Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleri Rüzgâr Tayı: Soluklanmadan Yaşayanlar (İKSV Özel)

Rüzgâr Tayı: Soluklanmadan Yaşayanlar (İKSV Özel)

Yazar: Seray Aytekin

Rüzgâr Tayı: Soluklanmadan Yaşayanlar (İKSV Özel)

İKSV Ulusal Belgesel Yarışması kapsamında karşımıza çıkan bu film, eşsiz görsel yönleriyle izleyicinin aklına kazınacak nitelikte bir belgesel olmuş. Çıldır Gölü’nde geçen bu anlatı, bize kimi zaman sıla özlemini kimi zaman da bambaşka bir hayatın koşuşturmasını anımsatıyor.  Yaşadığı hayat çerçevesinde sade fakat zorlayıcı yaşam tarzları ile karakterler,  izleyici ile derin bir bağ kuruyor. Türkiye kırsalında adı sıkça duyulan fakat hikayesi az bilinen Çıldır Gölü, yıl içinde uzun bir süre boyunca donuk kalıyor ve bu sayede filmimizin hikayesi de geçimini -aslında hayatını- bu göl çevresinde faaliyetler yapmaya adayan insanların hayatından ilham alıyor.

Filmde sıkça göz önünde bulunan Osman, gençliğinde bu gölün donmuş yüzeyinde düzenlenen yerel at yarışmalarına katılıyor ve çobanlık yaptığı zamanlarda yaylasında bir yaban tayı yakalıyor. Bu tayı, genç oğlunun yarışmaya onunla katılması için ehlileştirmeye çalışıyor. Adını film içinde sıkça duyacağımız Selim, ünlü bir jokey ve amacı katılacağı yarış için yeni bir tayı eğitmek.

Hayallere, yaşamın sınırlarına; sınırlara ulaşmak ve hatta aşmak için verilen çabanın dolaysız  anlatımına tanık olmak benim için oldukça etkileyiciydi. Günlük hayatta sık karşılanmayacak yüzler, diyaloglar, çeşitli duyguların bir arada izleyiciye yansıtılması bu filmi diğerlerinden ayıran büyük bir etken. Isınan havalara rağmen, bozkır havasının keskin soğuğunu, yapılan çekimin berraklığı ve görüntü renginin zaman zaman soluk/puslu bir hale dönüşmesi ile teninizde hissetmeniz mümkün… Pek çok türden hayvanın, insanın en yakın dostu ve yoldaşı olduğu fikri samimi bir dille izleyiciye aktarılıyor. Sevgi dolu sıcak tavırlar, izleyiciye tebessüm ettiriyor. İçten gelenin olduğu gibi ekrana yansıması, bu belgeseli günümüzden ve samimi kılıyor. Zaman zaman konuşmaları anlamak zorlayıcı olabiliyor çünkü alışılan klasik Türkçe, yerini bölgesel konuşmalara bırakıyor. Ancak bu olumsuz bir etki olmak yerine, farklı bir kültürü tanımanın ve o kültüre yakınlaşmanın verdiği olağan, hatta olumlu bir etki olarak da görülebilir.

Zaman zaman ses karışıklığı, kargaşa hissi izleyicinin algılarını açık tutuyor. Sürü sesleri, köpeklerden çıkan uğultular, çanlar ve atların gösterdiği reaksiyonlar sahne geçişlerinde sık sık duyuluyor. Genel anlamda sessiz olmayan bir film olmakla birlikte, bazen durağan bazen ise hiddetli bir etki yaratan sahneleri ile öne çıkıyor. Dramatik ve soluk görüntü rengi, yerini samimi ortamlarda yüksek kontrastlı, sıcak bir renge bırakıyor. Günün ilk ışıklarında atların eğitime hazırlanması… Sislerin içinden atıyla yürüyen biniciler… Karakterler azmin ve gösterilen çabanın karşılık bulacağına olan inançlarını her daim canlı tutuyor. Bu aslında farkında olmadan izleyiciye de geçen bir etki.

Ülke ve dünya gündeminin takibi, arka planda genel olarak haberlerin sesli bir şekilde açık olması dikkat çekici bir etken, tabi Ertem Eğilmez’in filmlerinin bazı sahnelerde televizyonda hayranlıkla izleniyor olması da öyle… Atların boğuşmalarını ve insan eliyle sakinleştirilmelerini izlemek çok etkileyici. İzleyici film boyunca, sabırla yapılan işlerin zorluğunu; doğal yaşamın vahşi yanlarını büyük bir merakla takip ediyor.

Yönetim ekibiyle film esnasında karşılıklı diyalogların bulunması samimi bir ifade şekli olarak değerlendirilebilir. Bazı diyaloglarda yapılan çeşitli benzetmeler ve betimlemeler ile oyuncuların veya katılanların duygudurumu hakkında öne çıkan sahnelere tanıklık etmek mümkün kılınıyor. Daha önce Siyah Keklik, Derman, Patronsuzlar filmleriyle karşımıza çıkan yönetmen Sidar İnan Erçelik, farklı bakışı ve insanı, insani duyguları odak noktasında tutuşuyla adından sıkça bahsettirecek gibi görünüyor. Çekimleri farklı mekanlarda geçen film, genel olarak Çıldır/Ardahan’da çekilmiş. Bazı sahnelerde ise İstanbul’dan yerler görmek mümkün. 2020 yapımı film, 5 yılda tamamlanmış. Emeği geçen herkese teşekkürler ve yönetmenimizin başarılarının devamını diliyorum…

Rüzgâr Tayı: Soluklanmadan Yaşayanlar (İKSV Özel)

Seray Aytekin’in Diğer Yazıları İçin Tıklayın.

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...