Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleri The In Between: Ölümsüz Bir Aşkla Yola Devam Etme Mücadelesi

The In Between: Ölümsüz Bir Aşkla Yola Devam Etme Mücadelesi

Yazar: Aleyna Şafak

The In Between: Ölümsüz Bir Aşkla Yola Devam Etme Mücadelesi

The In Between 2022 yılında yayımlanmış romantik ve drama türünde bir yapım. Başrollerini Joey King ve Kyle Allen’ın paylaştığı filmin, yönetmen koltuğunda ise Arie Posin yer alıyor. Şu an Netflix platformunda yayınlanmakta olan film, seyirciye köklü bir aşkın gücünü anlatıyor. Bununla birlikte, kaybettiğimiz insanların ardından hayata devam yolculuğunda, ruhani bağlantılar aracılığıyla nasıl hissettirilebileceğini de ele alıyor.

Film, genç bir kız olan Tessa’nın trajik bir kayıpla yüzleşmesini anlatıyor. Tessa, romantik ilişkilerinde zorlanan biridir ve bu durumdan ötürü genelde içe kapanık bir şekilde yaşar. Hobisi olan ve ilerde kariyer olarak seçmek istediği fotoğrafçılıkla uğraşıyor. Bir gün tek başına gittiği sinema salonunda, Skylar isimli genç bir adamla tanışıyor. Zamanla ruh eşi gibi hissettiği Skylar ile aralarında derin bir bağ oluşuyor. Ardından ilişkileri trajik bir şekilde sona eriyor çünkü Skylar bir trafik kazasında hayatını kaybediyor. Ancak Skylar’ın ölümüyle ilişkileri tam bitmiş sayılmıyor. Çünkü kurdukları derin bağ ve aşkın gücüyle Skylar, diğer taraftan Tessa ile iletişime geçmeye çalışıyor. Tessa da işaretleri fark etmesiyle birlikte, Skylar ile konuşmaya çalışıyor.

Tessa, Skylar’ın ansızın ölümüyle “arada bir yerde” olduğuna ve huzuru bulamadığına inanıyor. Bu süreçte geçmiş anıları hatırlayıp acısını tekrar tekrar yaşamayı seçiyor. Bir gün Tessa hastanedeyken tanıştığı bir kadınla, Skylar’ın öbür tarafta onla konuşmak istediğini somut bir şekilde kadından duyarak öğreniyor. Ardından bir gün Tessa girdiği okul sınavında Skylar tarafından aldığı büyük bir işaretle, kadının evinin yolunu buluyor. O günden sonra Skylar ile tekrar ciddi bir bağlantıya girmek için, aşklarının en derin olduğu, en ruhani bir şekilde canlanmaya başladığı yerlere tekrar gidiyor. Skylar tarafından aldığı mesajları daha iyi anlamaya çalışan Tessa, ilişkilerinin öbür tarafta bile devam ettiğine inanıyor. Bu süreçte Tessa, kazadan biraz zaman geçmesine rağmen Skylar’dan aldığı işaretler yüzünden hayatına devam etmekte zorlanıyor. Ancak bir süre sonra, ruhlarının teslimiyeti ve kabullenişiyle yola devam etme mücadelesi aşklarını ölümsüz kılıyor. Film, Tessa’nın yaşadığı bu olağanüstü durum, aşkın fiziksel dünyanın ötesinde bir yer bulabileceğini anlatan duygusal bir yolculuk sunuyor.

The In Between, aşk, kayıp ve ruhani bağlantılar etrafında dönen bir film olarak izleyiciye derin bir anlatı sunuyor. Yönetmen Arie Posin’in yönettiği film, Tessa (Joey King) ve Skylar (Kyle Allen) arasındaki aşkla kurulan bağın, ölümle bölünen ancak bu sınırı aşmaya çalışan öyküsüne odaklanıyor. Bu bağlamda, film yalnızca bir gençlik aşkını değil, aynı zamanda ölüm sonrası ruhani temaları irdeleyerek bu aşkı soyut bir düzleme taşıyor. Joey King ve Kyle Allen’ın birlikteki uyumları, doğal akışıyla beraber seyirciye samimi hissettirmeyi çok keyifle başarıyor. Her bir sahnesini çok içtenlikle canlandıran oyuncular, zaman zaman seyircinin gözyaşlarını tutamamasını sağlıyor.

Filmin anlatısal yapısına baktığımız zaman, birbiriyle dönüşümlü olarak ilerleyen geçmiş ve şimdiki zaman dilimlerine dayanıyor. Bu yapı, Tessa’nın yaşadığı kaybın hem acısının hem de bu acıyla başa çıkışının izleyiciye güçlü bir şekilde hissettirilmesine olanak tanıyor. Geçmişteki anılarıyla beraber şimdi de olduğunun gerçeği, ruhani bağlantısı olan Skylar ile daha derin bir hal alıyor. Skylar’ın ölümünün ardından Tessa’nın ona ulaşma çabası, romantik bir idealizasyonu yansıtıyor yani, sevdiğimiz kişinin kaybı sonrası, özellikle ruh eşi gibi gördüğümüz bir insanın ardından, onun varlığıyla devam ettiğine inanma arzusunu gösteriyor. Bu noktada film, aşkın evrensel boyutlarını, bu tür duyguların bizi derinden nasıl etkileyebileceğini ve derin bir aşkın içsel anlamda asla bitmeyeceğini konu ediyor. Üstelik, kişinin kendi yoluna devam mücadelesinde, travmatik bir kaybın ardından gelen sürecin psikolojik yansımalarını da ele alıyor.

Filmin büyük bir kısmında Tessa, Skylar’ın ölümünü kabul edememe sürecinde sıkışıp kalıyor ve ruhani bağlantılar yoluyla onu hissetmeye çalışıyor. Bu süreç, aşkın “kayıp sonrası direnci” olarak da değerlendirilebiliyor; çünkü Tessa için sevgi, yalnızca yaşanan bir zaman diliminden ibaret değil, ölümsüz bir nitelik taşıyor. Film, bu noktada ölüm ve aşk arasındaki bağın nasıl güçlü bir felsefi çatışmaya dönüştüğünü gözler önüne seriyor.

Skylar ve Tessa’nın ilişkisinin filme dair en belirgin özelliklerinden biri, toplumsal ve kültürel kodlardan bağımsız olarak ele alınması. İkili arasındaki bağın evrenselliği, herhangi bir dış etkenle sınırlanmaksızın sadece aşkın saf duygularını ifade ediyor ve kendi küçük dünyalarına genç yaşta büyük bir aşk sığdırıyorlar. Ancak bu saf duyguların, filmde aşırı idealize edilmiş bir biçimde sunulması, hikayeye gerçekçilikten uzak, bir tür “peri masalı” havası katıyor. Bu durum, özellikle genç izleyiciler için ilgi çekici olsa da, yetişkin bir bakış açısından bakıldığında hikayenin derinliği ve karmaşıklığı konusunda eksiklik hissi yaratıyor. Romantik ve drama türünde olan film, abartılı ruhani- gerçeklik sahnelerinde birazcık fantastik türüne kayması olayların gerçekçi hissiyat algısından uzak kılıyor. Bu durumu biraz daha normalite de tutarak filmin saf havasını seyirciye daha çok yaşattırabilirlerdi.

Filmi teknik açıdan yorumladığımızda, sinematografik ve renk tonu olarak oldukça canlı sahnelere sahip olduğu görülüyor. Geçmiş ve şimdiki zaman arasındaki sahne geçişlerinde kullanılan renk paletleri, Tessa’nın duygusal durumunu oldukça başarılı bir şekilde yansıtıyor. Geçmiş sahneleri daha parlak, sıcak tonlardayken, şimdiki zaman daha soğuk ve solgun renklerle betimleniyor. Bu görsel tercih, seyirciye Tessa’nın ruhani aşkını kaybetmeden önceki ve sonraki ruh halini anlatan etkileyici bir kontrast sunuyor. Benzer şekilde, rüya ve gerçeklik arasındaki sınırların belirsizleştiği sahnelerdeki bulanık ve yumuşak odaklı çekimler, seyircinin de Tessa ile birlikte aynı kafa karışıklığını yaşamasını sağlıyor. Skylar’ın öbür dünya uyarlamasında kullanılan sahne geçişlerindeki görsel efektlerde, sahip olduğu sıcak tonlarla oldukça samimi bir hava yansıtıyor.

Müzikal açıdan The In Between, karakterlerin duygusal dalgalanmalarını içselleştiren, melodik ve duygusal olarak etkileyici bir soundtrack sunuyor. Özellikle Tessa ve Skylar arasındaki ilişkide önemli anlara eşlik eden müzik, bu sahnelerin etkisini daha çok artırarak izleyiciye duygu yoğunluğunu aktarabilme konusunda büyük bir rol oynuyor. Ancak müziğin yer yer aşırı dramatik kullanımı, fazla aşırıya kaçan müzik yükselmeleri, filmin anlatısındaki bazı anları yapay ve zorlama hissettirebiliyor. Bu durum biraz naif ve melodik seslerin sahneye eşlik etmesiyle, duygusallığı daha çok hissettirilmesi şeklinde sağlanabilirdi.

Sonuç olarak, The In Between, gençlik aşkının, kayıpla yüzleşmenin ruhani ve psikolojik boyutlarını keşfeden ve bu yolda yaşam mücadelesi vermeye çalışan duygusal bir film olarak karşımıza çıkıyor. Tessa ve Skylar’ın duygusal dolu hikayesi, seyirciye aşkın yalnızca fiziki ve somut bir gerçeklik olmadığını, aynı zamanda soyut bir varlık olarak hayatlarımızı şekillendirebileceğini anlatıyor. Ancak filmin bu temaları ele alış biçimi, zaman zaman aşırı dramatik ve gerçekçilikten uzak hissettirse bile, izleyiciye kaybın ardından gelen umut dolu bir mesaj veriyor: “Sevgi, zaman ve mekânın ötesinde bir yerlerde her zaman var olabilir. Sevgi varoldukça, umut hep olacaktır. Önemli olan aşkın gücünden, sevginin en derin bağından asla vazgeçmeden hayat yolunda, her koşulda devam edebilme cesaretini gösterilmektir.”

The In Between: Ölümsüz Bir Aşkla Yola Devam Etme Mücadelesi

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...