Mezarlık 2. Sezon: Toplum mu Suçlu Yaratır Yoksa Suçlu mu Toplumu?
Mezarlık’ta adalet arayışı, 3 sene sonra yeniden karşımızda. Emniyet’in uyumsuzlar takımının Özel Suçlar Birimi, uzun bir aranın ardından 2. sezonu ile bizlerle buluştu. İlk sezonuyla ses getiren yapım, yine Abdullah Oğuz imzasıyla karşımıza çıkıp adalet aramaya devam ediyor. Dizinin yeni sezonunda ana kadrosu olan Birce Akalay’ın haricinde Olgun Toker, Şehsuvar Aktaş ve Hakan Meriçliler de yer alırken, siber güvenlik uzmanımız Sofia’nın yerini yeni yetme Selin alıyor.
Geçtiğimiz sezon 4 bölüm yayınlanan dizi, bu sezon yaklaşık 60 dakikalık 8 bölümden oluşuyor. İki bölümde bir yeni bir dosya ve yeni bir hikâye karşımıza çıkıyor. İlk sezondan bağımsız bir başlangıç yapan ikinci sezonda, hemen bir cinayet ile hızlı bir şekilde hikâyenin içine çekiliyoruz. Mezarlık lakaplı Özel Suçlar Birimi, çok daha popüler ve gözde bir birim hâline gelse de yine aynı köhne yerde çalışmaya devam ediyor. İlk sezonda hikâye bize vurucu ve etkileyici bir şekilde anlatılıyordu. Bu sezonun sahne ve sunum açısından çok daha etkileyici olduğunu söyleyebilirim. Her bölümde değil de iki bölümde bir hikâye işlendiği için hem düğüm hem de çözüm bölümleri daha ayrıntılı ve detaylı ele alınmış. Bu akışı çok daha beğendiğimi belirtmem gerek. Daha fazla zaman olduğu için çözüm süreci daha ince işlenmiş ve bu durum bizi olayın içine daha fazla çekiyor.
Mezarlık, bir polisiye ve gerilim dizisi. Arka Sokaklar ile büyüyen bir nesil olarak, Mezarlık bizim için daha derin bir yapım. Her olayda ortalama altı şüpheli bulunuyor; bu şüphelilerin ana olayla bağlantılı yan hikâyeleri ve suçlu potansiyeli taşıyan hareketleri sık sık gösteriliyor. Tam katili bulduk derken yeni bir düğüm ve ipucu ile bambaşka bir yere savruluyoruz. Bu da içimizdeki merakı sürekli taze tutan ve bizi ekrana kitleyen ana etkenlerden biri. Sadece olay ya da şüpheliler değil, kurbanın psikolojisi, suçluların motivasyonu, düşünce yapısı ve derin analizleri de soruşturma süresince ince ince işleniyor. Bu sezon fark ettiğim önemli bir nokta, karakterlerin izleyiciyle kurduğu bağ. Emekliliğe gün sayarken kızının katilini arayan Hasan, bizim mantığımızı temsil ederken; Başkomiser Önem beynimizi, asayişten atılan ve ekibin kas gücünü karşılayan Serdar duygularımızı, siber güvenlikçi Selin ve adli tıpçı Berk ise merakımızı temsil ediyor. Zaman zaman Hasan’ın duygularını kontrol edememesi, Serdar’ın mantıklı hareketleri, Önem’in öfkesi, karakterlerin temsiliyetlerini karmaşık hâle getirse de onların yalnızca birer karakter değil, gerçek insanlar olduğunu hatırlatıyor. Hikâyelerin işlenişi farklı olsa da temel bir matematik korunuyor: Olay gerçekleşiyor, soruşturma gittikçe karmaşıklaşıyor, birden fazla şüpheli ortaya çıkıyor ve sürpriz bir finalle düğüm çözülüyor. Bu yapı, izleyiciye oldukça tatmin edici bir deneyim sunuyor.
Mezarlık, her zaman bir diziden çok toplumsal sorunları gözler önüne seren ve hatta izleyicisini eleştiren bir yapım oldu. Bu sezon, bu konular daha geniş ele alınıyor. Kadın cinayetleri yine ön planda olsa da yan temalar her bölümde değişiyor. Toplumsal statü, hayvana şiddet, sağlık çalışanlarına şiddet, sosyal medyada linç kültürü gibi konular ele alınıyor ve hikâyelere doğal bir şekilde yediriliyor. Her olayda ortalama altı şüpheli gösterilmesi, senaryo açısından büyük bir yük oluştursa da dizi bu ağırlığı iki bölüm boyunca o kadar dengeli yayıyor ki izleyiciye ağır gelmiyor.
Dizide ufak ayrıntılara da büyük özen gösterilmiş. Örneğin, silah örneği verilirken şarjör çıkartılıp tetik düşülüyor; bu, profesyonellerin güvenlik amacıyla yaptığı bir hareket. Polis karakterleri, çok daha profesyonel bir şekilde sunuluyor ki bu da izleyiciyi tatmin ediyor. İlk sezonda yanan bir kadının cesedi gösterilirken hazırlanan mankendeki ayrıntılar izleyiciyi etkilemişti. Bu sezonda da parçalara ayrılmış bir kadının cesedi o kadar gerçekçi ve ayrıntılıydı ki sahneyi görenlerin midesinin bulandığını söyleyebilirim. Dizi, ayrıntılara o kadar güveniyor ki bu sahneleri kısa kesmek yerine uzun uzun gösteriyor. Bu, beni en çok etkileyen unsurlardan biri oldu. Ayrıca, terminoloji konusunda hem öğretici hem de detaylı bir çalışma yapılmış. İpucu ararken toprak testi, barut testi, düşüş testi gibi adli tıpta kullanılan doğru terimlerle yapılan incelemeler ve suç simülasyonları bulunuyor. Bu detaylar, izleyiciyi gerçekten hayran bırakıyor.
Bu kadar şiddet ve suç sahnesine rağmen, diziyi izlemeye bağlayan en önemli unsurlardan biri duygu boşalmaları, diyaloglar ve samimiyet. Bu duygular, karakterler ve olaylar üzerinden doğal ve gerçekçi bir şekilde sunuluyor. Oyunculuklar ise kesinlikle övgüyü hak ediyor. Abartıya kaçmayan, doğal diyaloglar, jest ve mimikler izleyiciyi içine çekiyor. Aksiyon sahneleri gerçekçi, kısa ve keskin. Suçlu ve insan psikolojisi o kadar iyi temsil ediliyor ki diyaloglardan bunu doğrudan hissedebiliyoruz. Yan karakterler de başka yapımlarda başrol oynayacak kadar başarılı oyuncular tarafından canlandırılıyor; bu da hikâyenin başarısını artıran önemli unsurlardan biri.
Bölümleri daha yakından incelediğimizde, sinematik kamera modu ile çekilen sahnelerin tasarımlarının oldukça etkileyici olduğunu görüyoruz. Karanlık tonların hâkim olduğu sahne renk paleti, dizinin kasvetli havasını artırarak olayların ağırlığını izleyiciye hissettiriyor. Polisiye unsurlar abartıya kaçmadan işleniyor ve karakterlerin hayatlarına, ilişkilerine ve sorunlarına da yakından bakılıyor. Bu da karakterlere kendimizi daha yakın hissetmemizi sağlıyor. Onlar sadece birer polis değil, aynı zamanda birer insan.
Dizide müzik neredeyse hiç yok. Bunun yerine, anı ve sahneyi tamamlayan gerilim tonları kullanılıyor. Bu da dizinin karanlık atmosferiyle birleşerek gerilim seviyesini yükseltiyor. Çekim tarzı, karakterlerin olumlu ya da olumsuz her hareketini daha iyi yansıtmak adına yakın çekimlere ve ayrıntılı mimiklere odaklanıyor.
Sonuç olarak, Mezarlık dizisi ilk sezondan kopmayan ancak yapım ve hikâye açısından üstüne koyarak ilerleyen bir yapım. Hem duygu hem de karakter açısından izleyiciye tanıdık ve doğal gelen bir dizi. Gösterilen suçlar da iyi insanlar da toplum da bizim toplumumuz. Temelde bir eleştiri barındıran dizi, kaliteli hikâye işleyişi, sürekli taze tuttuğu merak duygusu ve ipuçlarını takip ederek çözmeye çalıştığımız bulmacalarıyla başarılı bir polisiye gerilim dizisi. Ben hiçbir zaman katili tahmin edemedim, fakat izlerken büyük keyif aldım. Bakalım siz tahmin edebilecek misiniz?
Mezarlık 2. Sezon: Toplum mu Suçlu Yaratır Yoksa Suçlu mu Toplumu?