Gypsy: İnceleme

Yazar: Sara Yıldırım
Bu yazı spoiler içermektedir.

Gypsy, psikolojik gerilim türünde 10 bölümlük bir Netflix dizisi ve başrolünde Naomi Watts ile Billy Drucup bulunmakta. Manhattanlı Jean Holloway kocası Michael ve kızı Dolly ile mutlu bir hayat süren, orta yaşlarında bir psikologdur. Jean çok iyi bir dinleyicidir mesleği gereği ve çoğu zaman haddi olmayan sorular sorar, hasta-doktor ilişkisinin sınırını aşan hareketlerde bulunur ve onları işine geldiği şekilde yönlendirmek için elinden geleni ardına koymaz.

Jean tek tek tüm hastalarını dikkatlice dinler, onlar hakkında notlar alır ve sonra da anlattıkları insanlarla başka bir isim kullanarak iletişime geçer. Onların bulunduğu ortamlara girip hiçbir şeyden haberi yokmuşçasına onlarla kaynaşmaya, bir bağ kurmaya çalışır ve hayatlarının önemli bir parçası haline gelir. Tüm bunları yaptıktan sonra da hastalarının hayatını kendi istediği şekilde manipüle etmeye başlar. Hastalarının yaşadığı hayatları onun da deneyimlemesi ve gözlemlemesi hoşuna gider, onların sahip olduklarına sahip olmaya çalışır. Jean ileriye gittikçe sahip olmak istedikleri ve sahip oldukları arasında bir çıkmaza girer, hangisini seçeceğini bilemez. Ama sonra her şeyi göze alıp arzuladığı hayatın peşine sürüklenir.

The Rabbit Hole

Gypsy her ne kadar Naomi Watts’ın muhteşem oyunculuğu sayesinde olduğundan daha iyiymiş gibi bir his bıraksa da bizlerde, basit ve tahmin etmesi oldukça kolay olan kurgusundan ve aynı olayların defalarca tekrarlanmasından dolayı aslında iddia edildiği kadar iyi ve güçlü bir yapım değil maalesef.

İlk bölümde Jean “The Rabbit Hole” adındaki bir cafeye giriş yapıyor ve kahve siparişi vererek Sid’i oldukça ilgili bir şekilde fark ettirmemeye çalışarak süzmeye başlıyor. Bu olay birkaç kez daha tekrarlanıyor ve ardından Jean ve Sidney nihayet tanışıyorlar ama tabi ki Jean kendisiyle ilgili adı, mesleği gibi kişisel bilgileri ondan saklıyor. Jean’in sürekli her an yakalanacakmış gibi davranması, dengesiz hareketleri, gizemli tavırları ve bir türlü yakalanmaması bir noktadan sonra sıkıcı bir hal almaya başlıyor ve hikaye klişeden ibaretmiş gibi geliyor artık.

Dizi her ne kadar sürekli tekrarlara düşüp durduğu için sıkıcı görünse de karakter gelişimi açısından bakıldığında aslında çok ilerleme kaydeden bir yapım. Sadece hastaları değil aynı zamanda Jean de kendisini keşfetmeye başlıyor ve arzularına yenik düşüyor, ne istediğini bulmaya çalışıyor.

İlginizi Çekebilir: Andy Samberg Brooklyn 9-9 8. Sezonu Hakkında Konuştu!

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...