Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleriDalej Jazda: Yola Çıkmak, Devam Etmek, Hatırlamak

Dalej Jazda: Yola Çıkmak, Devam Etmek, Hatırlamak

Yazar: Azranur Elif Sucuoğlu
Dalej Jazda: Yola Çıkmak, Devam Etmek, Hatırlamak
Dalej Jazda: Yola Çıkmak, Devam Etmek, Hatırlamak

“Beni Üç Taç’a götür.”
Demansın içinden yükselen bir istek, bir yön tarifi ve bir vedâ.

Mariusz Kuczewski’nin Yola Devamı (Dalej Jazda, 2024), ilk bakışta sade bir yol filmi gibi görünse de, insan zihninin ve kalbinin en sessiz köşelerine dokunan bir hikâye.
Filmi “Polonya Şimdi / Yeni Polonya Sineması” kapsamında altyazı çevirisini yaparken duygusal olarak hazırlıksız yakalandım. Bir önceki incelediğim filmde (Little Fish, 2020), hafıza ve unutmanın etkisini genç bir çift üzerinden okumuştum; bu kez aynı temayı yaşlılıkla, yani hayatın son döneminde deneyimlemek bambaşka bir yerden vurdu.

Kuczewski’nin filmi yalnızca yaşlılık üzerine değil; hatırlamanın, kaybolmanın ve birlikte unutmanın zarafeti üzerine kurulmuş. Bir önceki yazımda hatırlamanın direnişini anlatmıştım; bu filmde ise hafıza artık direnen değil, yavaşça solan ama yine de sevgiyle var olmaya devam eden bir güç olarak karşımıza çıkıyor.

Dalej Jazda: Yola Çıkmak, Devam Etmek, Hatırlamak

Dalej Jazda: Yola Çıkmak, Devam Etmek, Hatırlamak

Elżbieta Gugulak (Małgorzata Rożniatowska) demansla mücadele ederken, eşi Józef Gugulak (Marian Opania) onun sessiz ama inatçı dayanağına dönüşür. Kuczewski bu ilişkiyi bir hastalık anlatısı olarak değil, insan belleğinin sevgiyle ne kadar ileri gidebileceğini göstermek için kurar. Elżbieta artık dünyayı tutarlılıkla algılayamasa da Józef’in sesini duyduğunda sakinleşir. Her şeyi unutup evden koşar adım bir yerlere varmaya çalışsa da onu kendine getiren yine Józef olur.

Filmde merkeze alınan ana tema, belki de sevginin biyolojik çöküşe direnmesi olarak okunabilir. Kamera, onların duygusal dengelerini dramatize etmeden, duygusal suistimal yapmadan, çiftin ev içi rutinlerine odaklanarak aktarır: birlikte televizyon izleme, bitki sulama, tekrar eden cümleler, geçmişe dair anlık hatırlanan anlar.

Elżbieta’nın “Beni Üç Taç’a götür.” isteği hem somut bir arzuyu hem de zihinsel bir yön duygusunu temsil eder. Józef, oğulları Andrzej Gugulak’ın (Mariusz Drężek) desteğini alamayınca “İş başa düştü.” der. Komşusuyla Üç Taç’a giden yolda para kazanabilmek ve seyahatlerini yapabilecekleri aracı satın alabilmek için sebze, votka ve ev yapımı sucuk satar.

Bu sahnelerde Kuczewski yaşlılığı edilgenlikten çıkarır: Karakterler yaşlı değil, eylemde kalan insanlardır. Gençken “bir gün nasılsa gidilir” denilen yer, bir daha gidilememenin korkusuyla eyleme geçirir.

Nitekim Andrzej’in haklı olduğu bir konu vardır: O da babasının tek başına araba kullanamayacak olmasıdır. Ancak Józef yine de direksiyona geçer. Küçük bir kazayla yola çıkma girişimi başarısızlıkla sonuçlanır. Ama Józef ve Ela için durmak yoktur; “Yola devam” mottosu hâlâ geçerlidir.

Dalej Jazda: Yola Çıkmak, Devam Etmek, Hatırlamak

Dalej Jazda: Yola Çıkmak, Devam Etmek, Hatırlamak

İkili bir bakım evine yerleştiğinde de durulmaz; Ela’nın aklı gitse de bir şekilde Józef’i hatırlar ve meşhur isteğini tekrarlar. İlk girişiminde başarısız olan Józef tereddüt etse de onu doğum yapmasına az kalan torunu Justyna ve eşi Sebastian harekete geçirir. Andrzej’in sattığı arabalardan birinin anahtarını büyükbabalarına verirler. Böylelikle Gugulaklar “yola devam” eder.

Ki yol yine kolay değildir. Durdukları benzinlikte polislerin dikkatini çekerler. Polis çevirmesinden zar zor kurtulurlar; ancak aynı polise bu kez peşlerindeki Andrzej yakalanır. Kuşaklar arası roller tersine döner: Yaşlılar özgürleşir, gençler sıkışır.

Yol ilerledikçe Elżbieta’nın belleği giderek bulanır ama yön duygusu hâlâ “Üç Taç”tadır.

Varış anı filmin kırılmalarından biridir: Elżbieta, hedeflerine ulaştıklarında “Ben buraya hiç gelmek istememiştim.” der. Eve döndüklerinde, evlerinin yakınındaki üç taç görseli olan binayı gösterip “Üç Taç burada; ben hep buraya gelmek istemiştim.” diye ekler.

Bu sahne, hafızanın yanlışlığı değil, inanmanın onarıcı gücü üzerine kurulur. Elżbieta’nın yanılgısı aslında bir tür dinginliktir: sonunda istediği yere varmıştır.

Filmin finali yaşamla ölümü yan yana getirir. Torun Justyna doğum yapar; dünyaya yeni gelen bebekle tanışırken Józef sessizce hayata veda eder. Kanser olduğunu öğrendiğimiz Józef, bedensel olarak hayatının son günlerini geçirirken eşinin zihinsel olarak son günlerini yaşamıştır. Bu bağlamda ona hep hayalini kurduğu geziyi sunmuştur.

Bu paralellik —doğum ve ölümün aynı anda gerçekleşmesi— Yola Devam’ın duygusal doruk noktasıdır.
Kuczewski, melodramın eşiğine gelir ama asla geçmez; gözyaşı, kahkaha ve sessizlik arasında olağanüstü bir denge kurar.

Dalej Jazda: Yola Çıkmak, Devam Etmek, Hatırlamak

Dalej Jazda: Yola Çıkmak, Devam Etmek, Hatırlamak

Sonuçta Yola Devam, yaşlılığı yavaş bir çöküş değil, son bir direniş biçimi olarak gösterir. Bellek zayıflar, zaman geçer ama sevgi kalır.
Çünkü bazen devam etmek, hatırlamanın en sade hâlidir.

Yola Devam, bu yılki Polonya Şimdi / Yeni Polonya Sineması seçkisinin en duygusal filmlerinden biri.
Ankaralı izleyiciler filmi 8 Kasım Cumartesi akşamı 20.00’de Kızılay Büyülü Fener Kavaklıdere’de izleyebilir.
Hem kahkaha hem gözyaşı barındıran, yaşam ve ölümün yan yana; belleğin giderek soluşunu sıcak bir aile ortamında hissettiren bu filmi gönülden tavsiye ederim.

Dalej Jazda: Yola Çıkmak, Devam Etmek, Hatırlamak

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...