Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleri Godzilla x Kong: The New Empire: Ruhsuz Bir Titan Kargaşası

Godzilla x Kong: The New Empire: Ruhsuz Bir Titan Kargaşası

Yazar: Berk Söğütlü

Godzilla x Kong: The New Empire: Ruhsuz Bir Titan Kargaşası

Bu inceleme spoiler içermektedir.

MonsterVerse evreni büyük bir hızla genişlemeye devam ediyor. Serinin beşinci filmi olan Godzilla x Kong: The New Empire sonunda vizyona girdi. Yönetmenlik koltuğuna yeniden oturan Adam Wingard, üç ortak yazarı Terry Rossio, Simon Barrett ve Jeremy Slater ile Godzilla ve Kong’u bir kez daha beyazperdede çarpıştırıyor. Filme yeni eklenen isimler arasında Dan Stevens (Trapper), Alex Ferns (Mikael), Rachel House (Hampton) yer alırken geri dönen oyuncular arasında Brian Tyree Henry (Bernie Hayes), Rebecca Hall (Ilene Andrews) ve Kaylee Hottle (Jia) bulunuyor. Godzilla x Kong: The New Empire, Godzilla’yı bizim dünyamızda tutarken, Hollow Earth kontrolünü Kong’a veriyor. Bu sayede ikilinin çatışmasına gerek kalmıyor yine de bu kırılgan barışın uzun sürmemesi kimseyi şaşırtmayacak. Ilene Andrews bu kez evlatlık kızı Jia ile ilgilenirken diğer yandan Monarch’ın canavar ölçüm cihazında tespit edilen gizemli enerji dalgaları ile Jia’nın yaklaşan bir felaket hakkındaki rüyaları arasındaki bağlantıyı çözmeye çalışıyor. Bu sırada Hollow Earth’te ortaya çıkan Skar King adındaki tehlikeli bir Titan bütün dünyayı tehdit edecektir. Kong’un, acımasız Skar King ve onun gizli silahı Shimo’yu durdurmak için en iyi rakibi Godzilla ile birlik olması gerekecek.

Film güzel bir açılış yaparak Kong ve Godzilla’yı hızlıca aksiyonun içine sokuyor. Kong çakal benzeri yaratıkları Hollow Earth’te öldürürken, Godzilla yüzeyde Scylla’yı vahşi bir şekilde parçalayarak Alfa Titan olduğunu gösteriyor. Bu sırada Monarch, Hollow Earth’ün bilinmeyen bölgelerinden gelen gizemli sinyalleri tespit ettiğinde Jia, yaklaşan bir savaşın vizyonlarını görmeye başlar. Bunun üzerine Dr. Andrews evlat edindiği kızı Jia, Titan veterineri Trapper ve podcast yayıncısı Bernie Hayes’in yardımıyla bu rahatsız edici öngörülerin kaynağını bulmak için Hollow Earth’e bir keşif gezisi düzenler. Bu gizem, ekibi ve kendi türünü arayan Kong’u Hollow Earth’ün keşfedilmemiş bölgelerine götürüyor ve burada kadim bir kötülüğün Dünya yüzeyine çıkmaya hazırlandığını keşfediyorlar. Dünyaya hükmetmek için hain planları olan Skar King, ordusu ve kontrol ettiği buz Titanı Shimo ile herkes için tehdit oluşturur. Godzilla da bu sırada kötü bir şeyin yaklaştığını hissediyor ve güçlenmek için kendini çeşitli nükleer enerjilerle şarj etmeye başlıyor. Ayrıca Jia’nın, Mothra’yı yeniden canlandırmak için seçilmiş kişi olduğu ortaya çıkıyor. Evet Godzilla x Kong: The New Empire ile ilgili hiçbir şey mantıklı değil ama uzaktan bakınca bir sorun değil gibi görünüyor. Sonuçta Godzilla ve Kong için buradayız değil mi?

Kong bu filmde de öne çıkan Titan olurken, Godzilla bir kez daha arka plana atılmış. Kong’un kendi türünü bulma arzusu olay örgüsünü yönlendiren en önemli şey. Kong’un ifade gücü filmin aksiyonunun duygusal olarak yönlendirilmesine biraz da olsa yardımcı oluyor çünkü Kong konuşmasa da yüz ifadeleriyle duygularını kolayca izleyiciye aktarabiliyor. Godzilla ise sadece kaba kuvveti olan bir Titan konumunda duruyor. Yaklaşan savaş nedeniyle Tiamat ve nükleer enerji santrallerinden güç toplayan Godzilla’nın evrimleşerek Barbie gibi pembe olmasını beğendim fakat görünenin aksine kendisinde hiç bir güç artışı olmadı veya ben fark edemedim. Senaryo o kadar özenilmeden yazılmış ki filmde olan bir olayın neredeyse hiçbir şeye etkisi yok. Gereksiz sahneler de bir o kadar yer kaplıyor. Kong’un dişinin çekilmesine gerçekten ihtiyaç var mıydı?

MonsterVerse filmlerindeki insanlar hiçbir zaman ilgi çekici olmadı fakat Godzilla x Kong: The New Empire’daki zayıflıkları çok fazla göze batıyor. Evet bu filmdeki yıldızlar Godzilla ve Kong anlıyorum fakat film tamamen titanlara odaklandığı için çok fazla zaman harcıyor ve hikâyeye yer kalmıyor. Bu dengeyi kurma yönünde Kong: Skull Island oldukça başarılıydı. Özellikle ilk Godzilla filmine gelen en büyük eleştirilerden bir tanesi insan karakterlerin filmde çok zaman kaplamasıydı. Daha sonraki filmlerde yavaş yavaş titanlar ön plana çıksa da, insanların da hikâyeye duygusal ve fiziksel bir katkısı oluyordu. Adam Wingard ve senarist ekibi bu eleştirileri yanlış anlamış olsa gerek ki insan karakterlerin filme neredeyse hiçbir katkısı yok. Bu karakterler önceki film olan Godzilla vs. Kong’daki gibi filmin ana yıldızlarının yanında arka planda kalmış. Bu karakterler sıkıcı ve tek boyutlu hissettiriyor. Tamamen canavarlara odaklanmak hikâye işleyişini tamamen mahvetmiş. Oldukça eleştiri alan Godzilla: King of the Monsters’ın karakterleri bile daha iyiydi sanırım.

Brian Tyree Henry’nin Bernie karakteri sadece kötü espriler yapan işlevsel açıdan absürt ve gereksiz bir ekleme olmuş. Dan Stevens’ın Trapper’ı ise bir nebze daha iyi duruyor. Oyuncu kimyalarıysa birbirleriyle hiç uyuşmuyor. Jia telepatik olarak iletişim kurabildiği kökleriyle yeniden bağlantı kurmaya çalışırken Hollow Earth’te insanların yaşaması gibi saçma şeyler var. Her halükarda, Godzilla x Kong: The New Empire’ın hikâyesini şekillendirmeye yardımcı olacak bazı insan karakterlere sahip olması gerekiyordu. Olay örgüsü zaten çok hızlı ilerlediği için film duygusal ağırlığı hissettiremiyor. Kong’u bile insanlardan daha çok hissettim diyebilirim, bu yüzden denge kesinlikle bozulmuş.

Godzilla x Kong: The New Empire’da hiçbir şeyin ağırlığı yok ve bunu mecazi anlamda demiyorum. Filmde asla karşımızda inanılmaz derecede büyük bir canavarın durduğu hissine kapılmıyoruz. Titanların görünümleri, tamamen karikatürize edilmiş. İlk filmlerde ki o devasa canavarlardan eser yok. Hepsi birer Marvel karakteri gibi ortalıkta koşup duruyorlar. Bu yüzden savaşlar da ihtiyaç duyulan ölçekte ölümcül bir görsel sunum sağlayamıyor. Bu filmle beraber Adam Wingard ve yapım stüdyosunun bu evrenin direksiyonunu Shōwa Dönemi’ne kaydırdığını kesin olarak biliyoruz. Belki bazı hayranlar bu değişimi beğenebilir fakat seri şu an tabiri caizse aptalca duruyor. Kong’un mekanik güç eldiveni ortaya çıktığında, film o kadar gülünç olmaya başlıyor ki bir sonraki filmde Godzilla’nın uçan tekme attığını görürsem şaşırmam. İkili müttefik olarak hücum ederken Kong’un, Godzilla’nın sırtına bindiğini görmek çılgınca bir fikir gibi görünse de bu Godzilla’nın karakterini tamamen hiçe sayıyor. Aslına bakılırsa, Godzilla x Kong: The New Empire, orijinal konunun tamamen kaybolduğunun kanıtıdır. Evet bu film metafor kasmak için burada değil fakat her şeyin fazlası zarar. Wingard bu evreni, serinin başlangıçta kaçınmaya çalıştığı ama şimdi görünüşe göre tutunmak istediği basit canavar aksiyonuna dönüştürmüş.

Skar King’in asıl silahı Titanların en güçlüsü olduğu söylenen Shimo üzerinde sahip olduğu kontroldür fakat senaryo filmin kötü adamını o kadar geç tanıtıyor ki Kong ile aralarındaki düşmanlığı inşa etme şansını vermek için çok geç kalıyor. Ayrıca filmin ana kötü adamı Skar King’in basit bir şekilde yenilmesi ve Shimo’nun kısa süreli gözükmesi filmde ciddi bir kötü adam boşluğu oluşturuyor. Saldırılar sırasında muhtemelen binlerce masum insan öldürülüyor, ancak hiç kimse bunu bir saniye bile düşünmüyor. Bunların sonuçta pek bir önemi yok, çünkü başlangıçtan itibaren hiçbir şeyin önemi yok. Mothra ise filmde 1 dakika düşmanlara ağ fırlatmak için görünüyor. Bu kadar çaba bunun için miydi? Rio sahillerindeki büyük final görsel olarak tutarsız olduğu için o kadar kötü bir şekilde yapılmış ki iyi olacak olan her şeyi engellemiş.

Film 135 milyon dolarlık bütçesine rağmen görsel efektlerde bile sınıfta kalıyor. Ara sıra arka planda kalan manzara ve yansımalara dikkat etmeme rağmen bazı yerler Paint’te çizilmiş duruyorlar. Wētā FX gibi başarılı bir şirketin bu kadar kötü görsel efekt yapmasına şaşırdım. Kong’un yüz animasyonları ve tüy efektleri filmde ne kadar güzel duruyorsa, Godzilla’nın efektleri de bir o kadar kötü duruyor. Yönetmen sadece Kong’a odaklanmış ve diğer bütün şeyleri unutmuş gibi. Junkie XL‘in soundtrack listesi ise tam bir hayal kırıklığı olmuş. Akılda kalıcı tek bir müzik bile yok. Tasarımlardan da biraz bahsedersem Skar King ve özellikle Shimo’nun tasarımı çok kötü duruyor. Shimo’nun dosta düşmana korku vermesi bir yana bildiğiniz sevimli bir kaplumbağa olmuş. Sadece Mothra’nın yeniden dizaynını beğendim.

Peki filmin iyi yanları neler? Rated R hak edecek kadar iğrenç olmasa da ikiye bölünmüş bağırsaklar, deniz canavarlarının uçurulan kafaları, Skar King’in dondurulduktan sonra Kong tarafından paramparça edilmesi 13 yaş bir canavar filmi için uygun görünüyor. Kong ve Godzilla’nın diğer canavarlar ile çatışmaları oldukça acımasız işlenmiş. Kong’un karşılaşmaları oldukça heyecan verici ve çoğunlukla güzel bir koreografiye sahip. Son olarak Kong’un Hollow Earth’ü keşfederken karşılaştığı küçük maymun Suko ile olan ilişkisi filmin iyi yönlerinden biri olsa da çok daha iyi değerlendirilebilirdi.

Başından beri bu evreni severek takip eden birisi olarak son iki filmdir serinin zar zor doğru düzgün bir heyecan ürettiğini söylemem gerekiyor. Seri her girişte giderek daha az kasvetli ve daha saçma hâle geldi. Wingard, IMAX’te birbirini yumruklayan devasa CGI canavarları konu alan film vaadini tam olarak yerine getirmiş olsaydı kalan şeyler belki gözden gelinebilirdi. Eğer Godzilla vs. Kong’un evrene getirdiği değişiklikleri sevdiyseniz bu filmi de seveceksiniz ancak serinin ciddi bir tonda devam etmesi için bir yol oluşturmasını umut edenler hayal kırıklığına uğrayabilir.

Puan: 4.5/10

Godzilla x Kong: The New Empire: Ruhsuz Bir Titan Kargaşası

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...