Geleceğe Mektuplar: Bağ Kuramadık
Netflix Türkiye’nin 23 Temmuz 2025’te seyirciyle buluşturduğu yeni mini dizisi Geleceğe Mektuplar’ın oyuncu kadrosunda Gökçe Bahadır, Selin Yeninci, Erdem Şenocak, Saygın Soysal, Onur Tuna, İpek Türktan, Can Bartu Aslan, Kerem Alp Kabul, Deniz Bakacak, Nilüfer Bayraktutan, Berk Özgür, Pelin Karahan, Yusuf Akgün ve Banu Fotocan yer alıyor.
Yazının devamı diziyle ilgili spoiler içermektedir.
Dizi, bir grup lise öğrencisinin anılarını ve yetişkinlikte bir araya gelişlerini bize “Elif” isimli genç kızın yolculuğunda sunuyor. Elif, dizide ilk tanıştığımız karakter olmasına rağmen tıpkı diğer karakterler gibi, 8 bölüm boyunca tanıyamadığımız biri olarak kalıyor. Annesi bildiği kişinin hastalığıyla birlikte geçmişi kurcalarken, kendi hayatına dair bir soru işaretiyle yola çıkan Elif; bizi, diğer karakterlerle yani gerçek annesi ile babasının arkadaş grubu ve öğretmenleri Fatma Hanım ile tanıştırıyor.

Geleceğe Mektuplar: Bağ Kuramadık
Elif’in annesi Banu, babası Murat, Banu’nun yakın arkadaşı Seda, Seda’ya âşık olan Mert, Mert’e âşık olan Zuhal ve çok az görebildiğimiz Ahmet… Bu ilişki sarmalını içeren arkadaş grubunun üyelerinin, 20 yıl sonraki kendilerine yazdıkları mektuplar, Elif’in yardımıyla bize hikâyeyi anlatıyor. Ama bu hikâye, havada kalan olaylardan öteye gidemiyor.
Dizide bu arkadaş grubunun neden bir arada olduğunu, neden birbirleriyle arkadaş olduklarını bile anlayamıyoruz; çünkü liseli karakterleri genellikle birbirlerine zorbalık yapan, dalga geçen ya da birbirini önemsemeyen hâllerde izliyoruz. Dizideki aşkların sebeplerini, temellerini bile bilmiyoruz; çünkü âşık olunan karakterleri tanımaya fırsatımız olmuyor. Konunun etrafında döndüğü olayın motivasyonunu, karakterlerin amaçlarını kavrayamıyoruz. Öğrenciler, öğretmen Fatma Hanım’ı çocuk emanet edecek kadar seviyorlar; ama biz bu sevginin sebebini hiç izlemiyoruz. Zuhal’i odağına alıyormuş gibi yapan dizinin sonunda, Zuhal’e bile yakın hissetmiyoruz.
Lise zamanlarında okulda geçen bu dizide, ne arkadaşlar arası ne de kardeşler arası gerçek bir ilişkiye tanık oluyoruz. Öğretmen-öğrenci ilişkisi de hiç üzerinde durulmadan geçiliyor. Karakterler arasındaki bağların işlenememesi bir yana, dizideki mekânlar ve eşyalar bile yaşamıyor. 20 yıl önce geçtiğini anladığımız sahneler, herhangi bir yanıyla bugünden ya da gelecekten ayrışmıyor. Maalesef Geleceğe Mektuplar bizi alıp lise yıllarımıza götürmüyor, nostalji yaşatmıyor…

Geleceğe Mektuplar: Bağ Kuramadık
Netflix’in gençlik konulu bir başka yerli dizisi Aşk 101’de de göze batan noktalar olsa da, bu dizi özellikle de ilk sezonuyla müzikleri, mekânları ve dokusuyla kalbimize dokunan, bizi geçmişe götüren ve ele aldığı dönemin gençliğine bizi inandıran bir yapım olmayı başarmıştı. Geleceğe Mektuplar, bu havayı vermekte ve dünyasına inandırmakta oldukça zorlanıyor. Dizide kendimize yakın bir karakter ya da favori bir an bulmakta güçlük çekiyoruz.
Bir yaz günü geçmişe götürecek bir gençlik dizisi olması umuduyla izlediğim Geleceğe Mektuplar; liseli-yetişkin oyuncu castingi güzel olsa da, sıradan oyunculuk performansları, havada bırakılan meseleler, yapay ilişkiler ve oluşturulamayan bağlarla birlikte, sınıfta kalan dizilerden biri olarak Netflix’te yerini alıyor.