Shang-Chi and the Legend of the Ten Rings: Yılın Sürprizi
Marvel Sinematik Evreni’nin Disney+ dizileri dahil 29. halkası olan Shang-Chi’nin yönetmenlik koltuğunda bu tür yapımlarda görmeye alışık olmadığımız Destin Daniel Cretton oturuyor. Filmin oyuncu kadrosunda bir tweet ile MCU’ya dahil olan Shang-Chi rolünde Simu Liu, Awkwafina, usta oyuncu Tony Leung ve Meng’er Zhang bulunuyor.
Açıkçası Marvel Sinematik Evreni’nin ismi daha önce fazla duyulmamış süper-kahramanları ve grupları parlatmada bir marka haline geldiği bildiğimiz bir durum. MCU’nun; Spider-Man, X-Men ve Fantastik Dörtlü gibi ünlü karakterler olmadan çıktığı bu macerada Galaksinin Koruyucuları gibi bir ekibe bile günümüzde nasıl bir önem kazandırabildiğini görebiliyoruz. Ama Shang-Chi gibi Marvel fanlarının bile ismini daha önce duymadığı bir kahramana film yapmak belki de MCU’nun şu ana kadarki en cesur hamlesi. Peki Shang-Chi kimdir?
Filmimizi incelemeden önce kısaca karakteri tanıyacak olursak, Shang-Chi filmle de benzer olarak bir suç organizasyonunun lideri olan babası tarafından çocukluğundan beri bir dövüş ustası, bir suikastçi olarak yetiştirilmesine karşın babasına karşı geliyor ve süper-kahraman olmanın ilk adımlarını atıyor. Filmimizde ise bu suç örgütü Iron Man 3’ten aşina olduğumuz “Ten Rings’’ adlı örgüte dönüşüyor ve Shang-Chi’nin babası ise orijinal ‘’Mandarin’’ oluyor.
Filme dönecek olursak, Shang-Chi’nin MCU içerisinde bulunduğu konumu biz adeta Iron Man 3’ten beri bekliyoruz. MCU seyircisini belki de en fazla kızdıran twist bu filmde yaşanmıştı, Iron Man’in çizgi-roman külliyatındaki en büyük düşmanı olan Mandarin’in sahte bir aktör olduğu ortaya çıkmıştı. Büyük tepki toplayan Marvel Studios, gerçek Mandarin’in evrende bulunduğunu belirten, All Hail the King isimli bir One-Shot yayınlamıştı. Shang-Chi, bu yapılan hatayı tereyağından kıl çeker gibi düzeltiyor.
Film çıkmadan önce Shang-Chi’de bazı beklentilerimiz vardı. Filmin fragmanları, bizlere muhteşem dövüş sahneleri, iyi hazırlanmış koreografiler ve heyecan verici bir aksiyon vaat ediyordu. Ama rahatlıkla söyleyebileceğim, filmin bize sunduğu şeylerin vaat ettiğinin birkaç kat daha fazlası olduğu. Bu film, karakterlerini düzgünce tanıtmayı başarmış, Shang-Chi’ye düzgün bir motivasyon verebilmiş, en önemlilerinden biri de villainını düz bir kötü adam yapmamış, ona da haklı yanlarının olduğu bir hikaye yazabilmiş. Film bolca flashbackleri ile, karakterlerine yeterli sayıda ekran süresi vermesiyle biraz karmaşık bir kurguya sahip, ama bu kurgu size filmde bulunan bir çok duyguyu vermeyi başarabiliyor. Shang-Chi her ne kadar bazen yeter artık dedirtecek kadar klasik bir MCU mizahına sahip olsa da, Katy gibi senaryodan kesildiğinde değişiklik yaratmayacak bir karaktere sahip olsa da kesinlikle ortalama bir Marvel filminden daha fazlası. Shang-Chi gibi bir karakterin filminin gelmesi zaten çok cesurca bir hamleydi, bunun üstüne de filmin neredeyse yarısının Çince olması bundan çok daha da cesur bir hamle olmuş. Altyazı sevmeyen, yabancı dillere uzak olan Amerikan seyircisinin bu duruma nasıl bir reaksiyon vereceği de merak konusu. Bundan bağımsız olarak kesinlikle söylenmesi gereken şey ise, yazımızın daha sonraki kısmında değineceğimiz gibi Shang-Chi belki de MCU tarihinin en iyi aksiyonuna sahip olduğu.
Yazının bu kısmından sonrası spoilerlar içerecek, uyarmadı demeyin. Filmin otobüs sekansı olsun, gökdelen sahnesi olsun, özellikle de final dövüşleri olsun film bizlere adeta bir The Raid ya da Ip Man havası hissettiren muhteşem dövüş koreografilerine sahip, izlerken heyecanlandıran böylesine bir aksiyonu bir süredir görmediğimi söyleyebilirim. Burada filmin dövüş koreografilerine imzasını atan, Jackie Chan’in dublör ekibinde bulunan ve maalesef geçen ay aramızdan ayrılan Brad Allan’a da ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Filmin final sekansında eşini hayata geri döndürmeye çalıştığını düşünen Wenwu’nun yol açtığı ejderhaların savaşı kesinlikle MCU’da izlemeyi düşünmeyeceğim görüntülerdi. Film sürekli olarak alışkın olduğumuz Marvel havasından uzaklaşıyor ve adeta bir anime sekansları izletiyormuş hissini veriyor. Sinema salonunda da bu görüntüler eşliğinde büyülenmemek elde değil. MCU’nun Ta Lao gibi büyüleyici bir mekan kazanması, bunun beraberinde getirdiği mistik canlılar ve çok daha fazlasını evrende aktif olarak görebilecek olmak çok sevindirici.
Film kuvvetli Iron Man 3 bağlantısıyla, Wong ve The Incredible Hulk’un villainı Abomination ile, özellikle de after-credit sahnesi ile MCU’ya direkt entegre olmayı başarıyor. Ben Kingsley’nin Trevor Slattery rolünü bu filmde tekrar canlandırması, üstelik bunun bir cameodan daha fazla oluşu beklenmedikti. Ayrıca filmde Wenwu’nun açıkladığı da, Iron Man 3’te gördüğümüz Aldrich Killian’ın kendisini sahte bir Wenwu olarak gösterip ismini de portakal anlamına gelen Mandarin olarak koyduğu. Ayrıca filmdeki dövüş organizasyonunda yine bir Extremis ve Black Widow’u dövüşürken gördük. Filmde açıklanan bu cevaplar bizlere Ten Rings’in neden bunca zamandır ortalıkta olmadığı gibi soru işaretlerini de gideriyor. Filmin after-credit kısmında ise Wong’un eşliğinde Bruce Banner ve Carol Danvers’ı on halkayı incelerken görüyoruz. On Halka’nın nereye sinyal yolladığı ise şu anlık bir gizem olarak yerini almış. Bir diğer credit sahnesi de Shang-Chi’nin kız kardeşinin Ten Rings örgütünün başına geçtiğini gösterdi bizlere, “Ten Rings will return” yazısıyla. Shang-Chi’nin evrende daha çok gözükeceğini ve önemli bir yer kaplayacağını anlayabilmek zor değil.
Özetlemek gerekirse Shang-Chi kendisinden beklenenin çok daha fazla üstüne çıkan, kesinlikle sinemada izlenmeyi hak eden ve vereceğiniz bilet parasını sonuna kadar hak eden görsel bir şölen olmuş. Şehrinizde IMAX salonu varsa bu filmi IMAX’te izlemenizi tavsiye ediyorum, filmin neredeyse tamamı IMAX görüntü formatı olan 1.90:1’de çekilmiş. Böylesine muhteşem bir filmin gişede bekleneni verememesi de Marvel Studios’un diğer filmlerini ertelemesine yol açabilecek bir durum olduğundan özellikle Marvel fanlarının bu filme akın etmesi bizlerin yararına olacak bir durum. Bu durumu düşünmesek bile, Shang-Chi size geçirdiğiniz vakti unutturacak kadar heyecanlı bir aksiyona sahip, işte parayı hak eden filmler de böyle yapımlar oluyor. Eğer imkanınız varsa, bu film için sinemaya gidin, çünkü buna değecek bir yapım var karşımızda.
Shang-Chi and the Legend of the Ten Rings: Yılın Sürprizi