Anasayfa İncelemelerDizi İncelemeleri La Pasión Turca: Neyse Halim Çıksın Falim

La Pasión Turca: Neyse Halim Çıksın Falim

Yazar: Elif Betül Yaşar

La Pasión Turca: Neyse Halim Çıksın Falim

İlker Kaleli ve Maggie Civantos’un baş rollerini paylaştığı La Pasión Turca geçen haftalarda Netflix’te yayına girmişti. Türk-İspanyol ortak yapımı olan dizi Antonio Gala Velasco’nun aynı adlı romanından uyarlama. Aynı zamanda Vicente Aranda’nın 94 yapımı aynı adlı filmi de var. Dizinin yazarlığını Irene Rodríguez ve Esther Morales üstlenirken yönetmenliğini de Iñaki Peñafiel yapıyor.

Kadrolu akademisyen olma planları olan Olivia’nın İstanbul’a geldikten sonra Yaman ile yaşadığı tutkulu aşkı Olivia’nın ağzından dinlemeye başlıyoruz. İlk bölümden itibaren hastanede müfettişin sorularını yanıtlarken Olivia hikâyeyi de anlatmaya başlıyor.

Bu dizi için İlker Kaleli’nin Madrid’de bir dil okuluna gittiğini ve senaryoyu ezberlediğini biliyoruz. Koskoca 6 bölümlük senaryo. İlker Kaleli riski alıyor ve bence kariyerindeki önemli bir basamağı da çıkarak aşıyor. Eleştirilerin bir yönü İlker Kaleli’nin İspanyolcası ve dizinin bütünlüğü üzerine; İstanbul kültürünün ve Bizans sanatının gösterilişi. Bir taraftan Zeynep Tuğçe Bayat’ın iki bölümlük kısa sahneleri olsa da İspanyolcasını kullanış biçimi etkileyiciydi. Burak Hakkı rolündeydi fakat ne fazlası ne azı vardı gibi bir durum. Şimdi bölüm bölüm açıklamalarda bulunacağım sonrasında genel bir bitiş ayarladım.

Bölüm – 1

Giriş direkt açıklayıcı cümlelerle başlıyor. Olivia ilk uyandığı andan itibaren bir tercihe sürükleniyor fakat o karmaşanın hissini veremiyor. Artık ne olduysa zamanda geriye dönerek en başından öğrenmeye başlıyoruz hikayeyi. Bir kahve falıyla alevlenen tutku geleceği gösteriyor, söylüyor en baştan. Kızımızın her şeyden habersiz olduğunu da görüyoruz. Müzik seçimleri yanlış. Ara ara Hint ya da Arap filmi izliyormuşum hissine kapılırken heyecanlı sahnelerin sade müzikleri sahneleri durağanlaştırmış. Hikaye görünenden ibaret değildir umarım. Bölümün sonlarına doğru Yaman’ın bir başka insan olabileceği düşüncesi geliyor. Aynı You’ya benzeyecekmiş ve bir ucundan o havayı yakalayacakmış gibi ama çok daha düşüğü gibi gözüküyor çünkü oyunculuklar iç açıcı değil.

Bölüm – 2

Olivia’nın değişimini daha net görüyoruz. İkili arasında geçen tutku dışında pek bir şey görmüyoruz bu bölümde. İstanbul ve kültürü doğru gösterilmemiş. Birçok tercih de yanlış. Bunlardan birisi müzik tercihleri birkaç defa daha bu yazı içerisinde bu durumdan yanacağım gibi. Dizi içerisindeki kültür karmaşası bariz belli ediyor bu bölümde.

Bölüm – 3

Hikaye yeni yeni açılıyor şimdiki zamana dönüş sahneleri, yetersiz bir biçimde izlemeyi kolaylaştırmaktan ziyade zorlaştırıyor; geçmiş ve şimdi bağlamını kırarak diziyi bölmüş. Flashback sahnelerinin yersiz ve çok kullanıldığını düşünüyorum. Buraya gelene kadar fazla uzatılmış üç bölüm izledik bence. İlk sezonun yarısında ilk merak yeni yakalanıyor. Bu bir suç dizisi olsaydı ve ikili beraber iş yapsaydı izlemesi daha keyifli olurdu dedirttirdi.

Bölüm – 4

Hikaye yeni yeni aksiyona geçiyor. Luna’yı görmek iyi oldu son sahnede. Yaman’ın sırları yeni yeni ortaya çıkıyor, beklendikti. Sanıyorum bu bölümde beni en  keyiflendiren sahneler Luna ile Olivia’nın diyalogları oldu. Zeynep Tuğçe Bayat diziye ve rolüne yakışmış. İspanyolcası da diğer karakterlere göre iyi. Umarım kendisini daha fazla İspanyol yapımında görürüz.

Bölüm – 5 & 6

Beklendik bir sezon bitişi. Aksiyonu az. Ki İspanyol dizilerinden bol aksiyon beklentisi genelde olur. Aksiyon karakterler tarafından da iyi aktarılamıyor. Belki de çok fazla beklenti olmasından ötürü. Yaman karakteri ne kadar izleyiciye uzak olsa da yapacaklarını da önceden tahmin eder olduk fakat bunun sebebi senaryonun yenilikçi olmayışı. Bu sahneleri çok defa izlemişizdir diye düşünüyorum.

Dizi pek de beklediğim gibi değildi. Sahnelerden ve oyunculardan sıkıldım. Sadece iki bölümün sonunda ‘’Evet şimdi bir şeyler geliyor gibi.’’ desem de hislerimde yanıldım. Latin Amerika’nın hoşlanacağı bir tarzı olsa da genel itibariyle İstanbul’u olduğundan farklı göstermesiyle ve içi boş karakterlerle karşılaşmak beni hayal kırıklığına uğrattı diyebilirim. Müzik seçimleri çok yanlıştı. Türk müzikleri kullanılmasını yeğlerdim. Fakat birçok olumsuzluğa rağmen Türk-İspanyol bir yapımla karşılaşmak ve Türk oyuncuları İspanyolca diyaloglarla  dizide görmek hoşuma gitti. Olivia karakterini daha yakından tanıyabiliyorken ve sürecini izleyicinin paylaşması daha kolay iken Yaman karakteri tam tersine izleyiciye de uzaktı, kendisine de uzaktı. Düşünülüp yorumlanacak kadar anlayamadık bile bence. Yaman karakteri belki de bir diğer sezonda izleyiciyle daha fazla irtibat kuracaktır. Olivia’nın ise tutkusuna karşı koyamadıkça yaşadıkları daha iyi anlaşılabilirdi Yaman’a göre. Çatışma pek Yaman’a uğramamış gibiydi. Umarım ikinci sezonda görürüz. Hatta umarım ki diyorum ikinci sezonda izleyici şaşırtmayı başarırlar.

 

La Pasión Turca: Neyse Halim Çıksın Falim

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...