Anasayfa İncelemelerBelgesel İncelemeleri Favourites: Farklı Etnik Kökenlere Ait Öğrencilerin Deneyim Portresi

Favourites: Farklı Etnik Kökenlere Ait Öğrencilerin Deneyim Portresi

Yazar: Elif Betül Yaşar

Favourites: Farklı Etnik Kökenlere Ait Öğrencilerin Deneyim Portresi

27. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali‘nin dördüncü gününde izleme imkânı bulduğum Favourites, Ruth Beckermann yönetmenliğinde 74. Berlin Uluslararası Film Festivali’nden Barış ödülü ile döndü. Elisabeth Menasse-Wiesbauer Ruth Beckerman’ın beraber yazdığı film, 27. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nde ise Türkiye prömiyerini gerçekleştirdi.

2024 yapımı bir belgesel filmi olan Favourites, Viyana’da bir ilkokulda geçiyor. Öğrenci ve öğretmen ilişkisini gözler önüne sererek izleyiciye deneysel bir öğreti de kazandırıyor. Filmin ismi olan Favoriten, ilkokulun bulunduğu bölgeden geliyor. Viyana Favoriten’de bulunan bu ilkokul farklı etnik kökenlere ait öğrencilerden oluşuyor. Öğrencilerin kendi aralarındaki ilişki ve öğrenci-öğretmen arasındaki ilişki olması gerekeni gösteriyor aslında izleyiciye. Bir öğretmen, öğretici konumunda öğrenciye nasıl davranmalı? Özellikle de farklı etnik kökenlere ait birçok öğrenciyle ilişkisi nasıl olmalı? Bunu görüyoruz aslında filmde.

Okul dışında farklı dillerde konuşan bu öğrenciler birbirlerine deneysel bir alan da sunmuş oluyor. Çocuk ruhunun saflığını çok net görüyoruz filmde. Birbirlerine sordukları sorular da bir o kadar doğruluyor o çocuk ruhunu ve saflığını. Birbirlerine sordukları sorular arasında şunlar var: ‘’Aşk mı para mı? İleride evlenmek ister miydin? Gelecekte hangi mesleği yapmak istiyorsun?’’ gibi sorulardan oluşuyor. Verilen cevaplar da bir o kadar kültür farkına işaret ediyor. Aşk mı para mı sorusuna; aşk, ileride evlenmek istemeyen küçük kız çocukları. Ki bu hayır diyen kız çocuğunun neden sorusuna verdiği cevap beni en çok etkileyen cevaptı diyebilirim. Diyor ki ‘’ Neden evlenmek isteyeyim ki kendimle vakit geçirmeyi çok seviyorum bir de kocamla ve çocuklarımla neden uğraşayım ki…’’ Bu cevap hem güldürdüğü kadar hem de çocukların etnik kökeninin bir uzantısıydı. Bu çocukların hepsi kimlik ve göç sorunlarıyla baş eden öğrencilerdi.

Aralarında geçen bir diğer konuşma da kültür nedir sorusuydu. Birisi kültürün herhangi bir zaman diliminde herhangi bir eylem olduğunu söylerken diğeri ise kültürün, yalnızca o kültüre ait olan insanlarla gerçekleştirilen eylemler olduğunu savunuyordu. Birbirlerine karşı gösterdikleri öğreti yadsınamaz bir güzellikteydi. Birbirinden farklı birçok çocuk bir arada öğretim görüyordu, ne güzel değil mi? Öte yandan birbirlerine karşı zorlandıkları da birçok nokta da vardı. Fakat iyi eğitimin gücünü gördüğümüz bu film, eğitimin güçlükle başa çıkmanın nasıl olabileceğini de göstermiş oldu.

Eğitim ile ilgili en çok düşündüğüm kısım ise Almanca konuşulan dilden ötürü gelen Alman eğitim sistemiydi. Fakat Favoriten’in Viyana’da risk altında olan bir okul olduğunu öğrendim. Bu öğreniş ise bana yeni bir öğreti olmuş oldu. Ayrıca Avusturya yapımı olan bu filmde Almancayla beraber yer yer Türkçe konuşmalar da vardı. Farklı birçok öğrencinin bir arada birbirlerini tecrübe etmesi ve bir birey olarak kendilerini tanımlamaya çalışmaları içimi ısıttı.

Öğrencilerin okul gezisinde hem camiye hem de katedrale gitmesi ve imam ile papazın öğrencilere dini anlatmalarının peş peşe verilmesi ve arada kurulan bağ çok netti. Filmi izlerken önyargıyı kurmadık. Çocukların gözünden tekrardan tanıdık. Ayrıca öğretmen İlkay İdişkut’un çarpıcı soruları ve öğrencilerden aldığı cevaplar gerçeklikle bizi baş başa bırakmış oldu.

Filmin girişindeki keçeli kalemlerle oluşturulmuş resim filmin sonunda her öğrencinin resmettiği çizimleri andırmasıyla tatlı bir bitişi sağladı. Belki de çizimler birebir aynılarıydı. Her öğrencinin bir birey olarak kendilerini tanıttığı tatlı resimler. Filmin sonunda her öğrenci isimlerini söyleyerek kendilerini çizdikleri resimleri kameraya gösterdiler ve bir kez daha kendilerini izleyiciye tanıtmış oldular. Bu saf küçük çocukların ilkokul birinci sınıftan dördüncü sınıfa kadar gelişimini ve ilerleyişini izledik. Kültür farklılığının çatışmadan, savaştan, rekabetten değil de sevgiden saygıdan ve barıştan geçtiğini gördük. Öğretmen İlkay İdişkut’un da üstüne basa basa öğrencilerine anlatmaya çalıştığı gibi ‘’ Bizi barış ve sevgi ortamı kurtaracak!’’

Favourites: Farklı Etnik Kökenlere Ait Öğrencilerin Deneyim Portresi

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...