The Takedown: Huysuz Fransızlar
Başrollerinde Omar Sy., Laurent Lafitte, Izïa Higelin’in bulunduğu Stéphane Kazandjian’ın yazdığı ve Louis Leterrier’in yönettiği film 6 Mayıs 2022’de Netflix’te gösterime sunuldu. Yönetmeni Kır Zincirlerini, Sihirbazlar Çetesi filmlerinden tanıyoruz, The Takedown (Zoraki İkili) da aksiyon – komedi filmi olduğundan dolayı yönetmen bu türe yabancı değil.
Filmde Ousmane ve Monge adlı iki polisin yıllar sonra, Fransa’da yaşanan bir adli vaka sonucunda karşılaşmasıyla Monge kendini olaya dahil eder. İpucu toplamak için katledilen adamın evine gittiklerinde buldukları uyuşturucu atölyesi olaya yeni bir kapı aralar. Bu uyuşturucu, Nazilerin savaşta kullanarak adeta makineye dönüşmesine yol açan maddeye benzetiliyor. Uslu durmayan Fransız Neo-Naziler bu uyuşturucuyu kullanarak var olan düzeni bozmak istiyor.
Tabağımızda Fransa’da yaşanan talihsiz bir olay sonucu karşılaşan eski iki polis dostun, olayı çözmek için tekrar birleşmesiyle yaşadıkları olayların akıcı ve komik şekilde sunulduğu bir yemek var. Fakat aşçı bazı şeyleri biraz fazla atmış, bu da yemeğin tadını biraz bozmuş. Klişe şakalar ‘80’ler ve ’90’lar filmlerini anımsattı. Kapsayıcı bir duruş sergilemek isteyen Netflix’te yer alan bu filmde, ırkçı şakalar biraz tat kaçırıyor. Bazı sahnelerde bu şakalar filmin önüne geçerek akışı bozuyor. Yönetmen, sahneleri çok sık ve hızlı geçiyor. Bu da filme odaklanmanızı zorlayabilir. Çekim tekniklerinden bahsetmişken şunu es geçemeyeceğim. Kullanılan lensten dolayı sahnelerde alan derinliği çok sığ. Bu da oyuncuları gereğinden fazla öne çıkarıyor, çoğu sekansta arka plandaki sahneyle bağ kuramadım. Uzak plan çekimlerinde kullanılan sine lensin, filmin sanatsal yönünü tamamlamak için (!) eklendiğini düşünüyorum. Sahnede yer alan görüntüyü oldukça bozmuş ve olduğundan farklı görünmesine sebep olmuş.
Bunca olumsuzluktan sonra hoşlandığım yönlerini saymazsam haksızlık etmiş olurum. VFX’ler oldukça gerçekçi, aksiyon sahneleri oldukça iyi. İkili arasında yaşanan anlaşmazlıklar hikâyeye samimiyet katmış. Verdiği politik mesajlar filmle bağ kurmamı sağladı.
Filmin fragmanını izlediğimde bu film yayınlandıktan sonra nelerle karşılaşacağımı içimden geçirmiştim. Boş zamanımda izleyeceğim, görsel olarak doyurucu, görece kısa ve eğlenceli bir film bekliyordum. Benim beklentimi tam anlamıyla karşıladı. Ancak izlerken bir sonraki sahnenin ne olacağı tahmin edilebiliyor. Hollywoodvari bir aksiyon komedi filmi olmuş. Eleştirmenler de filmi bu açıdan eleştirmiş. Filmde şakaların çok klişe kaçtığı, uzun kovalamaca sahnelerinin olduğu ve sahnelerin çok hızlı ve sık değiştiği eleştirilmiş. Şu anlık eleştirmenler nezdinde genel olarak olumsuz bir hava bırakmış gibi görünüyor. Ancak karar her zamanki gibi izleyicide bitiyor. Bence The Takedown ne istediğini bilen izleyici için oldukça yeterli bir film.
The Takedown: Huysuz Fransızlar