Fatherhood: Bir Babalık Hikayesi (İnceleme)
Filmin yönetmenliğini Paul Weitz yaparken, senaryosunu da Dana Stevens ile kaleme aldı. Filmin oyuncu kadrosunda Kevin Hart, Melody Hurd, Alfre Woodard, Lil Rel Howery ve DeWanda Wise gibi isimler yer alıyor. Film, Matthew Logelin’in Two Kisses for Maddy: A Memoir of Loss and Love adlı kitabına dayanmaktadır. Komedi-dram türünde beğendiğim ve önerebileceğim bir film olan Fatherhood (Bir Eksik) 1 saat 49 dakikadan oluşuyor ve izleyiciyi hiç sıkmadan bitiyor.
Film, kızının doğumundan sonra eşinin ölümüyle sarsılan ve yıpranan bir babanın kızıyla olan yaşantısını anlatıyor. Baba Matt ve kızı Maddy arasında geçen diyaloglar ve bağ insanı derinden etkileyecek şekilde. Matt’in Maddy’yi büyütene kadar yaşadığı korkuları, üzüntüleri ve bilinmezlikleri konu alan film bana çok samimi geldi. Babalık nedir, nasıl baba olunur? Bu soruların cevabını çok tatlı bir şekilde veren bir film. Matt’in kocaman gülümsemeleri ve Maddy’nin ona olan bağlılığı seyircinin içini ısıtacak cinsten.
Biraz Matt’ten bahsedecek olursam, karısı doğum sonrası pulmoner emboliden öldüğünde çaresiz, bilgisiz, çocukça biriydi. Yani kimse Matt’in kızı Maddy’ye bakabileceğini düşünmüyordu. Fakat film akışında Matt’in Maddy’ye bakmak için olan çabası takdire şayan. Matt bu yolculukta tabii ki tek değil. Annesi, kayınvalidesi ve arkadaşları bu yolda onun en büyük destekçisi.
Filmde Maddy’nin farklı yaşlardaki halini görüyoruz. Maddy, annesinin istediği okula giden, annesinin kolyesini ve eşyalarını sahiplenen, annesini görmese de ona kalpten bağlı bir çocuk. Matt ona bu sevgiyi çok güzel aşılamış, filmde de bunu görüyoruz. Aynı zamanda Maddy, babasıyla büyüdüğü için babasını rol model almış, onun gibi giyinmek isteyen, kart oyunları oynayan bir kız. Aynı zamanda, Katolik okulu pantolon yerine etek giymesini talep ettiğinden cinsiyet kimliğiyle biraz mücadele ediyor ve bu fikre alışıyor. Okulda “erkek gibisin” söylemleriyle üzülen fakat bunları ve diğer tüm durumları olgunlukla karşılayabilen bir çocuk. Bir süre sonra filme katılan ve babasının sevgilisi olan Liz ile de çok iyi anlaşıyor. Sevgi dolu ve neşeli bu çocuğu canlandıran Melody Hurd’ı da tebrik etmek lazım, o küçücük yaşıyla seyirciye çok iyi bir oyunculuk sunmuş.
Filmi mutlu sonla bitirmek isteyen Weitz, hayatın gerçeklerinden kopmadan ve abartılaştırmadan konuyu çok temiz bir şekilde işlemiş diyebiliriz. Bu tarz filmler genellikle çok dramatikleştirilir ve gergin bir şekilde izleriz. Örnek verecek olursam, Maddy, babasının kız arkadaşıyla iyi anlaşamasaydı ve film bunun üstünden devam etseydi bence basit bir film olurdu. Fakat Weitz hiç oralara girmemiş ve baba-kızın mutluluğuna odaklanmış.
Maddy’nin oyun parkında düşmesinden sonra başına dikiş atılması için götürüldüğü hastanenin annesinin öldüğü hastane olması ve Matt’in bunu öğrenince yaşadığı korku ve endişe dolu anlar ise beni en çok etkileyen sahne oldu.
Teknik olarak, gösterişli veya karmaşık bir film değil. Mümkün olduğunca realist ve natüralist olarak işlenmiş ve çok temiz bir yapım.Cinsiyete dayalı giyim, bekar babalara hizmet veren destek gruplarının eksikliği ve iş/ev hayatı gibi konulara aceleye getirilmiş ve odaklanmamış gibi görünen sahnelerde yüzeysel bir bakış atılıyor. Sadece filmin sonu için emin değilim. Yani çarpıcı sonlara alıştığımdan dolayı sanırım daha etkileyici bir şey bekliyordum.
İzlemeye değecek bir film olduğunu düşünüyorum ve bence izlediğinize pişman olmazsınız. Umarım yazı sizin için faydalı olmuştur.
Fatherhood: Bir Babalık Hikayesi (İnceleme)
Nilsu Çakıroğlu’nun Diğer Yazıları İçin Tıklayın.
1 Yorum:
Çok başarılı bir yazı olmuş Nilsu Hanım