Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleri 13. Sinepark Kısa Film Festivali İzlenimleri

13. Sinepark Kısa Film Festivali İzlenimleri

Yazar: Pınar Ardıç

13. Sinepark Kısa Film Festivali İzlenimleri

13. Sinepark Kısa Film Festivali bu yıl 5-6-7 haziran tarihleri arasında gerçekleşti. Film festivali kapsamında finale kalan filmlerin gösterimleri gerçekleştirilirken, film gösterimleri sonrasında filmlerin yönetmenleri ile söyleşiler düzenlendi. Festival programında 5 haziranda Korku tüneli, Atlı karınca, Alabora ve Kamikaze kategorisinden gösterimlerken gerçekleşirken 6 haziranda Alabora kategorisi gösterimi 2, Animasyon Treni, Labirent, Çarpışan aramalar kategorisinde finalist filmleri izledik. 7 haziranda yapılan ödül töreni ile birlikte ise festival sonlandı. Ben bu yazımda 5 haziran Alabora Kategorisindeki filmlere yer verdim.

Herkesin Yapabileceği Bir Şey     

Saadet iş görüşmesi için  yola çıkar ve durakta beklerken yeni komşusunun teklifi üzerine arabasına biner. Daha yolun başında bir kız olan Saadet ile artık işlerin nasıl yürüdüğünü bilen Çiğdem’in tek ortak noktası ikisinin de iş görüşmesine gitmeleridir. Ancak yol ilerledikçe tartışmaları şiddetlenir, arabanın bozulması ile beraber Çiğdem ve Saadet aynı iş görüşmesine gittiklerini anlarlar. Tekrar yola koyulan ikili arasındaki hissedilen rekabet farklı kararlar almalarına yol açacaktır. Farklı statülerde iki kadın ve yol derken final sahnesi belki ‘tamam,evet ama niye’
de dedirtebilir. Belki filmin karakterlerine bunu sorsak onların vereceği tek cevap da herkesin yapabileceği bir şey olur.

Hiçbir Türlü

Hiçbir Türlü, orta yaşlı bir adamın lavaboya gitmesi ve türkü söylemesi ile başlıyor. Hidayet artık torun seveceği yaşta tek başına yaşayan yalnız bir adamdır. Bir gün haber izlerken onun da seferberlik kapsamında askere gideceği haberini alır. Sofrada dolanan karıncayı bile öldürmek yerine peçeteyle alan hidayet için beklenmedik ve inanamayacağı bir haberdir bu. Hiçbir türlü de, Hidayetin aldığı ani haber üzerine yaşadığı yalnızlığın yüzüne çarpmasını ve tek başına ölmekten korkmasını izliyoruz… Hidayetin yalnızlığı iyi işlenmiş fakat  karıncayı öldürmeye kıyamayan karakterimiz neden evlatları tarafından bu kadar dışlanmış hiç bilmiyoruz. Filmin bazı diyalogları yeterince sahnelerin duyguların taşımıyor. Mesela hidayetin berberdeyken gerçekleşen diyalogları daha samimi olabilirdi. Diyaloğun yazılma biçiminden mi oyuncudan mı kaynaklı tam hisler geçmemiş emin değilim. Senaryo yine de sadece yaşlı bir adamın yalnızlığı, ölüm korkusunu işlemek istediyse oldukça başarılı.

Out of Office

Kadın karakterimiz bir şirkette home- office sisteminde çalışıyordur. Sabahın erken saatlerde işe başlar. Görüntülü bir toplantıda gülerek motivasyonu yüksek bir halde konuşurken toplantıdan biter bitmez yüzünden gülümsemesi silinir. Uzaktan çalışsa da iş yerinde yüz yüze çalışırken takınılan o sahte maske değişmiyor pek demek ki. Out of Office izlerken uzaktan çalışan bir kadının yaşantısında aslında nasıl özel alanının ve çalışma alanın ikiye ayrıldığı yerin nasıl silindiğini oldukça görüyoruz. Bunun en belirgin gördüğümüz sahne mola sırasında yoga yaparken durmadan bildirimler gelmesi ve bir iki dakika geçmeden tekrar bilgisayar başına geçmesi. Filmdeki kadın karakter için oyuncu seçimi gerçekten başarılı olmuş. Damla polat gerçekten de siyah beyaz bir filmde olsa kurumsal hayatta çalışan bir kadın imajını başarıyla oynuyor. Siyah beyaz izlediğimiz filmin çekimleri de oldukça başarılı ve hikayeye bağlı. Ancak eğer filmin özetinde yazdığı gibi günümüz dünyasında doğanın her zaman bir planı olduğunu anlatmak istenmiş ise bunun için senaryonun yeterli olduğunu düşünmüyorum. Ki Out of Office’n kısa film olduğunu ve bütçesini de göz önüne alırsak izlediğimiz filmin olabilceği en iyi hali olduğunu anlıyoruz ve bu da senaryoyu anlaşılır kılıyor.

Bugün Değil

Bugün Değil’de iki ufak çocuğu olan ve alzheimer hastasına bakan Meryem’in hikayesini izliyoruz. Meryem orta sınıf bir ailenin çocuğuna bakarak hayatını idame eden bir kadındır. Çocuklarına karşı çok sert olsa da bakıcılık yaparken oldukça anlayışlı ve sakindir. Meryem bakıcılık yaparken artık evin sahibi gelir ve onu kişisel gelişim kitabı okurken görür. Ev sahibi kadının Meryem’e kendine inanması üzerine tavsiyeleri, Meryem’in bu tavsiyeyi dinlemesi de olabilecek en yanlış güne denk gelir. Filmde bazı sahnelerde Parazit(2009) esintileri mevcut fakat yönetmen buna katılır mı bilemeyiz. Senaryo ve sahnelerin muhteşem bir uyumu var. Gerilim dozu da ne eksik ne fazla. Çocuk oyuncular da oldukça başarılı. İzlenmesi gereken, günümüz için iyi bir eleştiriye sahip kısa filmlerden.

Babamın Öldüğü Gün

 

Sema ve Hale yıllar sonra babalarının ölümü üzerine bir araya gelen iki kız kardeştir. Yıllarca kendi hayatıyla meşgul olan Sema ve o zaman içerisinde babasına bakan Hale’nin aralarında bir soğukluk vardır. Farklı yollar çizen iki kız kardeş arabada tartışırken arabanın aniden durması ile akıl ve vicdanları arasında bir karar almaları gerekir. Babamın öldüğü gün’ün son sahnelerinde artık sadece iki kız kardeş değil seyirci de vicdanını sorguluyordur. Film başarılı bir şekilde yönetilmiş, başlangıç ve gelişme kısımlarında belki diyalog olarak sanki kısır bırakılmış. Ya da seyirci olarak bu iki kız kardeşi daha iyi anlamak için böyle bir ihtiyaç hissediyoruz.

İntihar Bekçisi

İç işlerinin aldığı bir kararla artan intihar vakasını engellemek için ülke genelini kapsayan bir karar alınır. Artık mahalle bekçileri köprülerde nöbet tutacak ve intiharları engelleyecektir. İntiharları engelleyen bekçiler de rozetler alır, tebrik edilir. Az nufüslü bir yerde bekçilik yapan baş karakterimiz ise bu durumdan hiç memnun değildir. İşlek bir köprü de bekçilik yapmak ile bir köyün köprüsünde bekçilik yapmak bir midir? Bunun üzerine karakterimizin arkadaşı oldukça ilginç bir fikri vardır. İntihar bekçisi filmi senaryosu ile gerçeklikten kopmazken oldukça muzip bir film olmayı başarıyor. Kayhan Açıkgöz karakterini o kadar başarılı bir şekilde, hiçbir sahteliğe yer vermeden  oynuyor. Ki böylece sadece Türkiye’de olur dediğimiz bir durumun işlenişi başarılı bir oyunculuk ile birleşince hikaye seyirciyi elinde tutuyor.

13. Sinepark Kısa Film Festivali İzlenimleri

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...