Infıesto: İnsanlığın Kaderi
Senaryosu Netflix için Patxi Amezcua tarafından yazılan ve yönetilen Infiesto, başrollerde Iria del Rio (Castro) ve Isak Ferriz’in (Samuel García) yer aldığı, COVID-19 salgınının ortasında geçen bir İspanyol suç gerilim filmidir. 3 Şubat 2023 tarihinde bizlerle Netflix platformunda buluşan bu filmin birçok güçlü yönü ve onu diğer salgın filmlerinden ayıran özellikleri var. Ayrıca tüm insanlığın etkilendiği Covid-19 ile de ilgili olması bizi hikayeye daha çok bağlıyor, ancak yine de tamamen Covid-19 ile ilgili olduğu söylenemez. Infıesto’yu gerilim, suç, ve salgının birleştirildiği çok güzel ve başarılı bir yapım olarak görebilmek mümkün. Üstelik sadece pandemiyi ele almakla kalmayıp, toplumsal cinsiyet şiddeti gibi gündemdeki konuları da içerdiği için sizi düşündürecek ve sürükleyecek bir film.
Film Covid-19’un İspanya’ya ulaştığı alarm durumunun ilk günüyle başlıyor. İlk sahnelerde Astruias’taki bir maden kasabasında, birkaç aydır öldü sanılan bir kız çocuğunun yeniden ortaya çıkışını görüyoruz. Bu davanın temeline inmek için iki deneyimli dedektif, Samuel García ve Castro, olay yerine yani maden kasabasına çağrılır. Dedektiflerimiz, davayla ilgili bulabilecekleri tüm ipuçlarını takip eder ve olayın çok daha vahim bir boyutta olduğunu keşfederler.
Ancak bu davayı çözmek hiç de kolay olmayacak gibi gözüküyor, çünkü pandeminin getirdiği kısıtlamalar ve her ikisinin de kişisel sorunlarının olması işleri daha da zorlaştırıyor. Infiesto, Pandeminin hem işlerimiz hem de psikolojimiz üzerindeki etkisini gözler önüne seriyor.
Hem pandemi hem de kadına yönelik şiddet gibi pek çok önemli konuyu içerdiği göz önüne alındığında, filmdeki gizem draması baştan sona izleyicinin ilgisini çekiyor ve meraka boğuyor. Aynı zamanda filmdeki klise sahneleri, dedektiflerin şüphelilere karşı tutumu çok doğal duruyor ve size sürekli ‘’Ben de olsam böyle yapardım!’’ dedirtiyor.
Infiesto’nun en başarılı yönlerinden biri de çekim ortamları. Bir yandan, şehir merkezleri, oradaki kargaşa ve ambulans sesleri geliyor; diğer yandan neredeyse terkedilmiş gibi gözüken bir maden kasabası olması güzel bir zıtlık yaratıyor. Terkedilmiş görünümlü yerler bize pandeminin kaosunu daha da hatırlatıyor ve o zamanki duygularımıza geri götürüyor. Çekimlerin açıları ve efektler de filmin bize yansıttığı duyguları oldukça destekliyor.
İki dedektifimiz birbirleriyle o kadar uyumlu bir takım ki film boyunca ikisine de çok ısınıyoruz ve hiç ayrılmamalarını istiyoruz. Yani film ekip ruhunu ve aralarındaki arkadaşlığı bize oldukça iyi yansıtıyor. Tabii ilk başlarda ikilinin birbirine karşı hissi varmış gibi hissetsek de sonunda arkadaş olduklarına ikna oluyoruz. Ayrıca potansiyel kurbanları kurtarma olasılıklarını tıpkı dedektiflerimiz García ve Castro gibi heyecan ve umutla bekliyoruz. Bu süreç boyunca da film bize olayların nedenleriyle ilgili bir sürü tahminler yaptırıyor ve aynı zamanda da sizi şaşırtıyor. Filmin tahmin edilemez olması ve tahminlerinizde sizi yanıltması da bu yapımın güçlü ve güzel yönlerinden biri.
Kısacası, Infiesto vaat ettiklerini yerine getiren güzel bir suç/gerilim filmi. Film boyunca hem iyi bir senaryo hem de görsel bir şölen var. Şahsen filmde tek tatmin olamadığım kısım, son sahnelerdi. İzlediğim birçok İspanyol filminde de aynı duyguları hissetmiştim. İspanyollar çekim, senaryo ve oyunculukta çok başarılılar. Tek sorun filmlerin sonu… Film saçma bitmiyor, çok açık uçlu da bitmiyor, sadece çabucak, hadi bitsin diye çekilmiş gibi duruyor son sahneler. Bu kadar çok bağ kurduğumuz karakterlerin akıbetini bilmek ve son sahnelerin olayları sindirebileceğimiz bir sürede olması biz seyirciler için en iyisi olacaktır bence. Ama yine de, Infiesto kesinlikle izlemeye değer bir yapımdı ve bize yeni bir bakış açısı yaşattı.
Infıesto: İnsanlığın Kaderi
