Smoke Sauna Sisterhood: Acılardan Arınmak
Smoke Sauna Sisterhood; yönetmen Anna Hints tarafından çekilen, 9-16 Mayıs 2024 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirilen 27. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nde de gösterimde olan belgesel-drama özelliğinde bir yapım olarak karşımıza çıkıyor. Bir Estonya filmi olan Smoke Sauna Sisterhood, aynı zamanda 2023 Sundance Film Festivali’nden de ödülle dönmüş bir yapım.
Film, açılışta izleyiciyi doğurganlığı simgeleyecek bir biçimde bir kadın bedeniyle perdeyi açıyor. Estonya’da birkaç kadının duman saunası işlevi gören bir yerde çıplak şekilde bir arada bulunmalarını ve bu bir aradalık içerisinde bu kadınların geçmişlerinde yaşadıkları trajedileri birbirlerine anlatışlarını izliyoruz film boyunca. Bunun ötesinde kadınların, kadınlığın toplumsal ve psikolojik yönden yaşadıkları sıkıntıları ana düzlemine yerleştiren bir yapımı karşımızda buluyoruz. Bu anlatımı gerçekleştirirken filmin, film süresinin genelinde bu kadınları bize çıplak şekilde yansıtarak anlattığı hikayeyi kadın bedeni üzerinden sembolize ettiğine şahit oluyoruz. Özellikle kadın bedeni ve buna ilişkin sorunlar çerçevesinde bu sembolik anlatımı güçlendirerek anlattığını söyleyebiliriz Smoke Sauna Sisterhood’un. Küçük yaşlardan itibaren bedeni ve fiziksel durumu sebebiyle zorbalanan kadınlardan; tecavüz suçuna kurban giden kadınlara, kürtaj meselesinden; belli toplumsal görev ve kalıplara hapsedilen kadınlara kadar pek çok toplumsal sorunu gündemine taşıyor film. Duman saunası dışında pek başka bir mekanda geçmeyen yapım, neredeyse tamamen diyaloglara dayalı bir anlatım şeklinde anlatmak istiyor meselesini bize. Dolayısıyla kadınların toplumda yaşadıkları sorunlar, diyaloglar üzerinden her perspektiften olacak bir biçimde önümüze sunuluyor.
Bunun dışında film, belli pastoral ögelerle birlikte görsel açıdan zenginleştirilmeye çalışılıyor. Ancak bu temasın, bir ölçüde zayıf ve yetersiz kaldığını söylemek mümkün. Yer yer kullanılan müziklerin ise, filme olumlu bir etki kattığını söyleyebiliriz. Zira, özellikle vurucu nitelikte olan sahnelerde yer verilen bu müziklerin doğru anlarda ve doğru bir şekilde kullanıldığını görebiliyoruz.
Filmde belirli aralıklarla pek çok kadının, kendi yaşam hikayelerinde yaşamış oldukları ve kadına özgülenmiş olan meseleleri ayrı ayrı birbirlerine aktardıkları bu durum filmin anlatım iskeletini oluşturuyor. Bu hikayelerin de tam olarak hayatın kendi gerçekliği içerisinden kopup geldiği düşünülünce izleyiciyi duygusal açıdan etkilememesi imkansız bir konuma geliyor yapımın. Dolayısıyla her bir kadının yaşadıkları kimi olaylarla ve durumlarla izleyicinin bağ ve empati kurması son derece kolaylaşıyor. Bu anlatım biçiminden dolayı da film esasında bir belgesel formatı şeklinde ilerliyor. Belki Estonya’da gerçekleşen olay ve durumları dinliyor ve izliyor olsak da ele alınan meseleler sadece bu coğrafyaya ilişkin değil, dünyanın hemen hemen her yerinde kadınların yüzleşmekte olduğu meseleler olarak karşımıza çıkıyor.
Film boyunca kadınların birbirlerine anlattıkları hayat öyküleri, aynı zamanda duman saunası içinde birbirlerini yıkamaları şeklinde yansıtılıyor. Aslında bu yıkama ve sauna detayı, kadınların yaşadıkları acılardan arınmaya çalıştıklarını sembolize ediyor. Neredeyse tüm filmde de bu sembolize anlatımı gözlemliyoruz. Yapımın bel kemiğini oluşturan şeyin de bu olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla kadınların saunada birbirlerini yıkarlarken birbirlerine içlerini döktükleri her anda bu kederlerden ve acılardan biraz daha fazla arındıklarını ve sıyrıldıklarını anlatmak istiyor film bize. Ataerkil bir toplumda kadınlar açısından yaşamanın ne hayli zor olduğunu ve kadın-erkek ilişkilerindeki meseleleri bu arınma yöntemiyle bütünleştiriyor Smoke Sauna Sisterhood.
Bunların dışında belki de filmde en çok beğendiğim şeylerden biri, kuşkusuz sinematografisi. Zira film boyunca tamamen çıplak imajlar görüyor olsak da bunun, kadın bedenini metalaştıran bir şekilde değil de kadın bedenini her kadın açısından kutsayacak bir yolla yapıldığını görüyoruz. O sebeple burada bunu doğru şekilde yansıtabilmenin önemli bir başarı olduğu fikrindeyim. Öte yandan film oldukça az sayıda lokasyonda geçmiş olmasının yanında etrafa yayılan dumanlar, yakın çekimde gösterilen ter damlaları, yanan ateşin kıvılcımları gibi görsel unsurların son derece estetik şekilde sunulduğunu söylememiz mümkün. Dolayısıyla izleyiciyi hikayenin anlatıldığı mekana yerleştirme konusunda kayda değer bir etkisi var filmin.
Filmin sonunda da öğrendiğimiz şekilde, Estonya’da uygulanan bu sauna biçimi çok uzun yıllardır bu coğrafyada uygulanıyormuş ve UNESCO tarafından bir kültürel miras sayılıyormuş. Kadınların da yaşadıkları toplumsal sorunların, bu temizlenme yöntemiyle birlikte bir psikolojik arınma şeklinde tasvir edilmesi de ilginç bir boyuta sürüklüyor filmi. Duman saunası burada bir terapi fonksiyonu görüyor kadınlar açısından. Öte yandan film açısından olumsuz anlamda en çok eleştirebileceğim nokta, bu yapıda ilerleyen bir filmin sonuna kesinlikle çok daha vurucu, efektif bir reçetenin yerleştirilmesi olurdu. Böyle bir finalin, filme son derece yakışacağını ve şık olacağını düşünüyorum. Zira film bize tüm acıları ve sorunları tüm çıplaklığıyla, olduğu şekliyle, çekinmeden anlatırken çok daha güçlü ve etkili bir çözüm sloganı verebilirdi. Dolayısıyla bu noktanın kanımca ıskalandığını söyleyebilirim ve ciddi şekilde filmi tam anlamıyla beğenmemi engelledi. Sonuç olarak, bu önemli husus dışındaki pek çok konuda ise başarılı bir grafik çizdiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Dolayısıyla kimi açıdan büyüleyici sayılabilecek, kimi açıdan ise vasat görülebilecek bir yapım Smoke Sauna Sisterhood.
Smoke Sauna Sisterhood: Acılardan Arınmak