Ekranom’un 96. Oscar Ödülleri Tahminleri
Herkese merhaba! Son derece zengin bir sinema yılının ardından Altın Küre, SAG (Screen Actors Guild Awards), BAFTA (British Academy of Film and Television Arts), DGA (Directors Guild of America Award), Crtics’ Choice ve daha birçok ödül töreninde sevdiğimiz filmlerin kıyasıya yarışını takip ettik. Ve tüm bu rekabet ortamının nihai sonucunu belirleyecek, aylardır gün sayılan Oscar sonunda geldi çattı. 10 Mart’ı 11 Mart’a bağlayan gece yapılacak, bizde ise Disney+ üzerinden 01.30 itibarıyla yayınlanacak, törende kimlerin kazanacağı ise her zamanki gibi bir merak konusu. Böylesine dolu geçen bir yıldan sonra elbette herkesin birtakım favorileri oldu. Biz de Ekranom ekibi olarak belli dallar için hem kazanacağını tahmin ettiğimiz hem de kazanmasını istediğimiz yapımları oyladık ve en öne çıkan yapımları derledik. Gelin hep beraber 2023’ün bize bıraktığı filmleri son kez gözden geçirirken Oscar için geniş bir değerlendirme yapalım. İyi okumalar dileriz!
En İyi Film
Kazanacağını Tahmin Ettiğimiz: Oppenheimer
Kazanmasını İstediğimiz: Killers of the Flower Moon
Dilerseniz gecenin en merak edilen (!) ödülü ile başlayalım. Merak edilme kısmını tiye almak durumundayız çünkü birkaç ufuk yalpalanma haricinde Oppenheimer açık ara En İyi Film dalının favorisi durumunda. BAFTA, Critics’ Choice ve Altın Küre’de büyük ödülü kazanıp kutsal üçlüyü tamamlayan Christopher Nolan’ın önünün kesilmesi son derece zor gözüküyor. Ancak bizim kalbimiz Scorsese’nin son başyapıtı olan Killers of the Flower Moon ile. Aynı Oppenheimer gibi bir insanlık suçunu failleri üzerinden anlatan ve onların acı gerçekliğini hiç de ajite etmeden yansıtan Scorsese’nin yönetmenliğine bir kez daha hayran kaldık. Ayrıca Oppenheimer’a kafa tutabilecek belki de tek aday olan Poor Things’i de bir o kadar sevdik ve geceyi ödülle tamamlaması, en az Scorsese’nin galibiyeti kadar bizi memnun eder. Yine de bunlar günün sonunda yalnızca birtakım tatlı hayallerden ibaret. Nolan’ın heykelciği şimdiden hayırlı olsun diyelim.
En İyi Yönetmen
Kazanacağını Tahmin Ettiğimiz: Christopher Nolan (Oppenheimer)
Kazanmasını İstediğimiz: Yorgos Lanthimos (Poor Things)
Doğruya doğru, yaklaşık 20 yıldır gişe sinemasının en gözde yönetmenlerinden biri olan Nolan’ın henüz bir Oscar kazanmamış olması tuhaf bir durum. Bizce Akademi, zamanında Spielberg ve Scorsese’ye uzun yıllar ödül vermeyerek yaptığı dışlamanın kefaretini Nolan’ı galip kılarak ödeyecektir. Yönetmenin BAFTA, Altın Küre ve DGA törenlerindeki başarısı ise bu ihtimali oldukça mümkün kılıyor. Ekranom olarak Nolan’ın zaferini heyecanla beklesek de bizim seçimimiz Yorgos Lanthimos’tan yana. Zira Poor Things’teki olağanüstü vizyonerliğinden sonra ne zaman bir Oscar kazananı olmaya daha bu kadar yaklaşabilir bilmiyoruz. Belki de Akademi, sürpriz bir kararla heykelciği Lanthimos’a verir, en azından bizim umudumuz o yönde.
En İyi Kadın Oyuncu
Kazanacağını Tahmin Ettiğimiz: Emma Stone (Poor Things)
Kazanmasını İstediğimiz: Emma Stone (Poor Things)
Bu kez gönüller bir. SAG Töreninde yine çok sevdiğimiz Lily Gladstone’a karşı mağlubiyeti haricinde Emma Stone gümbür gümbür geliyor. Sezon boyunca katıldığı her etkinlikte büyük övgülerle karşılanan, sosyal medyanın sevilen yüzü haline gelen oyuncunun bu galibiyeti açıkçası hiç beklenmedik olmayacaktır. Stone, Akademi’nin kuruluşundan bu yana her daim el üstünde tuttuğu fiziksel oyunculuk modelinin Poor Things’te akıl almaz bir örneğini verdi. Bir bebek beynine sahip olan yetişkin bedenindeki Bella Baxter’ın gelişimini adım adım bize yansıtan, 2 saat içinde adeta 30 yıllık bir zihinsel evrimi canlandıran oyuncunun böyle bir performansla ödüllendirilmemesi; biz de dahil herkesi şaşkına çevirecektir.
En İyi Erkek Oyuncu
Kazanacağını Tahmin Ettiğimiz: Cillian Murphy (Oppenheimer)
Kazanmasını İstediğimiz: Paul Giamatti (The Holdovers)
Evet, bu sene Oppenheimer’ın senesi. Aynı Nolan gibi Cillian Murphy de henüz bir Oscar sahibi değil ve böylesine göz alıcı bir performansa rağmen es geçileceğini hiç sanmıyoruz. Bizim favorimiz olan ve sert bir öğretmeni müthiş nüanslı bir şekilde canlandıran Paul Giamatti ise Murphy’nin en büyük rakibi gibi gözüküyor. Altın Küre’de ayrı dallarda (komedi ve drama) galip gelmelerine rağmen Murphy’nin ayrıca SAG ve BAFTA’yı, Giamatti’nin ise Critics’ Choice’u kazandığı bir rekabet ortamı içindeyiz. Ancak hem Oppenheimer’ın geleneksel biyografi türündeki cezbedici yapısı hem daha geniş çaplı ve görsel bir performans vermesi sebebiyle ödülün Murphy’ye gideceğini düşünüyoruz. Yine de hiç belli olmaz diyelim.
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu
Kazanacağını Tahmin Ettiğimiz: Da’Vine Joy Randolph (The Holdovers)
Kazanmasını İstediğimiz: Da’Vine Joy Randolph (The Holdovers)
Bu ödül sezonu uzun zamandır gerçekleşmeyen bir şey oldu ve neredeyse her katıldığı törende galip gelen bir aday beliriverdi. Altın Küre, Critics’ Choice, BAFTA, Satellite, Independent Spirit derken neredeyse her önemli törenden yüzünün akı ile çıkan Da’Vine Joy Randolph; sahiden de olağanüstü bir sezon geçiriyor. Ki hakkıdır da, Randolph zira The Holdovers’taki yine müthiş olan ansambl kadroda drama yükünü sırtlamış ve çoğu zaman diyalogsuz bir performans ile izleyenleri büyülemişti. Akademi’nin Oppenheimer aşkı tavan yapıp anlık bir karar ile ödül Emily Blunt’a gitmediği müddetçe kazanan bizce şimdiden belli.
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
Kazanacağını Tahmin Ettiğimiz: Robert Downey Jr. (Oppenheimer)
Kazanmasını İstediğimiz: Mark Ruffalo (Poor Things)
Da’Vine Joy Randolph’un firesiz galibiyetinden bahsetmişken Robert Downey Jr.’ın da hakkını vermek lazım. Altın Küre, BAFTA ve SAG derken ödül sezonunun en önemli törenlerinin üstesinden gelen ünlü oyuncu, kariyerini Marvel’dan kurtarmasıyla beraber oldukça rahatlamışa benziyor. Zaten yaptığı her ödül konuşmasında hayatının o döneminden esprili bir dille bahsetmeden geçmiyor; ayrıca Oscar’da da yine nasıl muzip bir demeç vereceğini heyecanla bekliyoruz. Ancak -henüz kariyerinin o safhasını geride bırakmasa bile- Marvel’ın gölgesinden çıkmış tek oyuncu RDJ değil. Zira Mark Ruffalo’yu da Poor Things’teki müthiş oyuncaklı ve komik performansı ile bağrımıza bastık ve kazanmasını -her ne kadar beklemesek de- çok istiyoruz. Sonuç ne olursa olsun, kendi kariyerlerinin yolunu cesurca çizmiş oyuncuları bir arada görmek her daim büyük bir mutluluk.
En İyi Özgün Senaryo
Kazanacağını Tahmin Ettiğimiz: Justine Triet & Arthur Harari (Anatomy of a Fall)
Kazanmasını İstediğimiz: Justine Triet & Arthur Harari (Anatomy of a Fall)
Sanıyoruz Parasite’tan (2019) beri Cannes’dan Altın Palmiye ile dönüp Oscar yarışında böylesine güçlü bir rakip haline gelen başka bir yabancı film görmemiştik. Anatomy of a Fall, eskimiş beğenilere sahip Akademi’den hiç beklemediğimiz bir ödül alacak gibi gözüküyor. Altın Küre ve BAFTA’yı kazanmasından dolayı tablo şimdilik böyle, ki The Holdovers’tan ani bir çıkış gelmezse durum bizce pek de değişmeyecek. Anatomy of a Fall’un bir mahkeme içinde toplumun cinsiyet kodlarını ve çürümüş medya etiğini inceleyen güçlü metni, bizce ancak böyle bir zaferle ödüllendirilebilirdi.
En İyi Uyarlama Senaryo
Kazanacağını Tahmin Ettiğimiz: Christopher Nolan (Oppenheimer)
Kazanmasını İstediğimiz: Tony McNamara (Poor Things)
Bu yılın belki de en tartışmalı kategorisine geldi sıra. Barbie, American Fiction ve Oppenheimer arasında gidip gelen tahminlerle dolu En İyi Uyarlama dalında bizim favorimiz Nolan. Oppenheimer’ın tenis maçı gibi işleyen diyaloglarla dolu ve sadece bir tarihi kişiliğin biyografisini değil, aynı zamanda ABD’nin de otopsisini ortaya koyan senaryosu; Akademi’nin dikkatini çekecektir diye düşünüyoruz. Kaynak kitaba bambaşka bir yerden yaklaşan ve çoğu anlatım tercihini baştan ele alan Tony McNamara’nın Poor Things senaryosunun kazanmasını ayrıca isteriz elbette, yalan yok.
En İyi Uluslararası Film
Kazanacağını Tahmin Ettiğimiz: The Zone of Interest (Birleşik Krallık)
Kazanmasını İstediğimiz: The Zone of Interest (Birleşik Krallık)
Cannes’dan Jüri Büyük Ödülü ile dönen The Zone of Interest’in Oscar’da en işine yarayacak durum, Fransa’nın Anatomy of a Fall’u En İyi Uluslararası Film’e aday etmemesi olabilir. Ancak yine de Jonathan Glazer’ın zaferini yalnızca talihine bağlamamak lazım; çünkü BAFTA, Critics’ Choice ve Bağımsız Gotham törenlerinde The Zone of Interest’in galibiyeti onu büyükler ligine koymaya yetti de arttı bile. Nitekim Glazer’ın Nazi Almanya’sını Auschwitz’in yanındaki bir aile evi üzerinden incelediği filme Ekranom olarak hayran kaldık ve ödülü kazanmasını heyecanla bekliyoruz.
En İyi Animasyon
Kazanacağını Tahmin Ettiğimiz: Spider-Man: Across the Spider-Verse
Kazanmasını İstediğimiz: Spider-Man: Across the Spider-Verse
Oscar’ın bu seneki en kutuplaştırıcı dallarının başında En İyi Animasyon geliyor. Şöyle ki, Altın Küre ile BAFTA’yı kazanan The Boy and The Heron; elini son birkaç ayda pekâlâ güçlendirmişti. Ancak animasyon dünyasında hatırı sayılır ödüller olan Annie ve PGA’yi alması sebebiyle Spider-Man: Across the Spider-Verse de en az Miyazaki’nin filmi kadar favori konumuna ulaştı. Kıyasıya bir çekişmenin olduğu bu yarışta biz, ilk filmiyle de ödülü kapmış olan Across the Spider-Verse’ün kazanacağını tahmin ediyoruz. Son zamanların en yaratıcı animasyon stiline sahip bu serinin her iki filminin de Oscar ödüllü olması, Pixar’ın bile hayal edemeyeceği bir galibiyet olurdu. Yine hayallerimiz depreşti…
En İyi Belgesel
Kazanacağını Tahmin Ettiğimiz: 20 Days in Mariupol
Kazanmasını İstediğimiz: 20 Days in Mariupol
Bu seneki Oscarlarda bizi şaşırtmayacak bir kategori varsa o da En İyi Belgesel olmalı. Akademi’nin çoğu zaman yarışmaya güncel bir politik doku katmak için kullandığı kategoride kazananı tahmin etmek güç değil. BAFTA ve DGA’de büyük başarı gösteren ve aynı zamanda festivallerde en çok konuşulan belgesellerden biri olan 20 Days in Mariupol, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline bir gazetecinin orada yaşadıkları üzerinden bakıyor. Belgeselin Batılı seyirciye uygun yapısı, ham ve sözünü açıkça söyleyen anlatımı sebebiyle Akademi’nin de filmi en az bizim kadar sevmiş olmasını umuyoruz ve kolay kolay haksız çıkmayacağız gibi.
En İyi Görüntü Yönetimi
Kazanacağını Tahmin Ettiğimiz: Hoyte van Hoytema (Oppenheimer)
Kazanmasını İstediğimiz: Hoyte van Hoytema (Oppenheimer)
2023 Senesinde onca başarılı pazarlama kampanyasına şahit olduk. Aralarından belki Barbie kadar agresif bir stratejiye sahip olmasa da en etkililerden biri Oppenheimer’ınkiydi. Filmin görüntü yönetmenliği; yarı siyah-beyaz tasarlanmış, 16K çözünürlüğünü yakın açılarla sergilemekten çekinmeyen adeta bir gösteriş işi. Tamamen IMAX kameralarla kayda alınan ve en orijinale yakın haliyle izlemek isteyenlere neredeyse seyahat etmesini öğütleyen pazarlama kampanyası sayesinde elbette ödül sezonundan da eli boş dönmedi. Bu daldaki en önemli öncüllerden olan ASC ödülünü alması da yalnızca Oscar’da kazanma ihtimalini artırdı.
En İyi Kurgu
Kazanacağını Tahmin Ettiğimiz: Jennifer Lame (Oppenheimer)
Kazanmasını İstediğimiz: Thelma Schoonmaker (Killers of the Flower Moon)
Teknik dallarda Akademi üyelerinin güvenli seçimleri hep alay konusu olmuştur. En İyi Film’i kazanmaya en yakın olan adayın veya bulmaca gibi tasarlanmış hamleler yapan kurgunun favori haline geldiği bu kategoride bizce kazanan ise hiç şaşırtıcı bir yerden gelmeyecek. Zira Jennifer Lame’in Oppenheimer’da durmadan dönemler arası mekik dokuyan, farklı anları aynı bağlama oturtan kurgu işçiliğini göz ardı etmek mümkün değil. Ancak bizim favorimiz; Killers of the Flower Moon’da yine uzun bir dönemi tertemiz bir şekilde zaman çizelgesine koyan, her sahnenin bir diğerine açıldığı ve birbirlerine uyum sağladığı kurgusuyla büyük usta Thelma Schoonmaker oldu. Maalesef ki yine aynı yere dönüyor ve daha önce söylediklerimizi tekrarlıyoruz: Bu sene Oppenheimer’ın senesi.
En İyi Kostüm Tasarımı
Kazanacağını Tahmin Ettiğimiz: Jacqueline Durran (Barbie)
Kazanmasını İstediğimiz: Jacqueline Durran (Barbie)
En İyi Görüntü Yönetimi’nde bahsettiğimiz pazarlama kampanyalarından burada tekrar söz etmek gerek. Nitekim Barbie öylesine güçlü bir görsel imaj haline geldi ki, Margot Robbie ve ekibini pembe kıyafetleri olmadan düşünemez olduk. Critics’ Choice’ta galip gelmesinden bu yana Barbie’nin eli daha da güçlendi ancak buna rağmen beklenmedik bir şey oldu. Greta Gerwig’in filmi kadar popülarite elde edememesine karşın Poor Things, En İyi Kostüm Tasarımı dalında BAFTA’da beklenmedik bir çıkış yaptı. Biz yine de Lanthimos’un filminde Viktorya Dönemi’nden fırlamış absürt giysilerin dikkat çekici olduğunu kabul etmekle beraber sıkı bir pazarlama hamlesine sahip olmadığı için kazanamayacağını düşünüyoruz.
En İyi Saç ve Makyaj
Kazanacağını Tahmin Ettiğimiz: Nadia Stacey, Mark Coulier & Josh Weston (Poor Things)
Kazanmasını İstediğimiz: Nadia Stacey, Mark Coulier & Josh Weston (Poor Things)
Pek fazla öncül ödül törenini göz önüne alamadığımız için yarışın en muğlak kategorilerine girmiş bulunuyoruz. En İyi Saç ve Makyaj için iki favori var: Bradley Cooper’ın Leonard Bernstein’e dönüştürüldüğü ve inanılmaz bir başkalaşım geçirdiği Maestro; diğeri ise özellikle Willem Dafoe’nun Frankenstein’ın canavarı gibi gözüktüğü ve Emma Stone’un uzun saçlarıyla büyülediği Poor Things. Ekranom olarak Akademi’nin bir film olarak Maestro’dan daha fazla beğenmesi sebebiyle -belki kimileri için riskli bir karar verip- oyumuzu Poor Things’ten yana kullandık. Hayırlısı diyelim.
En İyi Ses
Kazanacağını Tahmin Ettiğimiz: Willie Burton, Richard King, Gary A. Rizzo & Kevin O’Connell (Oppenheimer)
Kazanmasını İstediğimiz: Willie Burton, Richard King, Gary A. Rizzo & Kevin O’Connell (Oppenheimer)
Akademi; konu ses tasarımına gelince çoğunlukla en şaşaalı, gürültülü ve buna rağmen sessizlik anlarını iyi kullanabilen filmlere ödülü verip geçiyor. Filmlerinde aksiyon ile dramayı hep dengede tutmayı başarmış Nolan’ın Inception (2010) ve Dunkirk (2017) filmleriyle bu kategorinin galibi olması elbette bir tesadüf değil. The Zone of Interest’ın yalnızca sesleriyle yansıttığı toplama kampını göz önünde bulundurduğumuzda bir çekişme olacağından bahsedebiliriz ama açıkçası bizim tercihimiz ve tahminimiz Oppenheimer’dan yana.
En İyi Görsel Efekt
Kazanacağını Tahmin Ettiğimiz: Charley Henley, Luc-Ewen Martin-Fenouillet, Simone Coco & Neil Corbould (Napoleon)
Kazanmasını İstediğimiz: Charley Henley, Luc-Ewen Martin-Fenouillet, Simone Coco & Neil Corbould (Napoleon)
Bu seneki Oscar’ın en tartışmalı kategorilerinden biri, şüphesiz En İyi Görsel Efekt oldu. Oklar her ne kadar ABD’de büyük gişe başarısı elde eden Godzilla Minus One’ı gösterse de Akademi’nin bir seriye ait olan filmlere ödül verdiğini pek görmüyoruz. Dolayısıyla bizce bu yarış, The Creator ile Napoleon’un arasında geçecek. The Creator’ın düşük pazarlama kampanyasını ve yine bir savaş filmi olan 1917’nin (2019) aldığı zaferi göz önünde bulundurunca en mantıklı karar, bizce Napoleon’un kazanması olur.
En İyi Prodüksiyon Tasarımı
Kazanacağını Tahmin Ettiğimiz: Sarah Greenwood & Katie Spencer (Barbie)
Kazanmasını İstediğimiz: Shoana Heath, James Price & Zsuzsa Mihalek (Poor Things)
En İyi Prodüksiyon Tasarımı’nda sürpriz yaşamak her zaman olası ancak bu kez sahiden kıyasıya bir rekabet söz konusu olacak. Yaratıcı dünya tasarımı konusunda Barbie ile Poor Things’in maharetleri malum. Biri şeker gibi, her şeyiyle sahte (ayrıca bunun farkında) bir oyuncak diyarı sunarken diğeri ise “steampunk” estetiğine sahip bir fantastik evren yaratıyordu. Açıkçası biz Poor Things’in o beklenmedik detaylarla dolu ve tanımlaması zor atmosferini Barbie’nin cafcaflı dünyasına yeğleriz. Ancak görsel açıdan son derece ikonik bir film haline gelmesi nedeniyle Akademi’nin böyle bir karar vermeyeceğini, oyunu Gerwig’in filminden yana kullanacağını düşünüyoruz.
En İyi Özgün Şarkı
Kazanacağını Tahmin Ettiğimiz: “I’m Just Ken”, Mark Ronson & Andrew Wyatt (Barbie)
Kazanmasını İstediğimiz: “I’m Just Ken”, Mark Ronson & Andrew Wyatt (Barbie)
Bu sene, daha önceki yıllarda görmediğimiz türden bir durum var. En İyi Özgün Şarkı kategorisi, şu an iki şarkı arasında bir rekabet barındırıyor ancak nasılsa her ikisi de aynı filme ait. Grammy’de Yılın Şarkısı ödülü kazanan “What Was I Made For?” birçok kişi için objektif olarak favori haline gelse de “I’m Just Ken” Critics’ Choice’ta ödülü alarak yarışa beklenmedik bir sürtüşme kattı. Ve açıkçası nadiren karşılaşacağımız kadar absürt söz yazımı ve sahnelemesi sebebiyle “I’m Just Ken” bizce Oscar’ın sahibi olacak.
En İyi Film Müziği
Kazanacağını Tahmin Ettiğimiz: Ludwig Göransson (Oppenheimer)
Kazanmasını İstediğimiz: Ludwig Göransson (Oppenheimer)
Son adaylığa gelmişken akıllardaki o soruyu sizin için yazıya dökelim: “Oppenheimer’ı durduracak biri var mı?” En İyi Film Müziği kategorisindeki adaylara, ilk film bestesini yapan Jerkin Hendrix’ten yılların ustası John Williams’a kadar uzanan bu geniş repertuara, baktığımızda “Hayır” demekten başka bir şey yapamıyoruz. Artık neredeyse her anını ezbere bildiğimiz “Can You Hear The Music” başta olmak üzere Ludwig Göransson’un müzikleri, Oppenheimer’ın karmaşık zihnini mekanik bir tekrarcı beste ile ele alıyor ve sahiden akıllardan çıkmıyor. Yine Oscar’ı kazandığı Black Panther’dan (2018) sonra genç yeteneğin bu ödülünü şimdiden kutluyor, daha nice filmde onu dinlemeyi umuyoruz.
Ekranom ekibi olarak 96. Oscar Ödülleri için tahminlerimiz bu şekildeydi. Bazıları beklendik, bazıları ise riskli olan tercihlerimize katıldığınız veya katılmadığınız noktaları bizimle paylaşırsanız seviniriz. Şimdiden tüm adayları kutlar, töreni izleyeceklere ise iyi seyirler dileriz. Seneye Oscarlarda tekrar görüşmek üzere!
Ekranom’un 96. Oscar Ödülleri Tahminleri