Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleri Tuesday: Vakit Geldiğinde Ölümü Kabullenmek Gerekir

Tuesday: Vakit Geldiğinde Ölümü Kabullenmek Gerekir

Yazar: Ömer Acıoğlu

Tuesday: Vakit Geldiğinde Ölümü Kabullenmek Gerekir

Ölüm kelimesi hepimizi korkutuyor, değil mi? Evet, haklısınız. Sadece korkunç olmakla kalmayıp, aynı zamanda soğuk ve acımasız bir anlamı da var. Ama bu filmi izlediğinizde, ölümün yaşam kadar hayatın bir parçası olduğunu anlayacaksınız.

Nasıl mı? Hırvat yönetmen Daina Oniunas-Punic’in yönettiği, A24 ve BBC’nin ortak yapımı olan Tuesday (Ayrılış, 2023) filmini seyrederek tabii ki. Gelin, bu filmin hikayesine yakından bakalım. Tuesday (Lola Petticrew), ölmek üzere olan genç bir kızdır. Evin içinde geçirdiği zamanlara rağmen hayata tutunmaya çalışmaktadır. Ta ki, Tuesday’in karşısına “Ölüm” adında bir kuş çıkana kadar. Bu durumda, Tuesday ölümle yüzleşir. Ancak, ölümle yüzleşmeden önceki son arzusu annesiyle (Julia Louis-Dreyfus) son bir kez vakit geçirmektir.

Bu filmin hikayesi gerçekten de etkileyici bir derinliğe sahip ve filmi izlerken ölüme ve ölümle yüzleşmeye dair kafamızda pek çok soru beliriyor. Malum, bu dünyadan ayrılmayı hiçbirimiz istemeyiz. Ancak doğanın kanunu gereği, acı da olsa, ölüm kapımızı çalabilir ve bizi ansızın bu dünyadan götürebilir; tıpkı bu filmdeki kuş gibi. Öte yandan, ölmeden önce acı dolu bir dünyada son bir isteği yerine getirme düşüncesi, filmde bizi tebessüm ettirmeyi başarıyor.

Bunun dışında, filmin görselliği gerçekten mükemmel. Filmdeki anne-kız hesaplaşmalarını işlerken, dünyanın düzenini ve bu dünyada acı çeken insanları resmetmeyi başarıyor. Görsellik konusunda film, gerçekten hüzünlü ve melankolik bir tablo çiziyor. Ayrıca, filmin gri tonlaması da filme daha da hüzünlü bir hava katmış. Bir de filmdeki yaralı kuş motifinden bahsetmeden olmaz. Filmin en etkileyici unsuru da bence kuş motifi; hem iyi yürekliliğiyle hem de acımasızlığıyla filme son derece derinlik katmış. Kısacası, filmin görselliği oldukça sağlam.

Ses efektleri de filmin güçlü yanlarından biri. Korku ve acının sesleriyle hikayeyi güçlendirmeyi başarıyor. Ancak, filmin müzikleri hakkında aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Müzikler fena değil, ama filmin ruhuyla tam olarak örtüşmediğini üzülerek belirtmek istiyorum.

Bir de oyunculuklardan bahsetmek gerekiyor. Annesi rolünde, en son Downhill (Yokuş Aşağı, 2020) filminde izlediğimiz, uzun süredir unutulmaya yüz tuttuğunu düşündüğüm Julia Louis-Dreyfus yer alıyor. Bir anne rolünü bu kadar içten, bu kadar sevgi dolu ve yaralı bir şekilde canlandırmamıştı. Tuesday rolünü canlandıran Lola Petticrew ise, Julia Louis-Dreyfus kadar olmasa da etkili bir performans sergilemiş. Ancak, filmin asıl yıldızı, “Ölüm”e bürünmüş olan kuşu seslendiren Arinzé Kene. “Ölüm” gibi korkunç ama bir o kadar da iyi yürekli bir kuşa mükemmel bir şekilde hayat vermiş. Son derece ürkütücü görünen, ama aynı zamanda yaralı bir kuşa içtenliğiyle, mizahıyla hayat vermeyi başarmış. Adeta hayatın kendisine can vermiş gibi.

Yavaşça toparlamam gerekirse, bu film anne-kız hesaplaşması, son bir arzu, birini acı dolu bir dünyadan uğurlamak ve istemesek de ölümü kabullenmek üzerine bir yapım. Hüzünlü, melankolik ama bir yandan da umut dolu bir mesaj barındırıyor. Özellikle kuş motifi, manzarası ve Julia Louis-Dreyfus’un performansıyla ön plana çıkan, acı ama gerçek bir kabulleniş öyküsü var karşımızda. Biletlerin pahalılığından olsa gerek, bu filmi yalnızca bana oynattılar. Ama bu filmi sakın kaçırmayın. Eksiklikleri olsa da kesinlikle sağlam bir yapımla karşı karşıyayız.

Tuesday: Vakit Geldiğinde Ölümü Kabullenmek Gerekir

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...