Anasayfa İncelemelerDizi İncelemeleri Kulüp 2. Sezon: İçimizden Birilerinin Hikayesi

Kulüp 2. Sezon: İçimizden Birilerinin Hikayesi

Yazar: Zeynep Polat

Kulüp 2. Sezon: İçimizden Birilerinin Hikayesi

Uzun bir sürenin ardından yine yerli bir yapımla karşılıyorum sizleri sevgili okurlar, hoş geldiniz!

Netflix’in başarılı dönem dizisi ilk sezonuyla epey seyirci toplamış ve adından söz ettirmişti. İkinci sezonda da aynı başarıyı yakalıyor ve oluşturduğu atmosferi güçlü bir şekilde sürdürüyor, anlattığı dönemi küçük detaylarına kadar profesyonelce yansıtarak seyircinin takdirini topluyor Kulüp. Artık bağ kurduğumuz karakterlerin yarım kalan hikayeleri tamamlanırken yeni karakterlerle de tanışıyoruz bu sezonda.

Karakterlerin gerçek hayatın içinden alınmış gibi doğal yazılmaları ve sürprizlerle dolu olmamaları başarılı kılıyor yapımı. Bu karakterlere hayat veren oyuncuların başarılı performanslarıyla da ortaya güzel bir tablo çıkıyor. Karakterlerle artık tamamen bütünleştiğim için adeta onlarla eğleniyor onlarla üzülüyorum, sezonun sonuna gelince buruk bir hüzün hissediyorum. Seren Yüce ve Zeynep Günay Tan’ın yönetmenliğinde çekilen bu başarılı yapımın yeni sezonunu gelin beraber inceleyelim. Yeni sezona geçmeden ilk sezonu hatırlamak isterseniz incelememize buradan ve buradan ulaşabilirsiniz.

Raşel’in kızı Rana’nın anlatımıyla izliyoruz yine hikâyeyi, anlatımın odağında onun duygularını anlamaya çalışıyoruz. Yaşanan kederli olaylara küçük bir çocuğun penceresinden şahit olmak ağır bir hüzne sürüklüyor bizleri. Karakteri canlandıran çocuk oyuncu Ada Erma başarılı performansıyla rolün üstesinden geliyor ve sevimliliğiyle hikâyeye masum, naif bir yön kazandırıyor.

Gökçe Bahadır, Asude Kalebek, Salih Bademci, Barış Arduç ve Fırat Tanış’tan oluşan başarılı kemik kadronun yanında Halil Babür ve Serra Arıtürk kadroya dahil oluyor. Matilda ve Raşel’in ana hikayesinin yanında senaryoya eklenen diğer karakterlerin hikayelerini ilk sezondaki yan hikayeler kadar çarpıcı olmadığını düşünüyorum. Geçtiğimiz sezonda yer verilen Niko ve annesinin hikayesi, gayrimüslimlerin yaşadıklarına değiniyor ve senaryoyla anlamlı bir bütün oluşturuyordu. Ancak bu sezonda Fikret ve Keriman’ın hikayelerinin altının doldurulmadığını ve senaryo içinde nispeten yapay kaldığını belirtmeliyim.

Raşel’in gençlik yıllarında şımarıklık olarak dışa vuran mutsuzluğu sürekli ağlayan ve sinirlenen bir anne olarak bu sezonda da devam ediyor. Hiçbir zaman hayatından memnun olamayan, mutluluğunu İsmet’e bağlayan ve işler yolunda gitmediğinde birilerini suçlayan, huzursuz bir karakter Raşel. Tıpkı gerçek hayattaki gibi; çocukluğundan yetişkinliğine kadar hayatını yoluna koyamamış, yaşadığı travmaların etkisinden kurtulamamış. Asude Kalebek’in muhteşem taşıdığı bu karakter öyle ustaca yazılmış ki en haksız olduğu anda bile ona hak veriyoruz. Sezonun tamamlanmasıyla beraber Raşel karakterinin muhteşem gelişimine şahit oluyoruz.

Barış Arduç’un canlandırdığı İsmet karakterinden ilk sezonda memnun değildim, senaryonun bayat kısmıydı benim için. Ancak bu sezonda tamamlanan hikayesi ve gelişimiyle yaraları saran vefalı bir baba olmayı başardı İsmet. Tam ailesine sahip çıkacağını sandığımız anda Keriman ile birlikte olarak hayal kırıklığı yaratsa da senaryonun bu yönü olayların ne kadar gerçekçi işlendiğini gösteriyor. İnsanların mükemmel olmadığını, hata yapabileceğini ve doğru yolu bulana kadar her türlü batağa düşebileceğini; kurmaca bir yapımda da olsa bunun değişmeyeceğini açıklıyor.

Senaryonun bahsettiğim bu çabasını Çelebi karakterinde de başarılı bir şekilde işlendiğini söyleyebilirim. Kötü karakter olarak başladığı hikâyeye aşkın gücüyle değişen merhametli, işleri yoluna koyan fedakâr bir “baba”ya dönüşüyor. Yapımın genelinde bu anlatı hâkim ve bu yönüyle özelleşiyor Kulüp. Bu noktada ortaya koydukları başarılı tablo için yapımın senaristleri Ayşin Akbulut, Rana Denizer ve Necati Şahin’in adından söz etmek gerekiyor.

İzleyici yorumlarına göz atarken daha detaylı fark ettiğim yapımın bir diğer yönü de dönemini oldukça başarılı yansıtmasıydı. Kostüm tasarımlarından dekor aksesuarlara kadar tüm detayların nostaljik olduğu uyumlu bir görsellik mevcuttu. Bunun yanında dönemin siyasi olaylarını senaryonun etkileyici bir noktasına yerleştirip anlamlı mesajlar vermekten de kaçınmadı Kulüp. Özellikle darbenin gerçekleştiği anlar oldukça etkileyiciydi. Bu noktada zayıf bulduğum tek yönü sıkça bahsi geçen ve Kulüp İstanbul’un yer aldığı Taksim’in görsel açıdan yetersizliğiydi, yapay bir set ortamında çekildiği belli oluyor ve bazen fazlasıyla sırıtıyordu.

Rana doğumundan öncesini ve çocukluğunu izlediğimiz bu sezonlar henüz hikâyenin tamamlanmadığını düşündürüyor bana. Üçüncü sezonu heyecanla bekliyorum. Kulüp’ün unutulmaz karakterleri Selim ve Matilda’yı anmak için sevdiğim şarkılarıyla veda ediyorum sizlere.

https://spotify.link/6eFdV2QxaDb

https://spotify.link/COochhYxaDb

 

Kulüp 2. Sezon: İçimizden Birilerinin Hikayesi

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...