Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleri What Mary Didn’t Know: İlk Aşk Masalı

What Mary Didn’t Know: İlk Aşk Masalı

Yazar: Hüseyin Emre Yalçınkaya

What Mary Didn’t Know: İlk Aşk Masalı

Konstantina Kotzamani’nin yazıp yönettiği 2024 yapımı Mary’nin Bilmedikleri (What Mary Didn’t Know), Yunanistan, Fransa ve İsveç ortak yapımıdır. Film, kısaca 17 yaşındaki İsveçli Mary’nin Akdeniz’de seyreden bir yolcu gemisinde yaşadığı ilk aşk deneyimini konu alıyor. Tora Sandström, Yasin Houicha, Silas Strand, Carl Johan Merner ve Åsa Jonson gibi oyuncuların yer aldığı yapımı, 44. İstanbul Film Festivali kapsamında izleme fırsatı buldum.

Konstantina Kotzamani, sinematografisiyle gerçeklik ile hayal arasındaki sınırları bulanıklaştıran, şiirsel ve metaforik anlatıma önem veren bir yönetmen olarak tanınıyor. Filmlerinde sıkça gençlik, kimlik, aidiyet ve büyüme temalarını işlerken görsel olarak rüya ile kâbusu andıran atmosferler yaratıyor. Filmleri, bu rüya temasına uygun renklerle bezeli. Yönetmenin diğer filmlerini izlemedim ama araştırdığımda onları da listeme aldım.

Filmin genel olarak hissettirdiklerinden bahsedecek olursam; sinemanın sanatsal ve şiirsel unsurlarıyla, gençliğin heyecanını ve ilk aşkı Mary ile beraber yaşadım diyebilirim. Çünkü film, kullanılan retro efektler ve parlak renklerle bir rüyayı canlandırıyor. Açıkçası, filmin süresine bakmadan gittiğim bu orta metrajlı filmin 1 saatlik süresi gerçekten tadındaydı. Ayrıca, Mary’nin Bilmedikleri filminde kullanılan müzikler, hem filmin renkleriyle hem de senaryonun verdiği hisle gerçekten uyumluydu. Aşkın, gençliğin ve mitlerin buluştuğu bir noktada, estetik ve duygusal gücüyle çok keyifli bir seyir yaşatıyor.

Filmdeki retro efektler ve renkler hakkında bu kadar olumlu şey söylemişken, salondan çıktıktan sonra bazı izleyicilerin efektlerin aşırıya kaçtığını, filmin atmosferine zarar verdiğini ve bazı sahnelerde kullanılan efektlerin gerçekçiliği bozup filmin dramatik etkisini zayıflattığını söylediklerini de duydum.

Oyunculuklardan bahsedecek olursam; Mary’yi canlandıran Tora Sandström’ün, ergen bir kızın ilk heyecanını ve bazen serseri, serbest hâlini gayet iyi yansıttığını düşünüyorum. Yani dışarıda görsem bu oyuncunun karakterinin bu olduğunu düşünürdüm. Abdel’i oynayan Yasin Houicha ise çok iyi oynuyordu; ancak Arap bir işçinin bulunduğu ortam dolayısıyla bazı anlarda daha katı olabileceğini sanıyordum.

Filme dair kafamı kurcalayan ve daha iyi olabileceğini düşündüğüm, beni bir nebze sorgulatan olay ise Mary’nin ısrarla kovaladığı cinsel ilişki ve Mary’nin 17 yaşında oluşuydu. Özellikle Mary’nin yaşını biliyor olmamızdan kaynaklı olarak izlerken nasıl karşılayacağımı bilemediğim bir durum içerisinde kaldım. Ayrıca, filmi izlediğim diğer arkadaşlarımın da bu yönde eleştirileri oldu. Mary ile Abdel arasında yaşanan ilişkinin, derinlikten uzak ve içsel dünyalarını (tabii ki dil bariyeri de dahil) tanıyamadan gelişmesi, yalnızca “mekanik” ya da yalnızca fiziksel bir eylemmiş izlenimini verdi. Bu konuda aksi düşünülecek olursa da gençlik, yaz ve aşk böyle bir şeydir.

Genel olarak bu olay, filmin şiirsel ve metaforik anlatımında bir yavaşlama ve histen uzaklaşmaya sebep oldu. Metaforik anlatım demişken, filmin asıl irkilten olayından da bahsetmek gerek.

Filmde Mary, Abdel’in gidişiyle büyük bir çöküş ve üzüntü yaşıyor. Geminin yanaştığı antik yapıya gidiyor ve bu yapıya dair bir efsane varmış. Efsaneye göre, burada bekleyen bir gardiyan; bütün bilgileri bilen ama uçamayan bir deve kuşu, koruduğu kapının açılması için ona hiç bilmediği bir soru sorulmasını bekliyormuş. Mary, Abdel’den ayrılmanın acısıyla malum soruyu sorar. O anda gerçekten çok ürperdim, hiç beklemiyordum. Spoiler olmaması için her detayı vermiyorum ama gerçekten şaşırtan bir andı.

Bu deve kuşu sahnesine dair şunlar söylenebilir: Burada Mary’nin aşkı adına özgürlüğü, kaçışı ve kabullenmeyi simgeliyor. Gerçeküstü bir aydınlanma yaşanan bu sahnede Mary’nin gerçeklerinin yüzüne çarpıcı bir şekilde vurduğunu görüyoruz.

44.İstanbul Film Festivali kapsamında izlediğim bu filme dair aklımda kalan ve genel olarak filmlerde de sevdiğim şey; mitolojiden ve diğer sanat dallarından beslenmesiydi.

What Mary Didn’t Know: İlk Aşk Masalı

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...