Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleri Grand Tour: Aradığını Bulduğunda Anlayacaksın!

Grand Tour: Aradığını Bulduğunda Anlayacaksın!

Yazar: Esra Balaban

Grand Tour: Aradığını Bulduğunda Anlayacaksın!

2024 Cannes Film Festivali’nden en iyi yönetmen ödülüyle dönen Miguel Gomes, Grand Tour (Büyük Yolculuk) filmiyle ses getirmeyi başardı. Senaryosunu da kendi kaleme alan Gomes, kendi derinliklerine inmek isteyen başkahramanın mistik yolculuğuna odaklanıyor.

Tarihin, aşkın ve maceranın iç içe geçtiği siyah beyaz filmin kadrosunda Gonçalo Waddington, Cristina Alfaiate, Lang Khe Tran ve João Pedro Vaz var. Miguel Gomes, Güneydoğu Asya’dan Batı Japonya’nın Osaka şehrine kadar uzanan sahneleriyle farklı kültürlere de ev sahipliği yapıyor. 129 dakika boyunca Edward ve Molly karakterleri, aşkın bir yandan kaçış ve korku; bir yandan da inat ve cesaret olmak üzere iki tezat duygunun çelişkisiyle bizlere seyir zenginliği sunan bir film izletiyor.

Grand Tour’un açılış sahnesindeki rüya detayları, renkli ve eğlenceli bir tema etrafında veriliyor. Özgürlüğün ve yaşamın anlarla var olduğunu; insanın varoluşunun kısıtlayıcı unsurlar etrafında sıkışmadığı, o anın tatmin edici dürtüsüyle masumane ve bir o kadar da telaşsız bir ömrün yansımalarını izliyoruz. Gomes’in kuvvetli hayal dünyası, filmdeki rüya sahneleriyle bizi şaşırtıyor. Edward’ın aradığı ya da aslında olmak istediği farklı bir evrenin kapısını umut verici bir sinematografiyle işliyor. Farklılıklar, bir anlığına da olsa bize aynılığı ifade etmeye başlıyor.

Burma sokaklarında elinde lalelerle gezen Edward’ın asıl meselesi yedi yıldır Molly ile nişanlı olması mı? Yoksa ufukta çalan çanların “Hadi artık, evlenme vakti geldi.” uyarısının sancılarını mı çekmek? Gelin, biraz da bunu konuşalım. İkili arasında evlilik mecburiyeti olmamasına rağmen Edward, İngiliz memuru rütbesini kullanarak içsel dürtülerine yenik düşüp Bangkok sokaklarına ulaşıyor. Burada görüşeceği idari meseleler onun için bir kaçışın anahtarı.

İnsanın öngöremediği keşfetme arzusu, zaman ve mekân tanımadan onu alıp götürür. Edward, yollara düştüğünde bir tren kazası yaşıyor ve şu cümle duyuluyor: “Ne güzel bir sabah.” Evet, aslında bu doğru. Ormanın içerisinde upuzun bir ray, kuş sesleri ve rüzgar… Hepimizin bu kazaya vereceği tepki farklıyken Edward’ın tepkisi ise bambaşka… Grand Tour, içimizde sakladığımız arzuları keşfetmemiz için bize rehberlik ederken duygu yelpazemizi de genişletmemize yardımcı oluyor. Filmin her sahnesi, derin bir ağ ile bir sonraki sahnenin doğumuna eşlik etmeye hazırlanırken, amaçsızlığın peşinde gezen Edward’ın telaşsızlığı ve çabasızlığı “Aslında böyle mi yaşanmalı?” sorusunu akıllara getiriyor. Büyük hedefler, idealler, sosyal kabul çabası ve bunlara uyum sağlamaya çalışmak; insanı aynı zamanda günden güne kemiren, yıpratan bir acıya dönüştürüyor.

“Kendinizi dünyaya teslim edin; dağa tırmanın veya maymunları izleyin…” Filmin bir kesitinde ulu bir keşişin sözleri bunlar. Kime neyi ifade eder bilemiyorum. Sadece bazen durmanın, bir filmin bir sahnesinde kalmanın, üzerine uzun uzun düşünmenin veya bir şarkı sözü mırıldanmanın; insanda tahmin bile edemeyeceği kapıları açacağına inanıyorum. Kendine dön ve orada bir süre bekle…

Grand Tour’da macera hız kesmeden devam ederken Molly, inanılmaz inatçı ve ısrarcı bir figür. Bu ısrarının ardında sinir bozucu bir gizem barındırıyor. Nişanlısının peşinden ülke ülke dolaşan Molly, yer yer histerik gülüşleriyle, içinde bastırmaya çalıştığı duygularla savaş meydanında canı pahasına da olsa bu arayışa devam ediyor.

Filmin büyüsü iki temel farklılıktan ibaret: Amaç ve amaçsızlık fikri üzerinden muhteşem bir senaryo bağlamında zıtlıkları bir arada vermeyi başarıyor. Biraz da teknik bağlamdan bahsedelim. Klasik müziklerden oluşan bestelerin eşlik ettiği kurgu dinamiği, alışılmışın biraz dışında. Her bir diyaloğun duyulduğu fakat film karelerinin olmadığı sahneler üzerinden Asya bölgesine ait tiyatroların, kukla oynatıcıların ve sokak kültürünün kimliğini yansıtan ilginç görüntüler dikkatimizi çekiyor. Miguel Gomes, başarılı yönetmenliğiyle hayal gücünü sinemayla birleştirip büyüsü yıllarca akıllardan çıkmayacak bir filme imza atmış.

Yeniden keşfetmek, görmek, tanımak ve hissetmek istersen Grand Tour’ı MUBI’nin gösterim listesine eklediğini hatırlatmak isterim. Seni de bu arayışta görmek güzel olurdu…

Grand Tour: Aradığını Bulduğunda Anlayacaksın!

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...