Black Bag: Herkes Şüpheli, Peki Suçlu Kim?
Merhabalar sevgili can dostlarım, size soğuk ve durgun bir casusluk hikâyesi anlatmamı ister misiniz? Bir evli çifti aklınıza getirin. Bir evli çiftsiniz ve Londra’da bir istihbarat merkezinde çalışıyorsunuz. Birbirinize verdiğiniz sözlerle bazen insanları sessiz bir şekilde öldürüyor, bazen de para aklıyorsunuz. Fakat günün birinde bu merkezden bir yazılım dışarıya sızdırılıyor. Bir hafta içinde bunu sızdıran kişiyi bulmanız gerekiyor. Orada tanıdığınız herkes şüpheli. Peki, suçlu kim?
İşte size bahsedeceğim Black Bag de bu olayı anlatıyor. Yönetmenliğini, geçtiğimiz aylarda seyrettiğimiz Presence (2024) filminin de yönetmeni Steven Soderbergh’in üstlendiği; aynı zamanda görüntü yönetmenliğini (Peter Andrews mahlasıyla) ve kurgusunu (Mary Ann Bernard mahlasıyla) yaptığı, senaryosunu ise az önce bahsettiğim filmin yanı sıra Jurassic Park (Steven Spielberg, 1993), Mission: Impossible (Brian De Palma, 1996), Panic Room (David Fincher, 2002), Secret Window (2004) ve Premium Rush (2012) gibi sıkı gerilim filmlerinin senaristi olan David Koepp’un kaleme aldığı bu casusluk gerilim filminin başrollerinde Cate Blanchett, Michael Fassbender, Marisa Abela, Tom Burke, Naomie Harris, Regé-Jean Page ve Pierce Brosnan yer alıyor. Bir sızdırılma yüzünden ihanete uğrayan evli ajanların intikamına yakın bir hikâye anlatan bu film, bugün itibarıyla UIP tarafından vizyona girdi.
Soğukkanlı George Woodhouse ile güzel ve zeki eşi Kathryn, istihbarat merkezinde çalışan ve vatanına hizmet eden gizli ajanlardır. Bu iki ajan, hem birbirlerine hem de vatana sadık bir şekilde yaşamaktadır. Fakat George, bu merkezde bir köstebek olduğu haberini alır. Bunun üzerine, beş kişiyi bir akşam yemeğine davet eder: Veri analisti Clarissa, ajanlar Freddie ve James, psikolog Zoe. George’un şüphelendiği beşinci kişi ise eşi Kathryn’dir. Bunun sebebi, “Severus” isimli geliştirilmekte olan yazılımın dışarıya sızdırılmasıdır. George’un amacı, yazılımın dışarıya sızmasına sebep olan beş şüpheliden birini bulmaktır.
Bu hikâyeyi izlemeye başladıkça, karşımıza çıkan herkes şüpheli ve suçlu gibi görünmeye başlıyor. Peki ama suçlu kim, şüpheli kim? Bu filmi izlerken herkesin gözlerine, vücut hareketlerine, mimiklerine bakmalı ve diyaloglara kulak vermelisiniz. En azından filmi anlayabilmeniz için bu gerekli bir şey.
Bu film sadece insanlardan şüphe duymanızı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda sadakatinizle sevginizi de ince ince sorgulatıyor. Steven Soderbergh ve David Koepp ikilisinden son derece soğuk ve oyunbaz bir casusluk hikâyesi çıkmış.
Filmin ilerleyişinden de bahsetmem gerekiyor; çünkü bu film gerçekten ilerleyiş açısından çok durgun bir casusluk filmi. Ki bir casusluk filminde olması gereken de bu aslında: soğuk, sessiz ama derinden etki eden bir yapı. Filmi izlerken Pierce Brosnan’ı görüp “Aaa, James Bond oynuyor!” kafasında seyrederseniz, hayal kırıklığına uğrarsınız. Ama 60’larda ve 70’lerde çekilen casusluk filmleri kafasında izlerseniz, sevebileceğiniz bir casusluk filmiyle karşılaşacağınızı garanti ediyorum. Filmi izlerken bana, 2013 yapımı Eric Rochant imzalı Möbius filmini hatırlattı. İşleyiş açısından soğuk, durgun ama derinden gelen bir gerilimdi. Black Bag de böyle bir film.
Görsellik açısından sıcak sarı renk paletleriyle soğuk beyaz renkler arasında bir kontrast kurulmuş. Bu da filmin özelinde bahsettiğim temalara incelikli ve sağlam bir şekilde hizmet ediyor. Sadakatin sıcaklığı ve şüphenin soğukluğu bu filmde hayat buluyor. Filmde ağırlıklı olarak çapraz çekimler ve orta açıdan çekimler tercih edilmiş. Bu seçim, hem filmin kompozisyonunu hem de derinliğini başarılı bir şekilde yansıtmış. Öte yandan, Londra ve Avusturya’nın puslu, soğuk çekimlerini tasvir etmeyi de ihmal etmemişler. Ayrıca, bir sahnede plan-sekans çekimi var ki kesinlikle gözlerinizi alamayacaksınız.
Müzik ve sesin filme ne denli etki ettiğini bilmesek de, müzikler gayet güzel. Eğer sıkı bir caz hastasıysanız, David Holmes’ün bestelediği bu tekinsizlik dolu müzikleri iliklerinizde hissedeceksiniz. Özellikle piyano ve kontrbas ağırlıklı olan bu müzikler, kulağınızın pasını silmeye kesinlikle yeter. Sesler ise tedirgin edici; diyaloglar ve dış seslerle birlikte filme bambaşka bir boyut katıyor.
Oyunculuklara gelirsek, göz alıcı performanslarla dolu bir yapım olmuş. Michael Fassbender ile Cate Blanchett’ın kimyası çok iyi. Seyrederken filmdeki sadakat duygusunu net bir şekilde hissediyorsunuz. Ajanları canlandıran Tom Burke ve Regé-Jean Page, veri analistini oynayan Marisa Abela (kendisi Back to Black filminden hatırlarsınız) ve psikolog rolündeki Naomie Harris de başrol oyuncuları kadar başarılı bir performans sergilemişler. Ayrıca, benim çocukluk dönemimin James Bond’u olan Pierce Brosnan da, filmin kendisi kadar soğuk bir istihbarat ajanı müdürünü canlandırıyor ve gerçekten de çok ama çok iyi bir performans sergilemiş. Onun dışındaki oyuncuların hepsi birer alkışı hak ediyor.
Kısacası, Black Bag, Steven Soderbergh’ün en durgun ama sağlam casusluk filmi olarak adını yazdırıyor. Şüphelenmek, ihanete uğramak bir yana, sadık kalmanın ve sadakatin bile şüpheye yol açabileceğini unutturmuyor. “Herkes şüpheliyse, suçlu kim?” sorusunun cevabını öğrenmek isterseniz, filmi izlemenizi tavsiye ederim.
Puan: 3,5/5
Black Bag: Herkes Şüpheli, Peki Suçlu Kim?Black Bag: Herkes Şüpheli, Peki Suçlu Kim?