Dear Comrades: Geçmiş İdeallerin Bedeli
Rus yönetmen Andrey Konchalovskiy’nin 2020 yılında gösterime giren filmi Dear Comrades (Sevgili Yoldaşlar), 1962 yılında Sovyetler Birliği’nde küçük bir kasabada geçiyor ve bir lokomotif fabrikasındaki işçilerin greviyle açılıyor. Dear Comrades, Stalin sonrasında Kruşçev’in yönettiği Sovyetler Birliği’nin siyasi atmosferini inceliyor.
Filmin merkezindeki karakter Lyuda (Yuliya Vysotskaya), Novocherkassk’ta yaşayan, kırklı yaşlarında bir devlet memurudur. Şehirde önemli bir elektrikli lokomotif fabrikası bulunurken, Lyuda Komünist Parti komitesinin sadık bir üyesi ve koyu bir Stalin destekçisidir. Stalin dönemindeki baskıcı politikaları açıkça savunmaktadır.
Lyuda’nın babası, 1917’deki Ekim Devrimi’nden sonra patlak veren iç savaş sırasında Sovyet hükümetine karşı savaşan Kazak milliyetçisi eski bir askerken, kızı lokomotif fabrikasında çalışan genç bir işçidir. Ayrıca Lyuda, evli bir KGB müfettişi olan Loginov (Vladislav Komarov) ile gizli bir ilişki yaşamaktadır.
Düşük maaş artışlarına rağmen, gıda fiyatlarının hızla artmasıyla işçiler öfkeye kapılır. Şehirde süt ve kefir gibi temel gıda maddelerinin bulunamaması üzerine işçiler, Lenin portreleri ve kızıl bayraklarla grev başlatır ve grevin ardından Sovyetlerin ordusu olan Kızıl Ordu askerleri protestocuları silah zoruyla dağıtır. 2 Haziran 1962’de gerçekleşen Novocherkassk Katliamı’nın anlatıldığı film, Sovyetler Birliği’nin gizlediği gerçek bir olayı konu alıyor.
Dear Comrades filmini genel olarak ele alacak olursak, film Sovyetler Birliği’ne veya sosyalizme değil, doğrudan Kruşçev hükümetine yöneltilmiş sert bir eleştiri niteliğinde. Stalin’in ölümünden sonra burjuvazinin, orduyu kendi halkına karşı kullanarak ülkeyi nasıl kontrol altına aldığını gözler önüne seriyor. Yüzeysel bir bakışla anti-komünist propaganda olarak değerlendirilebilir. Ancak Marksist tarih konusunda bilgi sahibi olanlar için filmin, esasen Kruşçev’in iktidarı altında Sovyetler Birliği’nin burjuvalaşmasının eleştirisi olduğu fark ediliyor. Öte yandan, filmi izleyenlerde tamamen anti-komünist bir bakış açısı geliştirme olasılığı da mevcut. Bu zıt yorumları tetikleme yeteneği, filmin başarısının önemli bir göstergesi. İzleyiciyi olayların ardındaki siyasi gerçekleri araştırmaya ve derinlemesine anlamaya yönlendiren bir yapım. Film, gerçekçiliği ve etkileyici anlatımıyla izleyici üzerinde güçlü bir etki bırakıyor. Bazen tempo yavaşlıyor gibi görünse de, farklı tonlarla sürekli ilgiyi kendine çekmeyi başarıyor.
Diyaloglar son derece doğal bir his veriyor ve başrol oyuncusu olağanüstü bir performans sergiliyor. Ana karakterin, ülkesine bağlı idealist bir bireyken, en zor anında onu yüzüstü bırakan sistem nedeniyle korku içinde kıvranan bir kadına dönüşmesini izlemek etkileyici. Yuliya Vysotskaya’nın Lyudmila rolündeki muazzam performansı, filme güçlü bir merkez kazandırıyor. Net ve keskin siyah-beyaz görsellik ise benim favori estetik tercihlerimden biri; bu, zaman zaman 60’ların retro havasını, zaman zaman da gerçekçi belgesel tarzını anımsatıyor. Özellikle kalabalık sahneler, Spielberg’in Schindler’s List (1993) filmindeki aksiyon sekanslarını andırıyor.
Filmin siyah-beyaz sinematografisi, tarihi gerçekliği daha da pekiştirerek izleyicileri Sovyet yaşamının kasvetli dünyasına ve siyasi baskının soğuk atmosferine sürüklüyor. Konchalovsky’nin usta yönetimi ve Yuliya Vysotskaya’nın etkileyici oyunculuğu, derin bir duygusal etki yaratarak düşündürücü bir hikâye sunuyor.
Filmde hoşuma giden imgelerden biri de katliamın hemen eşiğindeyken Lyudmila’nın, bir annenin yavrularına nasıl şefkatle yaklaştığını izlemesi. Bu sahne, onun Sovyetler Birliği’ne dair ironik bir bakışını yansıtıyor; yavrularına hem şefkat gösteren hem de onları yok etmeye hazırlanan bir anne gibi.
Dear Comrades, siyasi ideallerle gerçekler arasındaki çatışmayı derinlemesine inceliyor ve ideolojik körlüğün dramatik sonuçlarını etkileyici bir şekilde gözler önüne seriyor.
Sanatsal, tarihsel ve duygusal anlamda güçlü bir yere sahip olan film, başrol oyuncusu Yuliya Vysotskaya’nın doğduğu Novocherkassk’ta geçiyor. Vysotskaya, Novocherkassk Katliamı yaşandığında henüz dünyaya gelmemiş olsa da, filmin bu şehirde geçmesi onun için anlamlı bir bağ kuruyor. Çekimler de katliamın yaşandığı bölgede gerçekleşmiş ve yönetmen Konchalovskiy, daha önceki filmlerinde olduğu gibi bu yapımda da profesyonel olmayan pek çok kişiye rol vermiş. Örneğin, Lyuda’nın dedesi rolünü canlandıran Sergey Yerliş de Novocherkassk halkındandır. Filmin müzikleri arasında yer alan ve etkileyici sahnelerde kullanılan “Bahar Marşı”nın sözleri ise Konchalovskiy’nin babası Sergey Mihalkov’a aittir.
Venedik Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan Dear Comrades, Jüri Özel Ödülü’nü kazanmış ve Uluslararası Film dalında Oscar adaylığı için kısa listeye kalmıştır. Şu anda BluTV’den izleyebileceğiniz bu film, tarihi olaylara ilgi duyanlar için unutulmaz bir deneyim ve derinlemesine bir perspektif sunuyor.
Dear Comrades: Geçmiş İdeallerin Bedeli