Emily in Paris 4. Sezon 1. Kısım: Dejavu Değil Gerçek
Geçtiğimiz sezon fiyasko bir düğün ve beklenmedik bir bebek haberi ile bıraktığımız Emily in Paris, sorularımızın cevabını vermek ve merakımızı gidermek için yaklaşık bir buçuk sene sonra dördüncü sezonu ile Netflix’te yayınlandı. Dördüncü sezonuyla derken yani ilk kısmıyla demek istedim…
Camille’in ortalığı karıştıran açıklamalar yaptığı düğün felaketinden sonra zaten karışık olan şeyler iyice sarpa sarmaya başlar. Gabriel ve Emily arasındakilerden içten içe rahatsız olan Alfie, tamamen hayaleti oynamaya karar verir. Camille ise ortadan kaybolur. Tabi ki her şeyi düzeltmeye çalışan yine Emily’dir. Bir yandan Alfie ile beraber reklam yüzü oldukları marka için çabalarken diğer yandan Camille’i bulmaya çalışan Emily, bir şeyleri yoluna koyabilecek mi?
Her sezon yeni bir heyecanla başladığımız Emily in Paris dördüncü sezonda da, Emily’nin hikayesinin büyük ölçüde aynı kalmasıyla dikkat çekiyor. İlk üç sezonda olduğu gibi, Emily’nin iş ve aşk hayatındaki sorunlarla başa çıkma çabalarını izliyoruz. Ancak, bu sezon karakter gelişimi açısından yeterince derinleşmediğini söylemek mümkün. Emily’nin karakter gelişimi, önceki sezonlara kıyasla daha sınırlı kalıyor. Paris’teki yaşamına uyum sağlama süreci, artık tamamlanmış gibi görünse de, Emily’nin kariyer ve kişisel yaşam dengesini sağlama çabaları hala yeterince derinlemesine işlenmiyor. Emily’nin sürekli olarak benzer sorunlarla karşılaşması ve bu sorunları yüzeysel şekilde çözmesi, karakterin gerçekçi ve karmaşık bir birey olarak gelişimini engelliyor. Dolayısıyla yaşanan olaylarda sürekli aynı paterni görmek artık bir heyecan yaratmıyor. Emily’nin kişisel ve profesyonel yolculuğu, daha önce gördüğümüz olayların tekrarından ibaret gibi duruyor. Haliyle her sezon hemen hemen aynı şeyleri izlemek seyircide bir hayal kırıklığı yaratıyor. Dizideki diğer karakterler de aynı şekilde yüzeysel kalıyor. Gabriel, Camille, Alfie ve diğer karakterlerin hikayeleri, belirli bir derinlikten yoksun. Özellikle, Emily’nin romantik ilişkileri, gerçek hayattan kopuk ve fazla dramatize edilmiş gibi görünüyor. Bu durum, izleyicinin karakterlerle bağ kurmasını zorlaştırıyor. Tüm bunların yanı sıra dizi, Paris’in büyüleyici manzaraları ve şık moda seçimleriyle her zamanki gibi göz kamaştırıcı olmasına rağmen bu sezon moda seçimleri bazen gerçeklikten uzak ve abartılı görünüyor. Emily’nin günlük yaşamda giydiği kıyafetler bazen işlevsiz ve gereksiz yere gösterişli olabiliyor. Bu durum, dizinin moda dünyasıyla ilgili verdiği mesajların gerçekçiliğini de sorgulatıyor.
Dizi, kimlik arayışı, kültürel farklılıklar ve kariyer-özel hayat dengesi gibi temaları işlemeye çalışsa da, bu konuları yüzeysel bir şekilde ele alıyor. Emily’nin Amerikan bakış açısıyla Paris kültürüne uyum sağlama çabası, klişelerle dolu ve bazen rahatsız edici derecede basmakalıp. Ayrıca, kültürel farkındalık yaratma çabaları çoğu zaman yetersiz ve üstünkörü kalıyor. Tabi ki tüm bunların yanısıra, hikayesindeki eksikliklere rağmen yarattığı atmosfer ve Paris manzaraları ile hala izleyiciyi tam anlamıyla kaybetmiş değil. Hala merak ettiriyor mu?.. Evet ama şaşırtmıyor.
Emily in Paris dördüncü sezonuyla yine eğlenceli ve renkli bir seyir deneyimi sunmayı başarırken daha derinlikli ve özgün hikaye anlatımı arayan izleyiciler için hayal kırıklığı yaratabilir. Paris’in büyüsünü ve Emily’nin maceralarını sevenler için hala izlemeye değer olsa da, dizinin gelişiminde önemli bir ilerleme kaydetmediği açıkça görülüyor. Dizinin görsel cazibesi ve enerjik temposu, belirli bir kitleyi memnun ederken, daha eleştirel gözle izleyenler için yetersiz kalabilir. Eğlenmek ve kafa dağıtmak için izlenen bir dizi dahi olsa dört sezon boyunca hikaye ve karakter gelişiminde fazla yol katedemeyen Emily in Paris, daha derinlikli bir hikaye arayanlar için maalesef sınıfta kalıyor. Aslında tabi ki bunlar izleyicinin ne beklediğine göre farklı yorumlanabilecek unsurlar. Bakalım 12 Eylül’de gelecek olan ikinci kısımla her iki seyirci kitlesini de etkilemeyi başarabilecek mi?
Emily in Paris 4. Sezon 1. Kısım: Dejavu Değil Gerçek