Çocuğunu, hayatında yaşadığı hikayelerle büyüten ve hikaye anlatmayı çok seven bir baba ile tanışırız. Oğlu Will büyüdükten sonra bu hikayelerdeki fantastik ögelerden dolayı hikayelerin masumane bir şekilde uydurulmuş olduğunu düşünür. Babası kesinlikle karşı çıkar ve yaşadıklarının gerçek olduğunu savunur. Ölüm döşeğinde olan babasını kırmamak için bir kere daha dinler oğlu. Biz de baba Edward’ın fantastik hikayesine tanıklık ederiz. Kurt adamların, cadıların hatta boyu 3 metreye uzanan devlerin olduğu hikaye bizim içimizi o kadar çok ısıtır ki bu fantastik ögelerin gerçek olabileceğini düşünürüz. Edward bu hikayede, gizli kalmış bir yerleşim yerine gider, savaşa gider, sirke gider daha da önemlisi hayatının aşkı için seneler boyunca çalışır. “Gerçek mi? Değil mi?” ikileminde kaldığımız hikayenin sonunda, benim kelime dağarcığıma eklediğim “BigFish’lemek” deyiminin anlamını öğrenip yüzümüzde gülümseme yaratıyor bu film.
Big Fish | Tanıtım
940