Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleri Bad Tales (Çirkin Masallar): Mutsuz Çocuklar (İKSV Özel)

Bad Tales (Çirkin Masallar): Mutsuz Çocuklar (İKSV Özel)

Yazar: Senanur Pehlivan

Bad Tales (Çirkin Masallar): Mutsuz Çocuklar (İKSV Özel)

IKSV Ocak Seçkisi programında yayınlanan Favolacce (Bad Tales) İtalyan ikiz kardeşler Damiano ve Fabio D’Innocenzo’nun ikinci uzun metraj filmi. 2020 Berlinale’de en iyi senaryo ödülünü almaya hak kazanan bu dram filmi başka festivallerden de ödül toplamayı başarmış. Özet olarak; Roma’nın orta sınıf mahallesinde ebeveynler ve çocuklar arasında yaşanan bir dram öyküsü.

Filmimiz bir anlatıcının sesiyle başlıyor. Anlatıcı bir gün bir çöp kutusunda bir kızın günlüğünü bulup okuduğunu ve yazılanlardan çok etkilendiği içinde günlüğü sakladığını söylüyor. Kızın yazdıklarının uyarısız bir şekilde son bulması onu çok üzmüş ve hatta kızın anlattığı yaşamı sevdiği için günlüğün boş kalan sayfalarını kendisi doldurmuş. Anlatıcı, kendini etkileyen bu hayatı bizlere de anlatma ihtiyacı duyduğunu söylüyor. Sonrasında kameralar bizi Roma’nın bir mahallesinde bir sürü çocuklu ailenin yaşadığı banliyö hayatına götürüyor. İlk sahnede bir aileyi tüyler ürpertici bir haberi tepkisiz bir şekilde izlerken görüyoruz.

Devamında filmde hikayelerini anlatılacak olan bir aile dışında tüm çocukları ve aileleri birlikte akşam yemeği yerken görüyoruz. Normalde şen şakrak olmasını düşündüğümüz bu sofrada kimsenin konuşmaya hevesli olmadığı hatta sebep olmaksızın kasvetli bir havanın içinde yüzüyoruz. Ebeveynler keyifsizce sohbet ederken kamera bize tüm çocukların yüzlerini teker teker gösteriyor, çocukların yüzlerinde herhangi olumlu bir duygu göremiyoruz. Konuşulan şeyleri ilgilerini çekmiyor değil de konuşanlardan da pek hoşlanmadıklarını anlıyoruz. Tüm film aslında bu fikir etrafına şekilleniyor, film boyunca ebeveynlerin olduğu sahnelerde mutlu çocuklar göremiyoruz.

Kendi bulundukları orta sınıf yaşantısından hoşnut olmayan ebeveynler aynı zamanda birbirleri arasında da ebeveynlik yarışına girmiş durumda. Yarış o kadar önemli bir duruma gelmiş ki tüm ihtiyaçlarını karşılamak zorunda oldukları çocuklarına karşı sevgilerini göstermeye vakit bulamamışlar. Öyle ki kendi hayatlarında olumsuz giden şeylerin etkilerini de çocuklardan çıkartmayı hak görmüşler.

Film boyunca kasvetin bizi yer yer sardığı bölümlere istinaden bir anda gerilimli bir atmosfere düşüyoruz. Finalinde bize anlatmak istediğini çok sert bir şekilde dile getirmeyi tercih eden filmde umuda dair ufak parçalar ararken buluyorsunuz kendinizi. Çocukların ebeveynleri tarafından sadece anne ve baba kavramları için var edilmiş olması ve geri kalan insani duygularının neredeyse yok sayılması üzerine minikler için çok sarsıcı ve ağır bir yük oluşmuş. Bunlara karşı bir şeyler yapmak veya yapmamak isteyen ebeveyn kurbanı olarak umutlarını kaybetmiş çocukların harekete geçişleri çok çarpıcı bir şekilde bizlere aktarılıyor.

Şunu da söylemek gerekir ki aptal bir ebeveyne sahip olan diğer çocuklarla arkadaş olup banliyö dışında yaşayan, hor görülen ve engelli olduğunu düşündüğümüz bir çocuğumuz daha var. Çocuğun ebeveynin yetersiz olduğunu düşünsek de kendi çocuğunun mutluluğunu başka şeylerden üstün tutarak gerekli sorumlulukları almasıyla bizi şaşırtıyor. Böylece diğer ebeveynlerden daha üstün bir konuma çıkıyor. Çocuğuna gösterdiği sevgi yeterli olsa gerek ki bu çocuk diğerlerine nazaran filmin umut taşı oluyor.

Anlatıcının bize bahsettiği günlüğün kimin olduğunu çözemiyoruz ama aslında bana kalırsa çocukların her birinin birkaç gününü anlatıyor olabilir. Filmin başında ve sonunda yapılan zaman oyunun karmaşıklığını da tam çözemedik. Umarız bununla alakalı bir yazı bulabiliriz bu bir hata olamayacak kadar büyük bir olay.

En dramatik yazı bile çekim açılarına hayran kalarak izliyoruz belki de. İtalya’nın o ağaçlı ve denizli güzel havalarında bir zıtlık olarak huzurun yansıması yerine üzücü duygulara kaptırıyoruz kendimizi. Işıklandırma ve tüm teknik detayların kalite kokmasıyla çeşit çeşit karelerde hayran kalmamak da imkansız oluyor. Senaryonun içerdiği o hüzünse ağır ağır işliyor iliklerimize. Çoğunluğu çocuklardan oluşan oyuncu kadrosu da son derece başarılı. Filmde farklı farklı fikirler çıkarmaya uygun bir son olduğunu da düşünüyorum.

Etkileyici bir sonla bizi şaşırtan ve düşündüren bu film değişiklik isteyen sanatseverler için oldukça izlenilesi. Ağır tempolu filmlerin tadını çıkartarak izleyebilenler için de ekstra keyifli olacağını düşünüyorum. Festivalde 7 Ocak Perşembe gününe kadar gösterimde olan bu filmi ıskalamayın derim. İyi seyirler.

Bad Tales (Çirkin Masallar): Mutsuz Çocuklar (İKSV Özel)

Senanur Pehlivan’ın Diğer Yazıları İçin Tıklayın.

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...