Delete History: Sosyal Medya Baskısı (İKSV Özel)
İKSV Ocak Seçkisi’nde izlediğim Delete History, Benoît Delépine ve Gustave Kervern’nin ikilisinin yönettiği Fransız-Belçika yapımı bir komedi-drama filmi. Film, Berlin’de 70. Berlinale Gümüş Ayı ödülünü kazanmış.
Hayatımızın her yerinde olan ve genelde işimizi kolaylaştırmak için bulunan teknolojinin hayatımızı zorlaştıran olumsuz yönlerini komik bir dille ele alan bir film.
Marie, Bertrand ve Christine adlı hepsi biraz saftirik olan üç komşunun nefes alsak para kıvamına gelen ekonominin fahiş fiyatları yüzünden geçim sıkıntıları çektikleri bir sırada sanki hiç dertleri yokmuşçasına bir de dijital ortamda onları zora sokan durumlarla baş etmek zorunda kalmasını anlatıyor.
Marie uygunsuz videosunun internete yüklemekle tehdit ederek ona şantaj yapan bir dolandırıcıyla baş etmek zorundadır. Evdeki eşyalarını satıp onlardan kazandığı paralarla yaşayamaya çalışan Marie’nin şantajcının istediği miktarda parayı bulması imkansızdır. Bir işi olmadığından bankalardan da kredi alamamaktadır. Bertrand ise kızı zorbalığa uğramış bir babadır. Kızının zorbalığa uğradığı görüntüleri Facebook’a yüklenmesi sebebiyle kızının psikolojisi bozulmuştur ve okula gitmeyi reddetmektedir. Bu videonun kaldırılması için 42 kez Facebook’a dilekçeye yazan Bertrand’ın sonuçları çabasız kalmıştır. Christine’ye gelirsek o da çalıştığı Uber şirketinin sunduğu şoförü değerlendirme uygulamasında ne kadar kibar olursa olsun müşteriler tarafından sürekli bir yıldız almaktan muzdariptir. Bir hackerdan yardım isteyen bu arkadaş grubu yine istediklerine ulaşamıyor. Bizimkilerin kaldırmak istedikleri görüntüler, internette depolanan veriler olduklarından danıştıkları hackerın yetki alanının dışında kalıyor. Bu sebeple de biz nasıl bu kadarı olabilir derken onlar yaptıkları absürt işlerle bizleri güldürmekte başarılı oluyorlar.
Batan ekonominin ve gelişen teknolojinin olumsuz etkisiyle baş etmek zorunda kalan bu orta yaştaki insanlar yine teknolojiden yardım istemek zorunda olduklarında ise bir dizi güvenlik soruları, atlaması gereken robotlar ve bekleme müziklerine hapsedilmeleriyle bizlerin de gerçek hayatta katlanmak zorunda olduğu aşırı derecede bunaltan aşamaları izliyoruz. Yine toplumumuzun büyük bir çoğunluğu gibi maddi durumdan hepsinin borç içinde yüzdüğünü söylemekte gerek. Bu sebebinde işlerini halletmekte zorlanmalarına katkısı büyük.
Filmde en çok dizi bağımlılığının uyuşturucu bağımlılığından bile daha kötü olarak lanse edildiği sahnede eğlendim. Her insanın artık bir sürü diziyi zevkle takip ettiği bu dönemde film bunların gerçek hayattaki sorumluluklarımızı ve görevlerimizi yapmamızı engelleyen bir uğraş olduğundan bahsediyor. O sahnede dizi bağımlılığından yakınan karakterimiz (Christine) bu olayı tüm ciddiyetle anlatıyor. Sevdiği bir iş olan nükleer tesiste güvenlik görevlisi olarak çalışırken dizi izlemek için sürekli tuvalet molasına kaçan, öğle aralarında yemek yemekten vazgeçerek dizi izleyen birine dönüştüğü için büyük bir sızıntıyı gözden kaçırması sebebiyle işinden atılmış. Bu bağımlılığı sebebiyle sadece işini değil eşini de kaybetmiş. Konuşmasını “Artık temizim, izlemiyorum.” diyerek bitiren Christine her bağımlı gibi kendisine ve çevresindekilere yalan söylüyor tabi.
Oyunculukların gayet başarılı olduğu filmde tüm oyuncular kendi karakterlerinin geçirdikleri sinir krizleri, düştükleri kötü konumlardaki tepkileriyle bizleri eğlendirmeyi başarıyor. Bir cesaretle aldıkları saçma kararlardaki kendilerine güvenleri de bizleri şaşırtıyor. Özellikle Marie karakterinin her üzüldüğünde veya sinirlendiğinde bacağına vurarak kafasını çevirmesi aşırı tatlı bir hareket olmuş. Dengesiz ve tatlı olan Marie’yi canlandıran Blanche Gardin’nin enerjisi bu karakterle çok uyuşmuş. Diğer başrollerimiz Denis Podalydès (Bertrand) ve Corinne Masiero (Christine)’ninde bu tuhaf karakterlerin hakkından başarıyla gelmişler. Bir sahnede beklenmedik bir şekilde Denis O’Hare’yı görmenin de bizi mutlu ettiğini söylemek gerek.
Çekimler gayet eğlenceli ve müziklerde yerinde kullanılmış. Sahneler hem realistlik hem de sanatsallığa uygun bir şekilde ilerliyor. Trajikomik türdeki bu filmde senaryonun akışı maalesef bazı yerlerde yavaş bir tempoya düşmüş. Bu tarz bir film için de sürenin fazla olunduğuna da söylemek gerek.
Genel olarak bakıldığında büyük ölçüde karakterlerin yaptığı komik işlerle ilerleyen filmde toplumsal bir konunun bu şekilde işlenmesi güzel olsa da bazı yerlerdeki aşırılıklardan ve süreden ötürü ortalama bir filmden fazlası değil.
Film, 4 Şubat Perşembe’ye kadar İKSV’de gösterimde olacak.
İyi seyirler.
Delete History: Sosyal Medya Baskısı (İKSV Özel)
Senanur Pehlivan’ın Diğer Yazıları İçin Tıklayın.