Ainori Love Wagon: Asian Journey: Kültür Sarmalı
Japonca’da “aşk yolculuğu” anlamına gelen Ainori kelimesi ile tanıştığım Ainori: Love Wagon programının ülkemizden izlenebilir bütün bölümlerini izledikten sonra henüz keşfetmeyenler için bir tanıtım yazısı yazmak istedim. Popüler kültürün daha çok batıdan doğuya yönelik olması birçok alanda batıyı dünya tarafından daha tanıdık hale getirirken, doğu ve güney kültürlerini geri planda bırakmıştır. Bu durum günümüzde geçerliliğini yitirmeye başladı diyebiliriz. Artık insanlar sadece Amerikan yapımı bir film izlemenin derdinde değiller veya her yere açılmaya başlayan uzak doğu restoranlarının yanında hamburger yemek çok alışılmadık bir durum değil. Öte yandan LCDP sonrası yükselen İspanyol dizileri, k-drama ve k-pop etkisi ile artan Güney Kore hayranlığı, iyi-kötü herkesin bir şekilde izlediği Bollywood, animeleri ile popülerleşen Japonya gibi farklı bölgelerden yükselişler görmek mümkün. Bu noktada sosyal medyanın etkisi de yadsınamaz elbette.
Sinemaya ilgisi olan, festivalleri takip eden kişiler için uluslararası yapım izlemek son derece normal olsa da genel izleyiciye bakıldığında her türden ve ülkeden çıkan yapımları takip ettiklerini söylemek güç. Açıkçası bir ülkeyi, bölgeyi veya etnik grubu tanımak için (seyahat etmenin dışında) onlara ait yapımları izlemenin çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Belgesel türü bu konuda en önemli tür olmakla beraber herkese hitap etmeyebiliyor. O nedenle belgesel özellik taşımasa da kültürü yansıtan her türlü yapımı değerli buluyorum. Türk dizileri izleyen bir yabancının bizim alışkanlıklarımız ve konuşma tarzımız hakkında birçok çıkarım yapabildiğini düşündüğümüzde aynı şekilde bizde başka bir kültürü izlediğimizde ister istemez o kültürü öğrenmeye başlıyoruz. Bundan tam 10 yıl önce 2014 yılında yoğun bir şekilde k-drama izlemeye başladım. Güney Kore’ye olan bakış açım ve hayatımdaki yeri büyük ölçüde diziler sayesinde şekillendi. Alışkanlıkları, yaşam tarzları, dilleri, yemek kültürleri gibi şeyleri öğrendim. Yeri geldi hayatımda uyguladım. Uzak doğudaki diğer ülkeleri çok takip etmiyordum. Farklı bir dilde dizi izlemek kolay değil, dile alışamadığınızda senaryo veya oyunculukların bir önemi kalmıyor. Ancak tesadüfen öyle bir Japon yapımıyla karşılaştım ki kendimi bir anda kültür sarmalının içerisinde buldum. Sanki hızlandırılmış Asya ve Afrika eğitimi almışım gibi hissediyorum. Oysa ki sıradan bir reality show açtığımı düşünmüştüm. Yanılmışım, iyi ki merakıma yenik düşüp izlemeye devam ettim.
Kısaca formattan bahsetmem gerekirse Japon katılımcılar aşkı bulmak için dünya turuna çıkıyorlar. İlişkiler üzerine bir reality show diyebilirim. Tur boyunca 3 kız 4 erkek olmak üzere 7 yolcunun yer alıyor. Seyahatlerini pembe bir araç ile gerçekleştiriyorlar. Bu araca love wagon deniliyor. Her ülkede yerel bir şoförleri oluyor. Bu şoförler katılımcılara ülkelerini en iyi şekilde tanıtabilmek için onlara rehberlik yapıyorlar. Bence en etkili yerler de bu şoförlerin yerel halkla katılımcıları buluşturduğu yerler oluyor. Formata göre katılımcılar seyahat sırasında birisine aşık olursa ülkesine dönmek zorunda kalıyor. Aşkını ilan edip karşı tarafa uçak bileti hediye ediyor eğer karşı tarafta bir his besliyorsa birlikte Japonya’ya dönüyorlar. Aksi halde sadece aşkını ilan kişi Japonya’ya dönerek dünya turunu noktalıyor. Eksilen her katılımcının yerine Japonya’dan yeni bir katılımcı getiriliyor. Böylece tur boyunca çok farklı kişilerin yolculuklarına tanık olmuş oluyorsunuz.
Ainori’yi sadece belgesel veya sadece reality show olarak nitelendirmek zor. Bölümleri izlerken ilişkilerin gerçekliği konusunda şüpheye düşenler mutlaka olacaktır. Adı üstünde bu bir şov. Ancak Ainori bana çok samimi/içten geldi. Belki de bu yazıyı yazmam da ki en büyük etken budur. Profesyonel bir yapım değil. Çoğu sahnede shotgunın kadraja girdiğini göreceksiniz. Bir müddet sonra kamera açıları diğer kameraların açısına da giriyor ve sahne önü – sahne arkası diye bir kavram kalmıyor. Teknik kısmın dışında bölümler ilerledikçe ekip ile katılımcılar arasında gelişen bir hikâyede izlemeye başlıyorsunuz. Kameramanlar, yönetmenler, çevirmenler herkes bir şekilde hikâyeye dahil oluyor. Format her ne kadar aşkı bulmak olsa da bence asıl ön plana çıkan şey insanın kendini bulması oluyor. “Bir insanı en iyi seyahat ederken tanırsın.” diye bir söz vardır. 12 ülke gezmiş bir gezgin olarak bu sözün ne kadar doğru olduğunu biliyorum. Bu programda da insanların normal hayatlarında geçiremeyecekleri değişimler geçirdiklerini görüyorsunuz. Hem bu değişimlere tanık olmak hem Japonların karakterini çözümlemek hem de gittikleri ülkeleri onlarla birlikte keşfetmek mümkün. Bazen eğitici videolar veya belgeseller izlemek herkese keyifli gelmeyebiliyor. Hem belgesel tadında hem de reality show özelliğine sahip Ainori, bence genel kültürünü geliştirmek isteyenler için keyifli bir tercih olacaktır.
Ainori’nin birden fazla türü var. Benim ilk tanıştığım Ainori Love Wagon: Asian Journey’di. 22 bölümden oluşan 2 sezonu var. Bu iki sezonda 11 Asya ülkesini geziyorlar. Vietnam, Myanmar, Tayvan, Tayland, Malezya ve Singapur 1. Sezonda; Hindistan, Nepal, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan ise 2. Sezonda gezilen ülkelerdi. İlk sezonun başında daha çok ilişkiler ön plana çıkıyordu ancak Tayvan’dan sonra kültürler ön plana çıkmaya başladı. “Ainori Dersleri” adı altında hem Uzak Doğu hem Orta Asya ülkeleri hakkında ilginç bilgiler veriliyor. Yaşam tarzları, yemek kültürleri, konaklama yerleri gibi gezginler için faydalı olabilecek bilgiler de yine mevcut. İkinci sezonda Türki cumhuriyetler yoğunlukta. Orta Asya’nın doğa harikalarını izleme şansı buluyorsunuz. Bir Japon’nun eski Türk topraklarını geziyor olması, kültürü ile tanışıyor olması ve bunları yorumluyor olması benim için tam bir kültür sarmalıydı. Kazakistan’da qurut adı verilen peynirle ilgili bir hikâye anlatılıyor. Doğruluğunu tam teyit edememiş olsam da Japon katılımcılar kadar beni de etkilediğini söyleyebilirim. Tayvan’ın Çin politikaları nedeniyle uluslararası konumunu anlamlandırmak açısından da önemli bölümler vardı. Asian Journey 2018-2019 yıllarında çekilmiş. Bu seyahatler sırasında Shy Boy, Depparin, Tom gibi beni çok şaşırtan ikonik katılımcılar ortaya çıkıyor.
Bence Avrupa ve Amerika için (biraz da Güney Kore) içerik bulabilmek kolay ama geriye kalan ülkeleri keşfedebilmek için hepsini içeren bir program bulabilmek zor. Ainori’nin başarısı bu olmuş. Netflix’te Asian Journey dışında African Journey’i de izlemek mümkün. Tek sezonluk Afrika seyahati 2019-2020 arasında çekilmiş. Sonrasında bilindiği üzere bir pandemi dönemi yaşanıyor ve Ainori yeni bir sezon çekmiyor. Gittikleri ülkeler arasında Kenya, Uganda, Ruanda ve Tanzanya yer alıyor. Seyahat boyunca Afrika’da yer alan bulaşıcı hastalıklar ile mücadele ediyorlar ve bu seyahatin gidişatını olumsuz yönde etkiliyor. Her şeye rağmen devam ettikleri bir sezon oluyor. Tantal elementinin oluşturduğu siyasi gerginlikler, kahve üretimi, insanlığın ilk izleri gibi temalar işlenmiş.
African Journey’i izlerken sürekli eski sezonlardan bahsedildiğini fark ettim. Ancak bahsettikleri sezon Asian Journey değildi. Ufak bir araştırma ile Ainori’nin 1999-2012 yılları arasında Japon kanal Fuji Tv’de günlük olarak yayınlanan oldukça popüler bir program olduğunu öğrendim. 94 ülkenin gezildiği 451 bölümlük bir programdan bahsediyorum…Katılımcı sayısı ise yaklaşık 190 kişi. Bu kişilerden 44 çift Japonya’ya birlikte dönmeyi kabul etmiş ve ardından 8 çift evlenmiş. (Netflix’teki sezonlarda da evlenenler oldu.) Maalesef bu bölümlere ulaşabilmek mümkün görünmüyor. Keşke Netflix tüm bölümleri satın alsaymış… Daha da merak uyandıran bir bilgi vermem gerekirse bu ülkeler arasında Türkiye’de var. Ülkemize gelseler nasıl olurdu diye düşünmüştüm ve çoktan geldiklerini öğrendim. 2000 yılında 4 bölüm çekmişler. Bu bölümlere ulaşmayı da denedim ama sonuç başarısız. En azından nereleri gezdiklerini öğrenebilir miyim diye araştırmaya devam ederken bir site ile karşılaştım. Sanırım Ainori Japonya’da gerçekten sevilen bir program. Bir sitede hayranlar için bütün bölümlerin yazılı özetini yazmışlar. Bu sayede Sivas, Kapadokya, Safranbolu, Bursa ve İstanbul’da gezdiklerini öğrenebildim. Türk şoför için “Sayın Dahan” ibaresini kullanmışlar. Yerel sayfalarda aratmış olsam da herhangi bir haber bulamadım. Gezmiş oldukları bu 94 ülkede bazı kırsal yerlere Ainori okulları açarak bölgenin gelişmesine katkı sağlamışlar. Bu okulların yapımında ise Ainori hayranlarının bağışları kullanılmış. 2019-2020 Afrika sezonunda bu okullardan birini ziyaret ederek yeniden onardıklarını görmek mümkün.
Günümüzde az bilinen bölgeleri ziyaret ederek kendisine ait bir seri oluşturan Ruhi Çenet var, Asya seyahatine çıkan diğer gezginlerin kanalları var. O kanallarda da zengin içerikler mevcut. Ancak 451 bölümlük bir tv programında bu içeriği görmek muazzam. Keşke devam etseler veya eski bölümleri uluslararası izlenebilir hale getirseler. Benzer bir proje ülkemizde de yapılabilir ancak bütçe ve vize konusu düşünüldüğünde projenin sürekliliğini nasıl sağlanır bilmiyorum. Ainori için bir eleştirim olacak olursa, ilişkiler biraz daha geri plana atılıp gezi görüntüleri yoğunlaştırılabilirdi. Çok güzel sahneler çekilmiş ancak introda kullanılmakla yetinilmiş. Bunun için bölüm süresi arttırılabilirdi. Afrika’da yarım kalan bir sezon var bir gün sezona devam ederlerse keyifle izleyeceğim. Ayrıca Uzak Doğu programlarında bölümleri izleyerek yorumlayan bir ekibin olmasını beğeniyorum. Farklı görüşten kişileri aldıkları için onların bakış açılarını keşfetme imkanı bulabiliyorsunuz.
KAYNAKÇA
Eski sezonun bölüm özetleri:
https://ainori-hatenablog-com.translate.goog/entry/ainori34?_x_tr_sl=ja&_x_tr_tl=tr&_x_tr_hl=tr&_x_tr_pto=sc
Ainori Love Wagon: Asian Journey: Kültür Sarmalı