End Of The Road: Klişeleri Bile Doğru Kullanamayan Aksiyon
Başrollerinde Queen Lateefah”Brenda”, Ludacris ”Reggie”, Mychala Lee ”Kelly”, Shaun Dixon “Cam” ve Hammers rolü ile Beau Bridges’in yer aldığı; 2022 yılı Netflix yapımı film 9 Eylül’de yayınlandı. Bir saat 29 dakikalık süre boyunca Los Angeles’tan Houston’a taşınan bir siyahi ailenin yaşadıklarını suç, drama ve aksiyon türleri ile izliyoruz. Millicent Shelton’ın yönetmen koltuğuna oturduğu End Of The Road kısa süresine, iki başarılı müzisyene sahip olmasına rağmen seyiriciyi kendine çekemiyor ve mesajını yaşatmaktansa gözünüze sokmayı tercih ediyor.
Eşini kanser yüzünden kaybetmiş Brenda, çocuklarını ve kardeşini alıp Houston’a annesinin yanına dönecektir. Yolları, Arizona taraflarında yol çalışması sebebiyle uzayan aile bu sebeple ırkçı bakışlara, ırkçı söylemlere maruz kalacaktır. Uyuşturucu baronuna, beyaz ırkçı aptal gençlere ve siyahi bir aileye sahip film bütün klişeleri bir araya toplayarak 2022 senesinde ırkçılığa karşı mesajlarını 5 yaşındaki bir çocuğa anlatır gibi vermeye çalışıyor.
Kısa süresiyle aksiyon türündeki bir film sizi yormaz genelde; en kötü çerezlik olarak izleyebileceğiniz bir yapım sınıfına girer. Sonundaki twistleriyle size şaşırtır, aksiyonuna mantık getirebilirsiniz, çoğu şeyi tahmin edebiliyor olsanız da bazen güzel yerden size yakalar. End Of The Road saydığım hiçbir öğeyi size sunamıyor. Aksiyona yön verebilecek her şeyi elinin tersiyle itiyor ve üzerine eşitlik mesajını bütün beyaz karakterleri kötü yaparak vermeye çalışıyor. Karakterlerin alacakları bütün kararları tahmin edebiliyorsunuz, hikayenin yönünü de bu şekilde tahmin ediyorsunuz ve bu sebepten film size ekrana bağlayacak herhangi bir sebep sunamıyor. Filmin aksiyon odağı filmin en başında kendini belli ediyor ancak süre boyunca o kadar farklı ırk odaklı konulara değiniliyor ki uyuşturucu baronu adamın beyaz olması bile seyiriciyi yapımdan uzaklaştırmaya yetiyor. Hakikaten: “Why gotta be white?”
Oyunculuklara gelecek olursak bir aksiyon filminde olmaması gerektiği kadar donuk, heyecan yaratmayan, ortalama sayılacak cinsten. Tiplemeler klasik Amerikan yapımı tiplemelerinden olmasına rağmen bunun bile yeteri kadar iyi oynanmadığı sahneler var. Ergen kızın şehirden ayrılıyor olmaları yüzünden annesine trip atması, küçük erkek kardeşiyle kavga etmesi, iki çocuğun da şehirden ayrılıyor oldukları için annelerini suçlamaları, herhangi bir başarısı olmayan ama iyi olan amcaları ve güçlü kalmak zorunda olan anne tipi… Bunları elbette yine filmlere koyabiliriz, aynı tiplemeler kalıp farklı bir tür de çekebiliriz ama oyunculuklar sıkıcı olursa senaryonun da, sinematografinin de önemi kalmaz. Ki End Of The Road’da ne senaryo iyi ne sinematografi ne de kurgu.
Arizona’nın bitki örtüsü, havası size klasik suç ve aksiyon öğesini biraz tattırıyor olsa da gece çekimlerinde kullanılan neon ışıklar bir o kadar modern durarak bütünlüğü sağlamayı engelliyor. Klisede bulundukları o sahnedeki “Huzur buldum.” havası ise bir başka klişe örneği.
Genelde kötü taraflarından bahsetmiş olsam da bazı sahneler size mutlu aile tablosunu yaşatmakta sıkıntı çıkarmıyor ve tam o sırada kısa bir süreliğine de olsa filme bağlanabiliyorsunuz. Bu sahneye örnek olarak ise ailenin bütün bu kargaşaya sürüklenmeden tam öncesinde geçirdiği gece verilebilir. Yolda yaşadıkları ırkçı olaydan sonra aile, yolculuğa ara vermek için ucuz bir motelde hep birlikte bir odada kalır ve ufak sürtüşmelerden sonra birbirlerine yastık fırlatarak, biraz da gülerek eğlenirler. Kapılarının çalmasıyla seslerini kesip uyuyor numarası yaparak kısa eğlencelerini bitirmek zorunda kalırlar. Sonrasında ise yan odadaki silah sesiyle önlerindeki birkaç günü kaçarak, kovalanarak geçirmek zorunda kalırlar.
Film, müzikleri kullanma açısından iyi bir iş çıkarmış denilebilir. Birçok hip-hop parçayı duyma şansına sahip olabiliyorsunuz. Dinlemek isteyenler için alta bir liste bırakıyorum:
- “Menace” by Durand the Rapper
- “Teleport” by Etta Bond
- “Where Do We Go From Here” by Alicia Keys
- “Memphis aka All of Us” by FLAVe
- “Nothing’s Impossible” by BChe
- “Cali Rain” by Marley Waters, LNDN
- “Pain in My Heart” by Otis Redding
- “Shoot 3” by André Truth
- “Start a Riot” by DUCKWRTH feat. Shaboozey
- “Good Day” by Nappy Roots
Irkçılığın artış gösterdiği bir dönemde, güzel bir konuya başarılı bir şekilde değinip fark yaratabilecekken yönetmen, klişeleri kullanıp ortalama bile olamayan bir film yapmayı tercih etmiş. Reggie’nin parayı çalacağına emin olduğumuz, Brenda’nın tek başına 5 kişiyi dövdüğü ana anlam veremediğimiz, mutlu sonla biten sıkıcı bir aksiyon filmi olmuş End of the Road. Netflix bu tür yapımlara öncelik vermeye devam ettikçe rakiplerinin yükşelişi kaçınılmaz olacağa benziyor. Diğer yazılarda görüşmek üzere!
End Of The Road: Klişeleri Bile Doğru Kullanamayan Aksiyon