Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleri Undine: Karanlık Dalgalarda Kaybolan Bir Masal (Filmekimi Özel)

Undine: Karanlık Dalgalarda Kaybolan Bir Masal (Filmekimi Özel)

Yazar: Merve Özbek

Undine: Karanlık Dalgalarda Kaybolan Bir Masal (Filmekimi Özel)

Christian Petzold, son yıllarda Almanya’nın önemli yönetmenlerinden biri olarak öne çıkıyor. Filmlerini, ülkenin ulusal tarihsel kimliğini kapsayan samimi öykülere dayandırarak; “Phoenix” filmiyle İkinci Dünya Savaşı’nın hemen ardından yaşanan psikolojik kargaşayı tasvir eden, “Barbara” ile Soğuk Savaş’ta Doğu Almanya’nın paranoyasını anlatan ve “Transit” ile faşizme dönüşün devam eden korkularını gösteren Petzold, Alman saplantılarıyla dolu kurnaz bir gerilim üçlemesi yarattı. Son filmi “Undine” hayranlarını hayal kırıklığına uğratacak çünkü Undine’i bu güçlü temalar kadar derinlere inmeyen, daha sığ bir romantik hayalet hikâyesine indirgiyor. Bununla birlikte, Petzold karanlık takıntılara mahkum olan çılgın karakterleri yakalama ustası olmaya devam ediyor ve Undine küçük bir çalışma olsa da Petzold’un hala çılgın karakterler yaratmakta usta olduğunu gösteriyor.

Film Undine’in (Paula Beer) partneri Johannes’i (Jacob Matschenz) başka bir kadınla olan ilişkisini anlatırken başlar. Gergin bir açılış sahnesi sunan filmde Petzold da sahneyi taş yüzlü iki insan arasındaki sıkı bir hesaplaşma olarak çerçeveler. Bu soğuk hesaplaşmadan sonra seyircinin kanını donduracak replik Undine’den gelir; “Eğer gidersen, ölmelisin”.  Kadının robotik tavrı, tehdidini yerine getirebileceğine inandırıyor ancak bu ayrılıktan sonra Undine, yeni bir başlangıç olasılığıyla karşılaşır. Johannes’i bıraktığı kafede ararken, onun yerine Christoph (Franz Rogowski, Beer’in “Transit” filmindeki partneri) ile tanışır. Petzold, Christoph Undine’e çıkma teklifini bitiremeden senaryoya sihirli bir gerçekçilik sarsıntısı enjekte eder; Undine’i umutsuzluğundan kurtaran tutkulu bir romantizme doğru ilerlerken her iki karakteri de sırılsıklam ve sırtüstü yatarken bulan ani bir akvaryum patlaması.

Petzold, Transit filminde olduğu gibi Undine filminde de malzemeye Hitchcockvari bir yapı katıyor; ince anlar durumu karmaşıklaştırmak için komplo kuran karanlık, görünmez güçlerin ipuçlarını gösteriyor. Undine, gerçeklik konusundaki kontrolünü kaybediyor olabilir, ancak gerçekliğin de Undine’i bekleyen birkaç sürprizi vardır.

Küçük dozlardaki algısal senaryo oyunları, özellikle Paula Beer’in performansı yoluyla Undine’in etrafındaki dünyayla kaygan ilişkisini aktarması konusunda takdir edilecek çok şey var. Undine, Christoph’la alışılmadık bir erotik anla meşgul olurken, Christoph ondan turnesinin metnini okumasını ister. Bir şehrin çevresinin fetişleşme noktasına kadar gelmesi ve Undine’in onu önemseyen insanlarla ilişki kurma becerisini nasıl azalttığı üzerine alaycı bir sahneye dönüşüyor bu an. Bu arada Petzold, karakterlerini belirsiz manzaralarda yakalayan geniş açılar ve söylenmemiş hislerle dolu karmaşık yakın çekimler gibi net bir görsel algıyı koruyor.

Undine, Petzold’un yakın zamandaki diğer Alman dramalarının gücünü özetlemese de genişlemiş evren bağlamına kesinlikle çok iyi uyuyor. Bu filmin Petzold’un diğer filmleriyle arasındaki fark ise diğer filmlerin niyetlerine öylesine netlik kazandırdı ki bu filmlerinde fikirler yadsınamıyordu. Ancak Undine kaygan bir zeminde duruyor, diğer filmlerindeki aşk hastası kahramanlarından farklı olarak bu filmde kahramanlarımız karanlık dalgalarda kayboluyor.

Görünüşe göre, masallara dayanan bir modern öykü üçlemesinin ilki olan Undine, yönetmenin zekâsından ya da hırsından ödün vermeyen çarpıcı bir hikâye olmayı da başarıyor.

Undine: Karanlık Dalgalarda Kaybolan Bir Masal (Filmekimi Özel)

Merve Özbek’in Diğer Yazıları İçin Tıklayın.

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...