Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleriBlue Valentine: Aşkın Gerçek Yüzü

Blue Valentine: Aşkın Gerçek Yüzü

Yazar: Şebnem Altundaş
Blue Valentine: Aşkın Gerçek Yüzü
Blue Valentine: Aşkın Gerçek Yüzü

Romantik filmler denince akla genelde mutlu sonlar, sonsuz aşklar ve peri masalı tadında hikâyeler gelir. Ancak Derek Cianfrance’ın 2010 yapımı Blue Valentine filmi, bu klişelerin ötesine geçerek aşkın en çıplak, en gerçek ve en acı yönünü izleyiciyle buluşturuyor. Başrollerini Ryan Gosling ve Michelle Williams’ın paylaştığı bu film, romantizmi idealize etmek yerine, aşkın zamanla nasıl dönüşebildiğini, insana ne tür zarar verebildiğini ve hatta yok olabildiğini gösteriyor.

Dean (Ryan Gosling) ve Cindy (Michelle Williams), sıradan bir Amerikan kasabasında tanışmış, birbirlerine âşık olmuş, ancak yıllar geçtikçe aşklarını koruyamayan bir çifttir. Film, onların tanışma anlarıyla evliliklerinin çöküş sürecini paralel bir biçimde anlatıyor. Bu yapı sayesinde izleyici bir yandan aşkın doğuşunu, diğer yandan da ölümünü aynı anda izliyor. Aradaki tezat, hem hikâyeyi çarpıcı kılıyor hem de insanın kendi ilişkilerine ayna tutmasına neden oluyor.

Blue Valentine: Aşkın Gerçek Yüzü

Blue Valentine: Aşkın Gerçek Yüzü

Dean karakteri, başta eğlenceli, duygusal ve saf bir âşık olarak karşımıza çıkıyor. Cindy ise daha kontrollü, daha katı ve daha mantıklı bir karakter. Ancak zamanla roller değişiyor; Dean’in duygusal bağımlılığı ve olgunlaşamaması, Cindy’nin giderek uzaklaşmasına neden oluyor. Filmdeki en etkileyici kısımlardan biri, karakterlerin bu dönüşümünün ne kadar doğal ve inandırıcı işlendiği. Ne bir taraf tamamen kötü ya da haksız, ne de diğer taraf tamamen iyi ya da haklı. Bu da hikâyeye gerçeklik hissi katıyor.

Blue Valentine’ı güçlü kılan bir diğer unsur, oyunculukların olağanüstü samimiyeti. Ryan Gosling ve Michelle Williams, karakterlerini o kadar içselleştirmişler ki, izlerken bir filmden ziyade gerçek bir çiftin çöküşüne tanıklık ediyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz. Özellikle kavgaların geçtiği sahnelerdeki doğallık, diyalogların çoğunun doğaçlama olmasından kaynaklanıyor. Bu doğallık, seyirciye rahatsız edici ama bir o kadar da etkileyici bir deneyim sunuyor. Özellikle Ryan Gosling, kendi karakterinin o saflığını ve duygusallığını, içinde yaşadığı aşkı seyirciye çok doğal bir biçimde aktarıyor.

Derek Cianfrance, filmin yönetiminde minimalizmi tercih ediyor. Kamera genellikle karakterlerin çok yakınında. Yüz ifadeleri, sessizlikler ve nefes sesleri bile sahnelerin bir parçası hâline geliyor. Bu sahneler filmdeki doğallığı da artırıyor. Bu sayede seyirci karakterlerin duygusal yükünü doğrudan hissedebiliyor. Görüntü yönetiminde kullanılan soğuk tonlar, özellikle filmin “şimdiki zaman” sahnelerinde ağır basıyor. Geçmişteki sahnelerde ise daha sıcak ve canlı renkler tercih edilmiş. Bu geçiş, aşkın doğuşu ile çöküşü arasındaki farkı görsel olarak da hissettiriyor.

Blue Valentine: Aşkın Gerçek Yüzü

Blue Valentine: Aşkın Gerçek Yüzü

Filmin müzikleri de en az görselliği kadar etkileyici. Şarkılar, hikâyedeki duygusal iniş çıkışları mükemmel biçimde tamamlıyor. Özellikle “You and Me” sahnesi, sinema tarihinin en unutulmaz anlarından biri olarak hafızalara kazınıyor.

Kişisel olarak, Blue Valentine’ın “romantik film” kategorisine sığmayacak kadar gerçek olduğunu düşünüyorum. Çünkü filmde aşkı idealleştirme ve olumlama yerine, her zaman bu kadar mükemmel olamayacağı gösteriliyor. Bu film, aşkın yalnızca güzel yanlarını değil, aynı zamanda fedakârlığın, hayal kırıklığının ve iletişimsizliğin ağırlığını da gösteriyor. Dean ve Cindy’nin hikâyesi, bir ilişkiyi bitiren şeyin genelde büyük olaylar değil, küçük ama biriken kırgınlıklar olduğunu hatırlatıyor.

Sonuç olarak, Blue Valentine, insanın içini ısıtan değil, tam tersine içini sızlatan ama aynı zamanda düşündüren bir film. Her karesinde gerçek bir ilişkiden parçalar bulmak mümkün. Gosling ve Williams’ın olağanüstü performansları, Cianfrance’ın sade ama etkili yönetimiyle birleşince ortaya duygusal açıdan yıkıcı ama bir o kadar da etkileyici bir yapım çıkıyor. Eğer aşkın yalnızca parlak değil, karanlık yüzünü de görmek istiyorsanız, Blue Valentine tam size göre. Ancak sıcak bir romantik film izlemek istiyorsanız, beklentilerinizi tam olarak karşılayamayabilir.

Blue Valentine: Aşkın Gerçek Yüzü

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...