2,5B

Parasyte: The Grey: Gerek Yoktu

5 Nisan 2024’de Netflix platformunda yayına girecek olan ve hiç sevemediğim dizimizin ismi Parasyte: The Grey. 6 bölüm olarak karşımıza çıkan dizide tanıdık yüzlere de rastladım diyebilirim. Karşımıza dizinin baş karakteri olan Jeon So-nee çıkyor. Kendisini Çin filmi Soulmate’in Kore versiyonuyla tanımış olabilirsiniz. Diğer bir ismimiz ise Mr. Queen gibi dönem dizilerinde çokça yer almış Kim In-kwon ve Kill Boksoon adlı yapımdan yüzüne aşina olduğumuz Koo Kyo-hwan. Tabi daha birçok isim bulunuyor ancak göze tanıdık gelen silüetleri yazdım.

Filmin konusuna gelecek olursak nereden geldikleri belli olmayan parazit olarak tanımlanan organizmalar dünyaya yayılarak insanların beyinlerini ele geçirirler- daha çok kafalarını yerinden ayırıyorlar diyebiliriz- ve kendilerine bir topluluk oluşturarak güç kazanmak istemektedirler. İnsanlar açısından tehlike oluşturmaya başlayan bu parazitler -insan yiyerek hayatta kaldıkları için- büyük bir tehlikeye dönüşmeye başlar. Ancak mutant olarak dönüşümünü tamamlamış Jeong Su-in (Jeon So-nee) bu oluşumun karşısında olacaktır. Aslında bakarsanız dizi Parasyte isimli bir anime den uyarlanmış ama farklılıklar var tabi.

Hiçbir zaman bir dizinin bitmesi için bu kadar sabırsız olmamıştım. Diziyi izlemeye başladığımda ilk bölümün ilk 2 ya da 3 dakikası boyunca gayet başarılı ve meraklandırıcı mesajlar verildi bu durumda da umutlandım. Ancak birinci bölümün bitmesi için bu kadar istekli olacağımı beklememiştim. Hatta birinci bölüm bitmeden 1.25x hızla izlemeye başladım-bu arada sadece ilk ölümü değil bütün bölümleri 1.25x hızla izledim-. Dizi de birden fazla mesaj verilmişti. Mesajlar ne kadar iyi olsa da diziyi kurtarmak için yeterli değildi. Dizideki oyunculuklar ortalama olsa da yer yer duygular karşı tarafa fazlasıyla yapmacık olarak sunulmuştu. Bazı yerler o kadar saçmaydı ki -mesela kızın form değiştirirken sürekli bayılması- izlerken kapatmamak için kendimi zor tuttum. Tabi ki bunlar benim görüşlerim.

Dizideki karakterler iç içe girmişti biraz. Bazı yerlerdeki canavar unsurları çok kötüydü- özellikle ilk bölümdeki konser kısmı-. Gelelim dizinin en can alıcı kötü olduğu duruma: Görsel efektler. Beni benden alan diğer bir kısım bu canavar diye adlandırılan varlıkların ortaya çıktıktan sonra nasıl göründüğüydü. Bir önceki yazım olan Damsel’ deki ejderhayı düşünüyorum da gerçekten yanından geçemez. Sadece canlı oldukları kısım da değil bu canavarlar öldüklerinde kullanılan görsellik de kötüydü. Ne kadar canavar da olsalar bu şekilde bir görsellik olmamalıydı bence. Dizinin en iyi tarafı belki de verilen mesajlar olabilir- ne kadar karmaşık olsa da-. Diğer bir yandan Güney Kore yapımı bu dizimizde ülkenin tekin olmayan tarafları gösterilmeye çalışılmış. Yani Güney Kore’nin arka sokaklarını da dizi de göstermişler. Bu arada bu arka sokaklardaki baş kahramanımız Seol Kang-woo (Koo Kyo-hwan)’nın oyunculuğu iyi olsa da bazı duyguları karşı tarafa geçirmekte zorluk yaşadığını söylemeden geçmek istemem. Bu arada dizide bazı diyolaglar ve olaylar saçmaydı. Mesela Seol Kang-woo karakterimiz saklanmak için bir arkadaşına evine gidiyor – tabi akşam ve lambalar kapalı- koltukta yatarken arkadaşı eve giriyor daha sonra lambayı açıyor bu karakterimiz ise hemen kendini savunmak için bıçağına sarılıyor. Biri size saldırmak veya öldürmek istese lambayı açar mı?? Neyse bunun gibi birden fazla mantık dışı olay mevcut.

Dizinin genel hatları ile ilgili işlenişi bu şekilde. Üst kısımda da belirttiğim bunlar benim görüşlerim olduğu için diziyi izleyip izlememek tamamıyla sizin kararınız. Bu arada üst kısımda size bunun bir animeden uyarlandığını belirtmiştim. Sanırsam bu kısmıda son bölümün sonunda dizimize katılan Japon oyuncuyla bağlamayı uygun görmüşler ve bir boşluk bırakmışlar dizi de ikinci sezonu olabilir anlamında. Ben dizinin yapılmasına gerek olmadığını ve fazla izlenme almayacağını düşünüyorum. Ancak zevkler farklı olduğu için günümüzde her şey olabilir. Çok uzatmadan şimdiden izleyecek herkese sabır diliyorum.

Parasyte: The Grey: Gerek Yoktu