The Unforgivable: Çaresiz Bir Ablanın Öyküsü
Yönetmenliğini Nora Fingscheidt’in yaptığı filmde, uzun süredir ekranlarda görmediğimiz Sandra Bullock başrolde. Viola Davis ve Vincent D’Onofrio da filmin önemli iki karakterine hayat vermiş. 1 saat 52 dakika süren film dram türünde.
Kısaca filmin konusundan bahsedecek olursam; Ruth Slater (Sandra Bullock), iki polis memurunu öldürme suçundan hapse giriyor ve 15 yıl orda kalıyor. Çıktığında yeni bir hayata başlamak için çabalayan Ruth için hayat kolay olmuyor. Toplumdan reddedilen kadının ise tek istediği 15 yıl önce terk etmek zorunda kaldığı kardeşi Katherine’i bulmak. Ruth suçunun cezasını çektiğini düşünse de dışardaki insanlar onunla aynı fikirde olmuyor. Özellikle de ölen polisin, intikam ateşiyle yanıp tutuşan oğulları Tom Guiry ve Will Pullen.
Ruth’un geçmişe dönüşlerinde babası ve annesi öldükten sonra kardeşiyle ne kadar çaresiz anlar yaşadığını görebiliyoruz. Öte yandan; kız kardeşi Katie, ablası Ruth hapse girdiğinde çok küçük olduğu için ve travma yaşadığı için olayları ve ablasını hatırlamıyor. Yalnızca onu huzursuz eden kabuslar ve ablasıyla olan bazı anılarını parça parça görüyor. Fakat bir ablası olduğunu bile bilmiyor.
Ruth karakteri karşımıza soğuk, içe dönük, sinirli ve yabani olarak çıkıyor. Bunun aslında Ruth’un karakteri olmadığını ve travmadan dolayı bu kişiye dönüştüğünü anlamak zor olmuyor.
Ruth kendine bir avukat buluyor ve Katie’ye bir adım daha yaklaşıyor. Avukatın Katie’nin ailesine mektup göndermesiyle birlikte aile ve Ruth yüz yüze geliyor. Buluşmada çaresizlik ve öfkeyi Ruth’la birlikte yaşıyoruz. Bunca yıldır Ruth’un yazdığı mektupları Katie’ye ulaştırmayan aile, Katie’nin onu hiç hatırlamadığını da söyleyince Ruth hüsrana uğruyor.
Bir diğer sahnede Katie’nin yeni ailesindeki kardeşini görüyoruz. Katie’yi çok seven ve anne-babasının konuşmalarını duyup Ruth ile iletişime geçen Emily, filmin gidişatını değiştiriyor. Yukarıda bahsettiğim intikam peşinde olan iki kardeş Emily’yi Ruth’un kardeşi sanıyor ve olaylar karmaşık bir hal alıyor.
Emily’yi kaçırıp Ruth’u oraya gelmeye ikna eden Steve başarılı oluyor ve Ruth, Emily’yi kurtarmak için oraya gidiyor. Haberi aldığında yanında bulunduğu Lizz(Avukatının eşi) onunla birlikte gidiyor ve olayların kızıştığını düşünüp polisi çağırıyor. Olaylar iyice sarpa sarıyor fakat finalde Ruth ile Katie’nin sarılmasını görüyoruz ve bu duygusal kare tüm huzursuzluğu içimizden alıyor.
Filmi değerlendirecek olursam; ekranda üç yıldır görmediğimiz Sandra Bullock, benim beklentimi pek karşılayamadı. Oyunculuklar ve karakterler gayet samimi ve gerçekçi olsa da konu itibari ile filmi biraz klişe ve abartılı buldum. Sağlam ve kaliteli oyunculara rağmen beni çok etkilemeyen film, bana bazı sahnelerde duyguyu çok geçiremedi. Bazı sahneler bana kendini tekrar ediyor gibi gelse de oyunculuklar takdire şayandı.
Zaman ayırdığınız için teşekkürler…
The Unforgivable: Çaresiz Bir Ablanın Öyküsü