başarılı bir şekilde harmanlanmış. Ancak genel anlamda, filmin görselliği selefinin çarpıcılığını yakalayamıyor. Moana’nın tropikal atmosferi, parlak renk paleti ve okyanusun canlılığı bu filmde biraz sönük kalmış. Bunun temel nedenlerinden biri, filmin aceleyle yapılmış olması gibi görünüyor.
İlk filmin unutulmaz şarkılarında Lin-Manuel Miranda’nın etkisi büyüktü. Moana 2 ise müzik açısından büyük bir düşüş yaşamış. Şarkılar, hikâyeyi ileri taşımaktan ziyade sadece mevcut sahneleri doldurmak için var gibi görünüyor. Barlow ve Bear’ın şarkı sözleri ve besteleri, hikâye anlatımında zayıf kalırken, akılda kalıcı olmaktan da uzak. Bu durum, filmin enerjisini ciddi şekilde düşürmüş.
Moana’nın ilk filmdeki büyüme yolculuğu etkileyici ve ilham vericiydi. Ancak devam filminde bu karakter gelişimi neredeyse tekrara düşüyor. Moana’nın yine kendine olan inancını sorgulaması ve Maui ile olan dinamiklerinin zayıflığı, hikâyeye ciddi anlamda zarar veriyor. Özellikle Maui’nin ikinci plana itilmiş olması, ilk filmdeki sıcak ve eğlenceli uyumun yerini soğuk bir kopukluğa bırakmış.
Moana 2, Disney’in aceleye getirilmiş projelerinden biri olarak tarihe geçiyor. Her ne kadar çocukları eğlendirmeyi başarsa da, hikâye ve karakter gelişimi açısından yetişkin izleyicileri tatmin etmekten uzak. Bu durum, Disney’in orijinal hikâyeler üretmek yerine mevcut markalarını sömürmeye yönelik politikalarının bir yansıması.
Film, 5 üzerinden 2,5 puanlık bir deneyim sunuyor. Görsel efektlerin ve final bölümündeki aksiyonun hakkı verilirken, müzik ve hikâye anlatımı gibi temel unsurlardaki eksiklikler bu devam filmini zayıf bir yapım hâline getiriyor. Çocuklar için eğlenceli bir deneyim olabilir, ancak Moana 2, Disney’in yenilikçi ruhunu kaybettiğini bir kez daha gösteriyor.
Moana 2: Çocukları Mutlu Eden ama Disney’in İmajına Zarar Veren Bir Devam Filmi
